Hande Buse Şeker'in katledilmesiyle ilgili dava 13 Eylül'e ertelendi
Hande Buse Şeker’i katleden polis V.H. hakkında açılan davanın duruşması 13 Eylül'e ertelendi.
Fotoğraf: Evrensel
Alsancak’ta trans kadın Hande Buse Şeker’e cinsel saldırıda bulunarak katleden polis V.H. hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti kadın ve LGBTİ+ derneklerin davaya katılımını reddederek duruşmayı 13 Eylül tarihine erteledi.
İzmir’in Alsancak semtinde 2016 yılında Hande Buse Şeker isimli trans kadına cinsel saldırıda bulunarak katleden polis V.H. hakkında "olası kastla silahla yaralama, kasten öldürme, konutta silahla yağma, kişinin hatırasına hakaret, nitelikli cinsel saldırı" suçlarından açılan davanın ilk duruşması bugün İzmir Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davayı katledilen Şeker'in ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte ile LGBTİ+ ve kadın kurumları takip ederken, duruşmada tutuklu sanık polis V. H. hazır bulundu.
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada mahkeme heyeti, Genç LGBTİ+ Derneği, İzmir Barosu, İnsan Hakları Derneği ve Cinsel Şiddete Karşı Hukuki Yardım Derneği katılma taleblerini reddederken, duruşmanın kapalı olarak devam etmesine karar verdi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık V.H.’nin savunma için ek süre talep etmesi, olay yerindeki mobese görüntülerinin incelenmesini ve tutukluluk halinin davamına karar verdi. Duruşma 13 Eylül tahirine erteledi.
"SESİMİZİ HER YERDE DUYURMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Konuyla ilgili Genç LGBTİ+ Derneği, 7. İzmir LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, Lavender LGBTİQ+ , Ege Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Eşit Şerit Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu İzmir Barosu binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Zana Tolunay Yaman, "Bugün, LGBTİ+’lara yönelik her türlü şiddetin her zaman karşısında ve takipçisi olduğumuzu, yaşama hakları ellerinden alınan arkadaşlarımız için ‘adalet’ arayışımızı failler yakalanana ve ceza alana dek sürdüreceğimizi ve tüm nefret cinayetleri son bulana dek mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz" dedi.
Yaşanan nefret cinayetinin ardından basında yer alan haberlerde mağduru suçlayıcı bir nefret dilinin kullanıldığını hatırlatan Yaman, "Kullanılan bu dil LGBTİ+lara yönelik şiddetin toplumsal zeminde meşruiyetine yol açmakta, hetero-seksist baskının yeniden üretimine hizmet etmektedir. Bir kez daha söylüyoruz: trans cinayetlerinin faili yalnızca cinayeti fiilen işleyenler değil transları yok sayan, hak taleplerini dinlemeyen, her türlü şiddet ve hak ihlaline neden olacak toplumsal koşulları yaratan, nefret suçlarına karşı cezasızlık politikası yürüten ve ayrımcılığın önüne geçmek istemeyen cis-seksist, hetero-seksist, ataerkil devlet ile buna tanıklık edenlerdir. LGBTİ+’ları ve seks işçilerini yok sayan cisseksist-heteroseksist-patriarkal bu sistemin bize dayattığı ve razı gelmemizi beklediği, bizler için baskı, korku, utanç, yok sayılma ve ölüm anlamına gelen bu döngüyü kabul etmiyor; hepimiz için yaşanabilir bir dünyayı arzulamaktan ve inşa etmekten vazgeçmiyoruz. Tüm bunlara rağmen biz bu davanın takipçisi olmaya ve sesimizi her yerde duyurmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Ayrıca mahkemelerin kadın davalarını Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirmesi gerektiğini belirten LGBTİ+'lar, mahkemenin Şeker davasını da Bakanlığa bildirdiğini ve bunun olumlu olduğunu ifade etti. (İzmir/EVRENSEL)