İzmirli işçiler: Demek biz birleşince istediklerini yapamıyorlar
İzmir Aliağa Belediyesinde işten atılan işçiler 23 Haziran sonuçlarını Evrensel’e değerlendirdi.
Fotoğraf: Evrensel
İşten çıkarılan Aliağa Belediye işçileri, 24 Haziran İstanbul seçimlerini değerlendirdi. Demokrasi Meydanı’nda süren direnişlerinin 37. gününde işçiler, seçim sonuçlarının kendileri açısından da olumlu olduğunu dile getirdi.
Cumhur İttifakı’nın ‘beka’ söyleminin, din üzerinden yaptığı siyasetin artık halk gözünde etki etmediğini dile getiren bir işçi, “Bu zamana kadar halkı hep terör, savaş, ötekileştirme ile ayırıyorlardı. 31 Mart seçimlerini iptal ettiler ama İstanbul halkı bu sefer gerekli cevabı verdi. Ben sonuçların bu korku ve baskıyı yıktığını düşünüyorum. İmamoğlu’nun kazanması bizi de sevindirdi. Kendi semtlerinden oy alamadı, AK Parti’nin seçmeni de kendilerinin yalanlarını gördü” şeklinde konuştu.
Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın ‘Yetkiyi ben aldım istediğimi alırım, istediğimi çıkarırım’ söyleminin Erdoğan’ın söylemlerine benzediğini ifade eden bir işçi ise “İstanbul’da kaybetmeleri Türkiye’de birçok belediyede tavrı değiştirecektir. İnsanlar, ben yaptım oldu anlayışından sıkıldı. Bu tepki sadece muhalefet partilerinin birleşmesi değil tabanda birleşen bir tepki. Aliağa Belediye Başkanı da aynı Erdoğan gibi konuşuyor ama bu seçim sonuçlarından sonra artık onun da rahat olamayacağını düşünüyorum” dedi.
‘HALK ARTIK GERÇEKLERİ GÖRÜYOR’
Ekonomik krizin, yoksulluğun halkın gerçekleri görmesinde, yönetimden memnun olmadığını dile getirmesinde bir etken olduğunu vurgulayan belediye işçileri, “Pazar fiyatları arttı, tanzim kuyrukları oldu... Bu halka yoksulluktan başka ne verdiler? Ben 31 Mart yerel seçimlerinde ilçe seçim kurulunda çalıştım, bir Aliağa’nın seçim masrafları 400 bin liraydı. Bugün İstanbul seçimlerini, ilçelerini düşünün kaç paraya mal olmuştur. Madem ekonomik kriz var, bu seçimlerin tekrarı ülkeye külfet değil mi? Millete yol yaptım dedi, devletin işi ne zaten? Benim vergimle yaptın, gittin birilerine teslim ettin, şimdi o yoldan biz parayla geçiyoruz” dedi.
İttifaklar ile girilen seçimlerde halkın AKP’ye karşı birleştiğini dile getiren bir işçi ise “Demek ki biz birleşince bunlar istediklerini yapamıyormuş. Bugün bir seçim daha olsa Aliağa Belediyesinde de Serkan Acar tekrar kazanamaz, bizim birleşmemiz lazım. Yeni seçilen başkanları da denetlememiz, sizi oraya getirdik ama siz de dikkat edeceksiniz, yolsuzluğa izin vermeyeceksiniz dememiz lazım” diye ekledi.
HAKSIZLIĞA TEPKİ
Bir başka işçi ise “23 Haziran seçimleri verilmiş bir cevap aslında. Eğer tabanda biz birleşmeseydik yine biz kazandık deyip işin içinden çıkacaklardı. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır diyordu, Türkiye kazandı. Artık birleştirici bir siyasete ihtiyacımız var. Aliağa’da da belediye kat kat borç yaptı, 5 senede Aliağa’ya ne katkı sundu? İki park yaptı, birini gitti özelleştirdi. Bizleri işten çıkardı, biz de Aliağa’da birleşirsek, işten çıkarılan işçilerin yanında olursak, TÜPRAŞ işçisine destek verirsek, bu sorunun hepimizin sorunu olduğunu dile getirirsek Aliağa halkı da kazanır” dedi.
Metal iş kolunda çalışan bir işçi de “Halk 31 Mart’ta yapılan haksızlığı gördü ve tepki olarak hakkını geri verdi. Zamanında kendisi mağdur edebiyatı yaparken bugün başkalarını mağdur eden bir noktaya geldi Erdoğan, aslında bu yüzden kaybetti” dedi.
‘DEMOKRASİ ADINA İYİ BİR ÇIKIŞ’
İZSU İş Yeri Temsilcisi Taner Tan, “İstanbul seçimleri hak hukuk adaletin bulunabildiği bir seçimdir. İstanbul seçimleri iktidar ve yandaşların kullandıkları dil ve yarattıkları kutuplaşmanın bir göstergesidir, halk artık yeter dedi ve yönetimde değişikliğe gitti. Bundan sonra işçilerin emekçilerin yanında, kadınların, çevrecinin insanca yaşayabilecek bir toplum yaratmanın temelidir. Umarım ülkemiz için de demokrasi adına iyi bir çıkış yakalamış olur ve yakalanan iyi bir ortamla Türkiye’deki işçi sınıfını kendi talepleri etrafında birleştirir” diye konuştu.
