Genel Yayın Yönetmeni Tayyip Erdoğan | "Yarın medyada" dediği haber manşetlerde
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın İmamoğlu-Yıldırım ortak yayınına ilişkin gazetelerin yayınlayacağını söylediği haber bugün iktidara yakın basının manşetlerinde yer alıyor.
Ekran görüntüleri: Sabah, Yeni Şafak, Akşam, Türkiye
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ekrem İmamoğlu-Binali Yıldırım ortak yayınına ilişkin dün meydanlarda sarf ettiği "Yarın medyada çok daha önemli bir şey göreceksiniz. Bu televizyon programı öncesi moderatörle nerede, nasıl buluştular, bunu göreceksiniz" sözleri sonrası iktidarın kontrolündeki medya bugün Erdoğan'ın önceden haberini verdiği bu manşetlerle çıktı.
Sabah'ın ilk olarak dün Taksim'deki Marmara Hotel'in güvenlik kamerası görüntülerini kullanarak yayından önce Ekrem İmamoğlu ile İsmail Küçükkaya'nın görüşmesini "Şok görüntüler" ifadesiyle manşetine taşıması sonrası bugün de "CHP adayının büyük yalanı" manşetini attı.
Sabah'a göre "İmamoğlu ile Küçükkaya 46 dakika başbaşa" görüştü. Yeni Şafak, "Yine soru çaldılar" manşeti attı ve 'FETÖ' vurgusu yaparak İmamoğlu'nun Küçükkaya ile görüşerek programdaki soruları önceden elde ettiğini öne sürdü. İktidara yakın gazeteler Star, "Rezalet büyüyor", Akşam "Nereden baksan rezalet", Güneş "Tarihi rezalet", Türkiye "Karanlıktaki sorular" haberleriyle bugün okurlarının karşısına çıktı.
Erdoğan'ın "Talimat gibi" açıklaması sonrası İmamoğlu-Yıldırım ortak yayınına gazetelerinde hiç yer vermeyen Demirören Grubunun gazeteleri Hürriyet ve Milliyet de "Tartışılan otel buluşması" başlığıyla meseleyi birinci sayfalarına taşıdı.
İKTİDAR MEDYASINDAKİ KÖŞE YAZARLARI DAHİ ELEŞTİRDİ
AKP ve Erdoğan seçime günler kala bu meseleyi gündemleştirmeyi tercih ederken pek çok köşe yazarı İsmail Küçükkaya'nın zaten bu haberlerden önce açıkladığı, aslında "gizli kapaklı" olmayan görüşmeye dair haberleri eleştiren yazılar yazdı.
HINCAL ULUÇ, KENDİ GAZETESİNİ ELEŞTİRDİ
Sabah'tan Hıncal Uluç, İsmail Küçükkaya'ya yönelik haberlerin Uğur Dündar'ın bu yayına çıkmamakta haklı olduğunu gösterdiğini ifade etti ve gazetesini şu sözlerle eleştirdi:
"Şimdi dün sabah bizde Mahmut Övür kardeşimin yazısı vardı. Bomba haber olduğu için birinci sayfadan verilmiş..
Öyle bomba ki, fotoğraflarla belgelenmiş. İsmail Küçükkaya yayından önce Taksim'deki o ünlü gökdelen otele giriyor. İmamoğlu ile konuşuyor ve çıkıyor, görüyorsunuz.
Mahmut'un yazısının manşeti "O otelde ne konuştunuz?." O otele, ne zaman, niçin gittiğini de, ne konuştuğunu da İsmail bir gece evvel televizyonda anlattı ve bastıra bastıra, on kez tekrar ederek "İki tarafla da konuşmamı tarafların sözcüleri Mahir Ünal ve Engin Altay benden istediler. 'Yaptığımız protokolü ve yayın akışını anlat' dediler.
Ben de görüştüm, dedi" Mahmut!. Ve ne Ünal'dan ne de Altay'dan tekzip de gelmedi.
Sevgili Mahmut..
Şimdi diyelim sen, Ekrem İmamoğlu'na gizli bir soru kağıdı vermek istiyorsun. Bunun için adamın basın toplantısı yaptığı, yani ortalığın gazeteci, televizyoncu ve kameraman kaynadığı otele mi dalarsın, Malkoçoğlu gibi.. Yoksa o soru kağıdını kimsenin ruhunun duymayacağı bir şekilde iletme yolunu mu bulursun?.
Bunca yıllık gazeteci (Ki beş yılı Genel Yayın Müdürlüğüdür) bunca yıldır en çok izlenen haber bültenlerinden birinin sunucusu, yani o otelin yanında oturan boyacının bile tanıdığı biri olarak, bu işi gazeteci kaynayan yerde "Gizleyeceğini sanarak" yapacak kadar gerzek mi, meslektaşımız, Sevgili Mahmut?.
