Banu Yelkovan: Kız çocukları kendilerine 'yakıştırılan' sporlara yönlendiriliyor
Spor Yorumcusu Banu Yelkovan ile 2019 FIFA Kadınlar Dünya Kupası vesilesiyle kadın futbolunun bugünkü durumunu, cinsiyet eşitsizliğini ve kadın futbolunun medyada yer alış biçimini konuştuk.
Fotoğraf: Muhsin Akgün
Duygu Ayber GÜLTEKİN
İstanbul
Her alanda "kadın ne anlar?" zihniyetiyle mücadele eden kadınlar, mevzu futbol olunca ayrımcılığı daha derin yaşıyor. Yıllardır bu alanda başarılı olmalarına rağmen erkeklerle eşit koşullarda çalışmadıkları gibi, bir de her seferinde kendilerini ispat etmeleri bekleniyor.
Öte yanda 8. Kadınlar Dünya Kupası’nın da etkisiyle kadın futbolu yakın markaja alındı. Önceki yıllara kıyasla ilgiyle takip edilen turnuva, her ne kadar kadın futbolcuların eşit ücret talebiyle gündeme gelse de ortalık hâlâ "en güzel 10 kadın futbolcu" haberiyle dolu.
Türkiye’de ise durum daha vahim. Avrupa ülkelerinde erkek ve kız çocuklarının belli bir yaşa kadar birlikte futbol oynadığını hatırlatan Spor Yorumcusu Banu Yelkovan, Türkiye’de kız çocuklarının kendilerine “yakıştırılan” sporlara yönlendirildiğini söylüyor. Erkek egemen zihniyetin etkisiyle yapılan bu yönlendirme de kız çocuklarının çok geç futbolla tanışmasına ya da oynama şansı bulsa da gelecek kurmakta zorlanmasıyla sonuçlanıyor.
Finansal sıkıntılar takımların uzun vadeli plan yapmasına da engel olunca haliyle kadınların yarısından fazlası futbolu yarıda bırakmayı düşünüyor.
Spor Yorumcusu ve Yazarı Banu Yelkovan ile 2019 FIFA Kadınlar Dünya Kupası vesilesiyle kadın futboluna göz attık.
YÜZDE 58’İ FİNANSAL SEBEPLER YÜZÜNDEN BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYOR
2019 FIFA Kadınlar Dünya Kupası, futbolda kadın ve erkekler arasındaki ayrımcılığı (özellikle gelir eşitsizliği) yeniden tartışmaya vesile oldu. Peki bu gelir eşitsizliği nereden geliyor? Kadın futbolu daha az ilgi gördüğü için mi?
Eşitsizlik kadın ve erkeğin olduğu her yerde var ve bunu söylerken sadece ücretten bahsetmiyorum. Ücretler de eşitsiz, fırsatlar da ilerleme şansları da... Tabii konu futbol olunca, bu ödül meselesinde hemen “ama aynı oranda izlenmiyorlar ki” savunması geliyor. Doğru. Ama aynı anda başlamadılar ki? Bu sene yapılan sadece 8. Kadın Dünya Kupası, geçen yıl yapılan 2018 Fransa ise erkeklerin 21. kupasıydı! İlla erkeklerle kadınları karşılaştırıyorsak eşit zeminde karşılaştıralım o zaman ve 1966’da İngiltere’de oynanan futbol ile bu seneki kadın maçlarını karşılaştıralım. Belki o zaman kadınların ne kadar iyi oynadıklarını ya da ne kadar hızlı ilerlediklerini görebiliriz.
Bu ücret meselesi sadece bizim sorunumuz değil, bu sene İngiltere’de bu tartışma çok alevlendi. 8 Mart Kadınlar Günü’nde destek amacıyla erkek futbolcular ve kulüpler birçok mesaj yayımladı. Manchester City Twitter hesabının adını “Womanchester”a çevirdi ama bu profesyonel kadın futbolcuların yüzde 88’inin senede 18 bin pound’dan az kazandığı ve yüzde 58’inin finansal sebepler yüzünden futbolu bırakmayı düşündüğü gerçeğini değiştirmiyor.
KADINLAR SESİNİ DAHA ÇOK ÇIKARMALI
Siz çözümü nerede görüyorsunuz?
Kapitalist dünyanın kuralları da erkekler tarafından yazıldığı ve bu rekabet-izlenme-ilgi çekme meselesinde sporun asıl alıcısı da erkekler kaldığı sürece çok da kolay bir çözümü yok maalesef. Evet ilerleme var, evet artan bir destek var ama yol da uzun. Kurallar böyle kalacaksa o zaman kadınların daha çok spor yapmaları ve izlemeleri lazım ve seslerini daha çok çıkarmaları.
KIZ ÇOCUKLARI FUTBOLA YÖNLENDİRİLMİYOR
Türkiye’de futbol kadınların yoğun katılım sağladığı bir spor değil. Almanya, Fransa gibi ülkelerde ise kadın futboluna ilgi artıyor. Farkın sebebi ne?
Türkiye’de futbol dışında kalan federasyonlarda lisanslı faal kadın sporcu sayısının erkek sporcuları geçtiği sporlar var: Voleybol, buz pateni, jimnastik, dans ve halk oyunları.
