Konsey’den parasız eğitime ‘şartlı’ evet
KONSEYİN KAPSAMI
Kaç milyon öğrencinin temsilcisisiniz?
4 milyon 350 bin öğrencinin temsilcisiyim. Bu rakam yüksek öğretime kayıtlı bütün öğrencilerin sayısıdır.
Bu çok ciddi bir rakam. 4 milyon 350 bin öğrencinin temsilcisi olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu durumda nasıl seçildiğiniz de önem kazanıyor. Seçimler nasıl yapılıyor?
Seçimler 2 yılda bir yapılıyor. Bölümlerden başlıyor. Bütün bölüm öğrencileri, bölüm temsilciliği için seçimlere katılıyor, bir kısmı da aday oluyor. Bölüm temsilcileri, bütün bölüm öğrencilerinin oylarıyla seçiliyor. Daha sonra bölüm temsilcileri, fakülte temsilcilerini seçiyor. Onların arasından üniversite temsilcileri seçiliyor ve onların arasından da konsey başkanı seçiliyor.
DOĞRUDAN DEMOKRASİ Mİ ŞEKLİ DEMOKRASİ Mİ?
Konsey’in seçim sistemine baktığımızda aslında alttan üste doğru işleyen ciddi bir doğrudan demokrasi örneği var. Bu işliyor mu gerçekten?
Diyelim ki genel siyasi seçimler yapılıyor. Buna katılım oranı ne kadar artarsa bütün siyasi partiler o kadar memnun oluyor. Bizde de böyle. Bu seçimlere keşke yüzde 99 katılım olsa, biz de bunun memnuniyetini duysak. Beni temsil eden bir kurul varsa, ben orada söz sahibi olmak isterim. Bu ne kadar yapılıyor? Aslında üniversiteden üniversiteye değişiklik gösteriyor. Ama biz bunu artırmak için çalışıyoruz. Kurumun tanınırlığını da artırmaya çalışıyoruz. Şu andaki durum eskiye göre kötü değil, ama elbette daha iyi olmalı.
‘KATILIMLI SEÇİM İSTEYENLER TAKİP ETSİN’
Şöyle eleştiriler de var: Seçimlerin ne zaman yapılacağı duyurulmuyor, bazı yerlerde akademisyenler gelip temsilcileri seçiyor, bazen de seçim dahi yapılmıyor gibi...
Bu son yapılan seçimler, çok daha katılımlı ve çok yönlü gerçekleşti. Bir ilerleme var. Bunu eleştiren öğrencilere şunu söylüyorum: Takip etsinler. Biz de bütün bunlardan muzdariptik. Bu yüzden seçim öncesinde, bütün üniversitelerde kampanya başlattık zaten seçimlerin daha şeffaf yapılması konusunda. Şimdi daha olumlu bir yöne çekildi. Biz de bundan sonraki süreçte daha katılımlı ve sağlıklı seçimler yapılması konusunda daha ileriye götürmeye çalışacağız. Geçtiğimiz seçimlerde de dediğim gibi bu konuda çok yol katettik.
HÜKÜMETİN ŞARTLARI ÖĞRENCİYİ ISKALADI
İnternet sayfanızda ana hedefinizin “Öğrencilerin daha iyi bir akademik hayata daha rahat ulaşması” olduğunu söylemişsiniz. Bir harç teşekkürünüz oldu başbakana. Peki ya ikinci öğretimler? Biliyorsunuz hâlâ harç ödemeye devam ediyorlar.
Biz 4 milyon 350 bin öğrenciden bir tanesine bile bir iyileştirme olsa kendimize yapılmış gibi farzediyoruz. Harçların kaldırılması ile 1 milyar 300 milyon lira devlet bütçesinden öğrencilere verildi. Eğer öğrenciler için iyi bir şey yapıldıysa biz buna teşekkür ederiz zaten. Bir kere en önemlisi bu. Ama arkadaşların ikinci öğretimlerde de en azından iyileştirme yapılması yönündeki talebi haklı. Ama biz bir icra makamı değiliz ki. Biz sadece iletmekle mükellefiz. Biz bunları talep ediyoruz zaten. Bu konuyu ilettik de yetkililere. Bu konuda olumlu gelişme olduğu zaman ona da teşekkür edeceğiz. Karıştırılan nokta şu: Biz teşekkür ettik diye her şey dört dörtlük oldu anlamına gelmez. Evet bizim için olumlu bir gelişme oldu, ama elbette her zaman daha iyisi yapılabilir. Ancak mantıklı taleplerde bulunmak lazım. Eğer talep ettiğimiz şey devletin bütçesini zora sokacaksa, ülkemizin gelecekle ilgili hedeflerini sekteye uğratacaksa, biz de öğrenciler olarak hep birlikte buna katlanmak durumundayız. Devletimiz ne duruma düşecek diye düşünmeliyiz.