Baştan ben de kızmıştım, sunuculuk teklifini geri çeviren Uğur'a.. Ama dedim ya!. "Hayır" derken yerden göğe haklıymış, meğer!"
FATİH ALTAYLI: ÖYLE BİR NİYETİ OLSA WHATSAPP'LA VERİR
Habertürk'ten Fatih Altaylı, "Yapmayın Allah aşkına" başlıklı yazısında şunları kaleme aldı:
"Olay başından sonuna saçmalık.
Geldiği nokta da bu sonunda.
Binali Bey, yapmayı kabul ettiği tartışmaya “moderatör” atıyor.
Atanmış moderatör, günler boyu sürekli olarak iki tarafın temsilcileri le görüşüp yayının nasıl yapılacağına, formata, konulara karar veriyorlar.
Program zaten atanmış moderatörün “Kendini korumak için” aşırı dikkatli yaklaşımı ile kötü bir yayına dönüşüyor.
Sonrasında da bu iddialar.
Yahu Küçükkaya zaten iki tarafla da görüşüp duruyor.
Soruları vermek için ille de Ekrem İmamoğlu ya da Binali Yıldırım’la bir araya gelip oturması mı gerekiyor?
Bu iş namus, haysiyet işi.
Öyle bir niyeti olsa, soruları telefonla da verir, whatsapp’la da, maille de.
Kim engelleyebilir ki, kendi namusundan başka."
ÖZKÖK'TEN OTELE SORULAR
Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, Küçükkaya'nın zaten gizli kapaklı bir şey yapmadığını, iki adayla da yayından önce görüştüğünü hatırlattı ancak meselenin başka bir boyutuna değinerek otelin güvenlik kamerası görüntülerinin ancak kriminal bir olay söz konusu ise emniyet mensupları ve savcılar tarafından alınabileceğini hatırlattı ve şu soruları sordu:
- Otel bu kamera görüntülerini medya mensuplarına kendi mi vermiştir?
- Kendi vermediyse hangi emniyet veya savcılık istemiştir de vermiştir?
- Savcılık veya emniyet bunu resmi yollardan mı istemiştir?
- Yani Türk otelciliğine, Türk adalet sistemine, vatandaşın mahremiyet hakkına, Türk turizmine, Türk demokrasisine ve hepimizin mahremiyet hakkına bu büyük ihaneti kim yapmıştır?
Özkök, bu sorular yanıtlanana kadar bu otele adım atmayacağını söyledi.
AKİF BEKİ: YILDIRIM TARAFTARLARI 'HANGİSİ TUTARSA' MANTIĞIYLA ŞANSLARINI DENİYOR
Karar'dan Akif Beki ise iktidar medyasının yayın sonrası Binali Yıldırım'ı "tartışmasız galip" ilan ettiğini hatırlatarak şunları yazdı:
"Bir dakika yahu; maçtan fazlasıyla memnun ayrılan tarafın yapacağı şey midir 'hakem yanlıydı' demek!
İmamoğlu-Yıldırım karşılaşmasından hem galip çıktığınızı söyleyeceksiniz. "Yıldırım çarptı" başlıkları atacaksınız. Hem de hakkınızın yendiğinden, moderatörün taraf tuttuğundan, rakip adayı kayırdığından dem vuracaksınız...
Yok mu bir propaganda karmaşası, seçmen hangisine inansın?
Yıldırım taraftarları, 'hangisi tutarsa' mantığıyla şanslarını deniyor. Kendi iddialarını sakatladıklarını, bir dediklerini öbürüyle çürüttüklerini, ikili dilin kafa bulandırmaktan başka bir halta yaramayacağını da göremiyorlar.
Yıldırım ezdi geçti, net bir zafer kazandıysa daha ne; başarınızın üstünde durmak varken Küçükkaya'dan şikayet ederek, şike şaibe yaygarası basarak gölge düşürmek niye?
Önceden akla gelmeyecek kazık soru mu çıktı bahtlarına, hayır...
Hepsi öngörülebilir, hepsi baştan kestirilebilecek, hatta ilk anda akla gelecek sorulardı.
Küçükkaya'nın İmamoğlu'yla gizlice ders çalışıp paslaştıkları iddiasını pompalıyor gazete ve TV'ler.
İmamoğlu'nun soruları bildiği için iyi hazırlandığını ve bu yüzden çuvallamadığını tersinden kabul etmiş olmuyorlar mı?
Çalışmadığı yerden soru çıkmış da terse yatırılmış, altından kalkmakta zorlanmış gibi göstererek, Yıldırım'ın tartışmaya iyi hazırlanmadığı izlenimi de vermiyorlar mı?
O soruları kopya çekmeden, yardım almadan ezbere bilmeyecek ne vardı Allah aşkına!" (MEDYA SERVİSİ)