Jimnastikte zaten erkeklerin yarışmadığı dallar olduğu için bu normal. Diğerleri de “dans üstü” başlığı altında toplanabilir. Yani Türkiye’de kız çocukları kendilerine “yakıştırılan” sporlara yönlendiriyorlar. 6.000 lisanslı kadın futbolcumuz var. Kız çocukları için ne büyük bir fırsat bu farkında mısınız? Çünkü futbolda takım 11 kişi, kadro 18 kişi, geniş kadro 24 kişi. Buna farklı yaş kategorilerini de eklediğinizde sadece bir kulüp kadın takımı kurmaya karar verdiğinde kaç kızın bir anda spor yapabileceğini görebiliyor musunuz?
Sizin saydığınız bu ülkelerde belli bir yaşa kadar kızlar ve erkekler birlikte futbol oynuyor, ergenlik sonrası ayrılıyor. Farkın sebebi bu.
Türkiye milli takımının turnuvaya katılamamasını neye bağlıyorsunuz? Yetenekle açıklamak mümkün mü?
Yetenekle hiçbir şeyi açıklamak mümkün değil bence. Yetenek dediğiniz zaman çalışmak, azim, özveri, süreklilik, eğitim gibi sporda uzun vadede çok daha değerli birçok kavram unutuluyor. Kadın futbol takımımızın tek ihtiyacı tecrübe ve daha geniş bir oyuncu havuzu.
'GÜZELLİK KRİTERİ' ERKEKLERE UYGULANSAYDI EKRANLAR BOŞ KALIRDI
Kadın futbolunun basında yer alış biçimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Başarıları hep görmezden geliniyor diyemeyiz belki ama erkeklerle kıyaslayınca basına yansıyan çok az örnek var ve birçoğu güzelliğiyle gündeme geliyor…
Bu da sadece bizim ülkemizle sınırlı olmayan bir durum maalesef ama tabii bizim ülkemizde biraz daha böyle.
Kadınların başarıları hem takım sporlarında hem bireysel sporlarda erkeklerin önünde. Tabii bir kez daha kendilerine ayrılan bütçe, verilen fırsat, yapılan yatırımla orantılandığı zaman. Bu karşılaştırmalar ve hesaplamalarla uğraşmak istemeyenler sadece son iki olimpiyatlara katılan kadın-erkek sporcu sayılarını karşılaştırabilir. Kadınlara uygulanan bu güzellikle doğru orantılı basında yer alabilme kriteri erkeklere uygulansaydı, ekranlarda büyük bir rahatlama yaşanırdı. Spor sayfaları da baya boş kalırdı. Öte yandan ekranda sadece güzelliğine güvenerek var olmaya çalışmak da büyük yanlış. Orada da erkeklere haksızlık var. Sporun kriteri başarıysa, başarılı olana eşit yer vereceksin.
ERKEKLERLE EŞİT KOŞULLARDA ÇALIŞTIĞIMIZI DÜŞÜNMÜYORUM
Bir yandan kadın futbolcu, muhabir, sunucu vs. sayısında da artış var. Sizce yeterli mi? Medyada kadınların erkeklerle eşit koşullarda çalıştığını düşünüyor musunuz?
Tabii ki yeterli değil. Ne kadın sporcu, ne kadın antrenör, ne kadın yönetici, ne kadın başkan, ne TFF’deki ya da diğer federasyonlardaki kadın temsiliyeti, ne ekranlardaki kadın sayısı… Hiçbiri yeterli değil.
Erkeklerle eşit koşullarda çalıştığımızı da düşünmüyorum. Öyle değil ama işyerinde eşit koşullarda çalıştığımızı varsaysak bile biz eve gider gitmez onların kat be kat önüne geçiyoruz.
Yıllardır spor basınında emek vermiş bir kadın gazeteci olarak deneyimlerinizi sorsak… Emeğinizin görmezden gelindiğini düşündüğünüz bir an oldu mu?
Yıllarca bu sorulara kendi deneyimimden yola çıkarak “Hayır olmadı”, “Başıma kötü bir olay gelmedi” diyerek cevap verdim. Gerçekten de olmadı. Ama spor basınına geçmeden önce uzun yıllar gazete ve dergilerde çalıştım. Basında oldukça deneyimliydim. Spor basınındaki meslektaşlarımı da yıllardır tanıyordum, belki de onun etkisidir. Yani direkt spor basınından başlamış olsaydım belki farklı şeyler yaşardım, onu tam bilemiyorum.
Spor basınında muhabir, yorumcu, sunucu olmak isteyen genç kadınlara bir mesajınız var mı?
Bu alanda kendisini geliştirmek isteyen genç kadınlara mesajım; çok okusunlar, çok yazsınlar, asla pes etmesinler.
KADIN FUTBOLUNA İLGİ ARTACAK
8. Kadınlar Dünya Kupası önceki yıllara nazaran en çok ilgiyle takip edilen turnuva oluyor. Kadın futboluna ilginin arttığını söyleyebilir miyiz?
İlgi arttı, evet. Daha da artacak. Kadınların bazı sporları yapmalarının onları kaslandırdığı, çirkinleştirdiği, erkekleştirdiği önyargıları da bir noktada tarihe gömülecek. Kızlar yakın ya da biraz daha uzak gelecekte ama eninde sonunda kendi istedikleri için ve kendi istedikleri her sporu yapabilecekler.
Sizce kupayı hangi takım kaldırır?
Hepsi favori takımım ama bence ABD kupayı kaldırır.