TÜPRAŞ’ta müzakere bitti, mücadele sürecek
Petrol-İş Genel Merkezi ile Koç Holding arasında süren müzakere süreci, sonuç alınamadan tamamlandı. Petrol-İş yöneticileri, "İşverenin oyalayıcı tutumu karşısında tekrar masaya oturmak anlamsız" dedi
Fotoğraf: Petrol-İş
TÜPRAŞ işçilerinin, Petrol-İş Genel Merkezinin müzakereleri sürdürebilmesi ve sözleşmeyi masada bitirme şansını denemesi için yürüttüğü eylemsizlik kararı ve Koç Holding ile sürdürdüğü görüşmeler, hiçbir sonuç alınamadan bitti.
İşçiler, sendika yöneticileri ve Koç Holding arasında süren görüşmelerde Koç Holding, sözleşme sürecini tıkayan, 3 yıllık sözleşme, vardiya sisteminde değişiklik ve mazeret izinlerinin azaltılması dayatmalarını geri çekmedi. Petrol-İş ise bu koşullarda tekrar masaya oturmanın gereksiz olduğunu söyledi. Koç Holding, bugün yapılan görüşmelerde de bu isteklerinden vazgeçmeyince görüşmeler durdu ve bir daha görüşme yapmak için gün alınmadı.
"TARİH ALMAYIZ TARİH YAZARIZ"
Petrol-İş İzmit, Aliağa, Kırıkkale, Batman şubelerinin yöneticileri, işyeri temsilcileri ve genel merkez yöneticileri, Kocaeli TÜPRAŞ işletmesine giderek burada bir yürüyüş yaptı. Genel müdürlük önünde açıklama yapan Kocaeli Şube Başkanı Salih Akduman, Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay ve Genel Yönetim Sekreteri Ünal Akbulut, Koç Holding’in dayattığı üç maddeyi çekmemesinden dolayı görüşmelerin bittiğini ve yeni bir görüşme tarihi belirlenmediğini açıkladı.
Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay, “TİS bizim geleceğimizdir, asla sattırmayız. 16 oturum 6 ay boyunca yürütmüş olduğumuz müzakerelerde bütün üyelerimiz ve aileleri adına özveri göstermemize rağmen hâlâ bizden bir şeyler istiyorlar. 'En azından bir şeyler verin' diyorlar. Bu saatten sonra bizleri tehdit etmeye kalkarlarsa, yıldırmaya çalışırlarsa inancımız ve kararlılığımızla buna karşı gereken cevabı vermek boynumuzun borcu olur. Biz hangi şiarla yola çıktıysak bugün de aynı birlik içinde yolumuza devam edeceğiz. Bizleri Yüksek Hakem Kurulu (YHK) ile tehdit etmeye çalışıyorlar. Bizler birbirimize söz verdik, haklarımızdan hiçbir nokta ve virgülüne kadar vazgeçmeyeceğiz. Onlar ne derse desin, bedeli ne olursa olsun. Rafineriyi bilmeyen insanlar, TÜPRAŞ işçisinin nasıl olduğunu bilmeyenler bu rafineriyi yönetmeye çalışıyorlar. Onlar burada yokken de biz burada üretim yapıyorduk. Biz canlarımızla bedel ödedik, işyerinde yitirdiğimiz canlarımızla bedel ödedik. İşyerinde arkadaşımızı kaybetmenin acısını, hüznünü, duygusunu bizler yaşadık, onlar bunların hiçbirini bilmiyor. Biz burada hancıyız onlar yolcu. Dört rafineri birlikte, bu toplu sözleşme nerede ve nasıl biterse bitsin biz bu bedeli ödemeye hazırız. Tarih almayız tarih yazarız” dedi.
Sözleșmenin masada bitmesi için büyük çaba sarf ettiklerini belirten Genel Yönetim Sekreteri Ünal Akbulut da, "Ama kuru bir inat var. 3 madde de 3 madde. Bu sözleșmenin imzalanmamasının sorumlusu biz değiliz" dedi.
"İŞVERENİN DİRETMESİNE KARŞILIK OYALANMAYI BIRAKALIM DEDİK"
Evrensel’e konuşan Petrol-İş Aliağa Şube Başkan Yardımcısı Veysel Gündüz, şu bilgileri verdi: Görüşmeler bugün itibari ile bitti. İşverenler her ne kadar yeni bir tarih belirleyip görüşmeleri sürdürmeyi istediklerini söyleseler de dayatılan maddeleri geri çekmeleri isteğimizi kabul etmediler. 'Hiç değilse biri geçsin, olmazsa biraz olsun' gibi bir anlayışla yaklaştılar. Bizler kararımızın net olduğunu, bu görüşmeler ne kadar sürerse sürsün bu üç maddede müzakere yapmayacağımızı, kazanılmış haklarımızı pazarlık konusu yapmayacağımızı söyledik. Hal böyle olunca da eğer bu maddelerde diretiyorlarsa görüşmeleri bitirerek oyalanmayı bırakmamız gerektiğini söyledik.
"KONFEDERASYONLAR BİRLİKTE MÜCADELE VERMELİ"
Verdikleri mücadelenin Türkiye işçi sınıfının mücadelesine dönüştüğünü ifade eden Gündüz, “Kale Kayış, Cargill ve diğer işyerlerinde arkadaşlar en temel haklar için direniyor, kamu toplu sözleşmeleri bekliyor. SOCAR buradaki tutumumuza bakıyor. Artık sermayenin birleşik gücüne karşı Türk-İş, Hak-İş demeden en güçlü sermaye grubuna karşı mücadele için birleşmek gerekiyor. Burada böyle olursa diğer yerlerde neler olur kim bilir? Sendikalar bu mücadeleye destek vermeli. İşveren grev yasağına ve yüksek hakeme güveniyor. Konfederasyonlar öncelikle grev yasağına karşı, sendika düşmanlığına karşı net bir duruş göstererek birlikte mücadele vermeli. Yüksek Hakem Kuruluna gidecekse gider ama huzur ve iş barışı kaybolur, dayatmayla böyle riskli ve ağır sanayi işletilmez. Bizler ilk günde dediğimiz gibi üretimden gelen gücümüz de dahil her türlü mücadelede kararlıyız. Biz bir iyi niyet gösterdik ve karşılığını alamadık, dayatmalara devam ediyorlar” dedi.
Aliağa’dan bir işçi de “Sendikacı arkadaşlar henüz bir açıklama yapmadı bizlere, gelince yapacaklarını düşünüyoruz. Bizler iş yerlerinde kararlı ve birlik içindeyiz. Mesaiye kalmama ve iş izni vermeme kararı açıklandı ve bütün fabrikalarda uygulanıyor” dedi. (İzmir/EVRENSEL)