Altaş işçisi Aygül Sezer, “İktidar halkın iradesine güvenmeyerek hata yaptı. Bu yanlıştan dolayı da insanlar İmamoğlu'nu seçtiler. Biliyorsunuz ki ülkemizde yolsuzluklar oluyor ve ekonomi kötü bir durumda. İmamoğlu’nun işçilere ilişkin de güzel şeyler yapacağını düşünüyorum, işçinin hakkını kesinlikle vereceklerine inanıyorum” dedi.
TARİŞ’te direnen işçilerden Murat Yılmaz da “Ötekileştirilenler, muhalifler ve demokrasi güçleri kazandı. İktidarın işçi düşmanı politikaları, haklarımızın gasbı, kıdem tazminatının fona devri, zorunlu BES, işten atılmalar, topyekün bunların sonucuydu. Fark da bunu gösteriyor tüm bunların sandıktaki dışavurumudur bu” diye konuştu.
EYT Derneği İzmir Temsilcisi Ülkü Sezgin ise “Bizi görmeleri, anlamaları ve bizi duymaları için her şeyi yaptık. Vatandaşlık görevimizi yerine getirirken de gücümüz, birliğimiz ve oyumuza önce hakkım diyerek sahip çıktık. Varız, biriz, birlikteyiz ve buradayız dedik, bizi yok sayamayacaklarını bir kez daha gösterdik” dedi.
‘BİZLER İÇİN DE TECRÜBE OLACAK’
Bornova Belediyesinde temizlik işçisi olarak çalışan Ali Atilla, da “Ahlaklı insanlar var. Fakat aynı azim ve kararlılık ile işlerine sarılmıyorlar. Çok mu faydalı olacak tereddütlerim var. Yani bu işler hep ekip işi ne kadar başarılı olur onu bilemem” dedi. Atilla, “Sınıf anlayışıyla baktıklarını düşünmüyorum. Daha çok abi-kardeş ilişkisiyle dönen herkesin fedakarlıkta bulunduğu yönetim ve idare tarzı anlayışları var. Herkesten fedakarlık beklenecek ve tabi haliyle emek cephesinden de beklenecek. İnsanlara yardımcı olabildiğimiz kadar yardımcı olabilmek ama cemaat kültürü ile değil devletin kurumaları ile bu yapılmalı. Kişilerin keyfiyetine göre değil bir şeylerin kurumsal olarak yapılıp yapılamayacağını gösterecek. Bizler için de tecrübe olacak. Çok bir şey beklemiyorum ama düzgün bir insan olması açısından mutluyum. İşçi ve sınıf bilinci anlamında ne getirir ne götürür bilemiyorum” şeklinde konuştu. (İzmir/EVRENSEL)
KAYSERİLİ İŞÇİLER: KRİZ BÜYÜYÜ BOZDU
Boydak işçisi: Son zamanların en konuşulan süreci elbette fabrikalarda da İstanbul seçimleriydi. Elbette İmamoğlu’nun kazanması yönünde düşüncelerim vardı. Fakat ileriki süreçte neler yaşayacağını hep birlikte izleyip göreceğiz. O kucaklayıcı yaklaşım umarım devam eder.
Boydak işçisi: 31 Mart seçimlerinde Kayseri’de halkçı belediyecilik anlayışıyla hareket eden Aday Eylem Sarıoğlu’nun etrafında çalışma sürdürdüm. İmamoğlu’nun kazanması bizlerde bir güven duygusu sağladı. Bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için İstanbul’un da halkla birlikte halk meclisleri ile yönetilmesi gerekir.
Metal fabrikasında çalışan bir işçi: İstanbul seçimlerinin sonucuna en büyük etki eden şeyin yaşanan kriz olduğunu düşünüyorum. Seçimin tekrarı AKP’nin büyüsünü bozdu. Değişim isteği alternatif eksikliği karşısında ortaya çıkan tablo sonucu bu hale getirdi. AKP karşıtı ve rejim karşıtı partilerin desteğinin yanı sıra asıl olan AKP tabanının İmamoğlu’na oy vermesidir.
Bir metal işçisi: AK Parti’liyim ve Binali Yıldırım’ın kazanmasını istiyordum. Ben Binali Yıldırım’ın güçsüz bir aday olduğunu düşünen birisiyim. Bunu eleştiriyorum. 31 Mart seçimlerinde CHP’nin oylarında sorunlar olduğunu düşünmüş, AK Parti’nin itirazlarını haklı bulmuştum. Şimdi sonuçlara bakınca fark epey açılmış. Demek ki itiraz boşunaymış. Görmüş olduk. (Kayseri/EVRENSEL)