Erdoğan'dan İmamoğlu'ya gözdağı: Başkanlığı düşecektir
Erdoğan, bir kez daha İmamoğlu'yu hedefe koydu. İmamoğlu'nun Ordu Valisi'ne hakaret ettiğini ileri süren Erdoğan, "Cezası belli bir süreyi aşarsa başkanlığı düşecektir" dedi.
Fotoğraf: AA
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya ve televizyon ortak yayınında konuştu.
Seçime az bir zaman kala adeta "saha"ya inen Erdoğan, İstanbul'da bulunan Vahdettin Köşkü'nde Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman’ın sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir kez daha CHP'nin İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'yu hedef aldı. İmamoğlu'nun Ordu Valisi'ne hakaret ettiği iddiasını sürdüren Erdoğan, "Siz bir valiye 'it' derseniz, kusura bakmayın bunu kimse yemez. Ben de bir Cumhurbaşkanı olarak valime sahip çıkmak durumundayım, onu yedirtmem. Yasalarımızda küfürlerin karşılığı bellidir. Benim belediye başkanlığım nasıl düştüyse onunki de düşer. Ben yaşadım çünkü. Cezası belli bir süreyi aşarsa başkanlığı düşecektir" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Erdoğan, AA'nın servis ettiği Öcalan'a ait olduğu ileri sürülen mektupla ilgili sözler sarf etti. Erdoğan, "Bu iktidar savaşında HDP PKK kanadında yaşanan bu savaş Öcalan ve Demirtaş noktasında da ciddi bir iktidar mücadelesine doğru kayma gösteriyor." dedi.
"BENİM BAŞKANLIĞIMI DA ELİMDEN ALDILAR"
İmamoğlu'nun hakaret ettiğini ileri sürdüğü Ordu Valisi'ni kastederek "Onu yedirtmem" diyen Erdoğan şunları söyledi:
"Burada kararı yargı verecek. Bu ülkenin valisine 'it' demenin ne olduğunu yasal olarak kararına verecek odur. Bu tür küfürlerin karşılığı belli. Burada ben büyük bir ispat yapacağım. Ben İstanbul'un belediye başkanıydım. Ben okuduğum bir şiir nedeniyle mahkum oldum. Bu mahkumiyetinle benim elimden belediye başkanlığımı aldılar. Bu ise bir belediye başkanı olmadan bir ilin valisine küfür ediyor. Ben küfür etmedim. Elimden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımı aldılar. Vali demek cumhurbaşkanının o ildeki vekili demektir. Ben valime sahip çıkmak durumundayım. Onu yedirtmem. Yanındaki de polislere şerefsizler diye hitap ediyor."
"CEZASI BELLİ BİR SÜREYİ AŞARSA BAŞKANLIĞI DÜŞECEKTİR"
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukuk içerisinde olacak olan bir şey. Benim orada 'yapamaz' dediğim bir şey yok. Yargı böyle bir şeyi verdiği takdirde, vermesi halinde bu düşer. Hele hele bir konu var ki o da şudur; biliyorsunuz özellikle bu tür yargı süreci içerisinde belli bir süreyi aşan ceza alması halinde bu düşecektir. O süreyi aşmazsa zaten göreve devam eder. Seçildikten sonra bu valinin özellikle savcılığa müracatıyla başlayacak olan bir süreçtir. Bu da bir defa görevi ihmal değil, kötüye kullanmaktır. Bu daha göreve gelmeden bu işi yapmak suretiyle o cezayı aldığı anda bir defa, benim bu kanaatimdir, yargı da bu kararı verirse, zaten onun belediye başkanlığı, nasıl benim düştüyse, onun da belediye başkanlığı düşer. Ben yaşadım çünkü. Ben yaşadığımı söylüyorum. Bana bu cezayı verdiler, ve şiir okuduğum için verdiler. Belediye başkanlığım 4 yıl 6 ay gibi bir süre geçmişti, düştü. Benden sonra seçim yapıldı Meclis'te. O seçimle başka bir arkadaşımız başkan seçildi, onunla süre tamamlandı.
Ben belediye başkanı iken okuduğum bir şiir nedeniyle mahkum oldum. Bu mahkumiyet nedeniyle belediye başkanlığımı elimden aldılar. Bu daha belediye başkanı olmadan devletin valisine küfrediyor. Yasalarımızda küfürlerin karşılığı şu kadar yıldan şu kadar yıla bellidir. Cezası belli bir süreyi aşarsa başkanlığı düşecektir."
ÖCALAN'A AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN MEKTUP
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın HDP'ye seçim için "tarafsızlık çağrısı" yaptığı iddiasına ilişkin de konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Demirtaş çok açık ve net, CHP'nin adayına desteğini açıklamıştır. Çok ilginç olan nedir Apo'nun yaptığı açıklamadır.
Burada bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında, tabi HDP-PKK kanadında yaşanan bu savaş, Öcalan ve Demirtaş noktasında ciddi bir iktidar mücadelesine doğru kayma gösteriyor. Hatta daha da ileri gideyim dağ da bu işin içinde. Ben bunu biraz daha ileri taşıyorum, Avrupa da bu işin içinde. Bu süreç içerisinde Öcalan kendi ittifakını kaçırtmak istemiyor. Bununla ilgili çok sert açıklamaları var.
Demirtaş'tan hesap sormaktan dağdan hesap sormaya varıncaya kadar. Onların kendisine ihanet ettiği inancı içinde. Onlara yönelik kesin tavırları var. Yaptığı açıklamada, siz beni destekliyorsanız, siz benim arkamdaysanız ne buraya ne şuraya değil, kendi tavrınızı ortaya koymalısınız. Ve herhangi birinden yana değil, kendi kendi tarafsızlığını ortaya koymalısınız gibi bir havanın içerisinde var. İttifaklarla işiniz yok diyor.
PKK'nın bir kanadı CHP adayını destekliyor, bir kısmı üçüncü yol diyor. Şimdi bir de o ortaya çıktı. Hamd olsun Binali Yıldırım'ın böyle bir şeyi yok. Zaten şimdiye kadar verilmiş bir mesaj da yok. Biz MHP ile beranber kurmuş olduğumuz Cumhur İttifakı ile bu işi götürüyoruz. Zaten böyle bir desteğin gelemeyeceğini de herkes biliyor.
Ancak bu noktada değerlendirmem olur: Burada bir liderlik mücadelesi var. Bu liderlik mücadelesinde Öcalan, Demirtaş'a ve dağa mesajlarını veriyor. Kürt kardeşlerimin istismarına üzüldüm. Kürt kardeşlerime soruyorum: Terör örgütünün dağda listesini yapıp Meclis'e gönderdiği milletvekilleri sizin hangi yaranıza merhem oldu.
Özellikle Kürt kardeşlerime bir mesaj olarak, bu oyuna gelmeyin diyorum. PKK'nın desteğinden beslenen bu partilere, onların yandaşlarına zayi etmeyin.
Onlar sadece hendek açtılar çukur açtılar. Gabar'da Tendürek'te, çocuklarınızı kaçırıp o mağaralarda ne hallere düşürdüğünü bilin diyoruz." (HABER MERKEZİ)