Aynı gemide miyiz yani?
Evet elbette hepimiz aynı gemideyiz.
Peki daha iyi bir kaynak kullanımıyla ve halkı gözeten bir ekonomi politikasıyla bu sorunlar giderilemez mi sizce?
Ben eğitime ayrılan bir kuruşun dahi zayi olmayacağını düşünüyorum. Ama bu devletin kendi sorunları da var. Devletin ve hükümetin içinde bulunduğu durumu gözetmek durumundayız. Biz devletin ve hükümetin şartlarını gözeten taleplerde bulunuyoruz, ama yine de hükümetin şartlarını zorlayan taleplerde de bulunuyoruz. Harçların kaldırılmasının da devleti zorlayan bir durum olduğunu düşünüyorum.
‘KEŞKE EĞİTİM PARASIZ OLSA’
Öğrencileri zorlayan sadece harçlar değil. Beslenme, barınma, yurtlar vs. Siz harçların kaldırılmasını isterken, toplamda bir parasız eğitim talebiniz var mı?
Sadece harçlar değil, keşke öğrenciler üniversite eğitiminin hepsinden ücretsiz yararlanabilse. Yine aynı şeyi söyleyeceğim. Her şey şartlar göz önünde bulundurularak talep edilmeli.
TUTUKLU ÖĞRENCİLERE DE ŞARTLI DESTEK
Cezaevlerinde 700’ün üzerinde tutuklu öğrenci var. Parasız eğitim istediği için tutuklananlar da oldu.
Eğer bir öğrenci parasız eğitim istediği için tutuklanıyorsa, biz bunun sonuna kadar karşısındayız. Ama biz gördük ki, bu arkadaşlar parasız eğitim istedikleri için değil de başka şeylerden dolayı da tutuklanmışlar.
Mesela?
İşte yasa dışı örgüte üye olmak, yasa dışı eylemlerde bulunmak, kamu malına zarar vermek gibi.
Ama bu tarz suçlamalardan dolayı cezaevinde bulunan çok sayıda insan var. Diğer ülkelerle kıyaslayınca sayısı da epey fazla. Gazeteci, siyasetçi veya öğrenci...
Mevcut hukuk kuralları dahilinde eğer yapılan eylemler suçsa bunun mantığını sorgulamak, bizi hukuku sorgulamaya götürür. O zaman şöyle söyleyeyim. Herhangi bir kişiye ya da bir şeye zarar vermeden, yalnızca parasız eğitim istediğinden dolayı suçlu bulunuyorsa yanlış bence. Biz siyasi görüş farketmeksizin, eğer harçların kaldırılması gibi bir meselede protesto gerçekleştirip de, cezaevine konulan varsa sonuna kadar destekçisiyiz.
4+4+4 eğitim sistemi için destek eylemi gerçekleştirdiniz. Neden destek verdiğinizi sormayacağım, ama sonuç itibariyle eylem yapmaya karşı olmadığınız sonucu çıkartılabilir buradan. İkinci öğretim harçlarının kaldırılması için de eylemler yapılıyor. Sizin de bu yönde talebiniz olduğunu söylediniz. Peki bu eylemlere katılmayı düşünür müsünüz?
Bizim eylem yapacağımız durum, bütün süreçleri tamamladığımız ve buna rağmen sonuç alamadığımız durumlardır. Yani talebimizi ilettiğimiz takdirde, bu gerçekleştirilmezse eylem yaparız. Ama biz şu anda taleplerimizi iletir durumdayız. Bizim yetkili makamlara sesimizi duyuramama gibi bir durumumuz yok. Biz her an yetkililerle, devletin üst mercileriyle görüşebiliyoruz. (İstanbul/EVRENSEL)
‘KÜRDOLOJİ BÖLÜMLERİ YAYGINLAŞTIRILMALI’
Üniversitede okuyan Kürt öğrencilerin temel bir talebi var: Ana dilde eğitim. Artuklu Üniversitesi’nde Kürdoloji Bölümü de var. Siz Kürt öğrencilerin bu taleplerini nasıl karşılıyorsunuz?
Nasıl ki, Türkçenin geçmişinin korunmasını, geleceğinin teminat altına alınmasını istiyorsam, bütün diğer dillerin de, medeniyetlerin de korunmasını ve geliştirilmesini istiyorum. Eğer buna yönelik bir ihtiyaç ve talep varsa tabii ki karşılanmasını istiyoruz. Biz bu talebi olumlu görüyoruz. Sadece Kürtçe için değil, diğer diller için de.
‘REKTÖRLÜK SEÇİMLERİNDE SÖZ HAKKI İSTİYORUZ’
YÖK Yasa Tasarısına gelelim. Tasarıda üniversitelerde 11 kişilik Üniversite Konseyi oluşturulması öngörülüyor. Bu Konsey’in beşi üniversitelerden seçilecek, diğer altısı atanacak. Yani seçim yok. Bu kurulun da rektörü seçmesi bekleniyor. Rektörlük seçimleri de yaklaşmışken, siz kendi rektörünüzü nasıl seçmek istersiniz?
Biz bu konunun sadece şu yanıyla ilgileniyoruz. Rektörün belirlenmesinde ve bu kurulun oluşturulmasında öğrencilerin daha fazla yer almasını istiyoruz ve daha fazla söz sahibi olmasını istiyoruz. Çünkü üniversitelerin asıl sahipleri öğrencilerdir. Öğrencilerin, kurulacak olan senatolarda, yürütme kurularında söz ve karar hakkı olmalı. Buralarda en az bir temsilcinin olması gerekir.
Yasada “Denetlenebilirlik, kaynak yaratan üniversite ve rekabet” gibi aslında bir şirketi andıran kavramlar kullanılmış.
Rekabet olmadan başarı olmaz. Üniversiteler arasında rekabet olmasını ben de istiyorum. Üniversitelerin gelişme hızını yakalayabilmesi için rekabet etmesi gerekir. Mantıklı bir yaklaşım bence.
Peki kaynak yaratabilmek... Öğrenciler bunun neresinde olacak?
Öğrenciler bence hiçbir yerinde olmamalı. Kaynak yaratma, bilimi kaynağa çevirme şeklinde olmalı. Bilimsel araştırmaların patent olarak geri dönüşümü olmuyor bizde. Öğrencilerden ne kaynağı yaratacaksınız ki zaten. Bence öğrenciler kaynağı kullanan taraf olmalı.
‘ANAYASA SÜRECİNDE GENÇLİK AKTİF ROL OYNAMALI’
Genç anayasa çalıştayı da gerçekleştirmiştiniz. Bu çalıştaylarda öne çıkan talepler nelerdi?
Bir kere var olan anayasa darbe anayasası ve bu anayasada gençlikle ilgili sadece üç satırlık bir yer var. Gençliğiyle övünen bir ülkenin gençliğe anayasasında yer vermemesi kabul edilemez. Gençliğin buradaki en önemli talebi özgürlüktü. Yani kısıtlar konmaması. Anayasal kurumlar neden var mesela, neden ihtiyaç duyuluyor? TRT, YÖK gibi. İnanç özgürlüklerine çok önem veriyorlardı. Gençliğin değiştirilemez ilk üç madde gibi bir tabusu da yoktu. Öne çıkan bir diğer nokta, gençlik anayasa sürecinde daha etkin rol almak istiyor. Bunu tavırlarıyla da belli ettiler. 7 bölgede 8 çalıştay gerçekleştirdik. Çok katılımcı geçti.
KONSEY ÖĞRENCİLERLE TOPLANTILAR DÜZENLEYECEK
Konsey örgütlenme sorunları yaşıyor mu?
Artık öğrenci konseylerinin yapısı değişti. Bizim ekibimiz 8 aydır bu işin başında. 8 ay öncesinin mantığı gibi yaklaşan arkadaşlar var aramızda. Bu kurul asli görevini yapmak zorunda artık. Bu da öğrenci sorunları, kültürel ve sosyal aktiviteler. Bu asli göreve dönüşümü gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Örgütlenme sorunlarımız az da olsa var. Ama aşacağız. Tanınırlığımız ve bilinirliğimiz artacak. Biz toplantılar yaptık. Öğrencileri salonlarda toplayıp, dinledik. YÖK başkanı ve rektörler de geldi. Üniversite temsilcilerini, kendi üniversitesindeki öğrencileri dinlemesi konusunda teşvik ettik.
Önümüzdeki dönem, üniversite ya da bölüm temsilcilerinin öğrencilerle düzenli toplantılar yaptığı bir tablo ile karşılaşacak mıyız?
Evet. Bunlar için adım atıldı. Bu dönemki hedefimiz daha çok öğrenciye ulaşmak. Hem konseyi tanıtmak, hem de öğrencilerin sorunlarını dinlemek.
Evrensel'i Takip Et