30 Haziran 2019 11:58

İskambil kağıtları arasında yaz tatili

Yaz tatilimizi liseli öğrenciler olarak bu koşullar altında ancak bir fabrikada, bir işletmede, bir AVM' de vs. de çalışarak değerlendirebiliyoruz.

fotoğraf:pexels

Paylaş

Esenyurt’tan bir lise öğrencisi

İstanbul

Okullar kapandı, yeni bir yaz tatili dönemi başlıyor derken pek çok liseli gibi ben de kendime bir iş bulmanın derdine düşüyorum. Ve daha önce de çalışmış bulunduğum bir fabrikada işe başlıyorum tekrar. 3 yıldır yazları çeşitli bölümlerinde çalıştığım bu fabrikada her yıl benim gibi öğrenci olup ama aynı zamanda çalışarak tatilini bu şekilde geçiren genç arkadaşlarla karşılaşıyor, tanışıyorum. Bu yıl da meslek lisesi öğrencisi olan Gonca ile kesişiyor yolumuz.

Bir Anadolu meslek teknik lisesinde son sınıfa geçen Gonca, “büro yönetimi” bölümünü okuyor. Fakat okulu ona staj imkanı sağlamadığı için kendi imkanlarıyla bir staj yeri arıyor. Yazınsa okul açılana kadar o iş yerinde çalışarak işi öğrenme ümidinde. Nihayetinde iş buldu diye düşünebiliriz ama pek de öyle olmuyor. Gonca'nın henüz ikinci iş gününde matbaa bölümüne gidiyoruz beraber. Oradaki 15 dakikalık çay molamızda yazıyı yazmaya başlıyorum.

“HAYAL KURMAYA DEVAM EDİYORUM”

Okulundaki imkanları konuştuğumuzda en çok şikayet ettiği nokta okulda bilgisayar bulunmaması, derslerin sadece sözel ve yazılı olarak işlenmesi. "Meslek lisesi olmamıza rağmen uygulamalı eğitim almıyoruz. Burada gördüğüm telefon bağlama, faks çekme gibi şeyler hakkında sayfalarca yazı yazdık ancak yazdıklarımızın hiçbirinin besleyici nitelik taşıdığı yok." diyor, şöyle devam ediyor: "Aslında benim hayalim özel eğitim ile ilgilenmekti. Down sendromlu, otizmli bireylere yardımcı olmayı çok seviyorum. Ama zorunda olduğum bu eğitim sistemi sayesinde puanım gereği bu okula geldim ve buradaki tek bölüm ise büro yönetimiydi. Tek bölüm olmasına rağmen bile materyal sağlama, staj imkanı sağlama gibi konularda çok yetersiz bir okuldayım. Yine de üniversitede bu bölümü düşünüyorum. Hayatımı bu şekilde geçirebileceğime olan inancım tam. Gel gör ki haftada 4 saat olan matematik dersimizi bütün yıl boyunca bir kere bile işlemedik. Ben de bu şartlar altında ancak hayal kurmaya devam ediyorum... Yani geleceğe yönelik beklentilerim çok düşük. Şu sıralar gördüğümüz şey üniversite mezunlarının bile işinin olmadığı ya da olanların işten çıkartıldığı bir tablo. "

Bir öğrenci olarak yazın çalışıp kendi harçlığını çıkarmanın ona büyüdüğünü hissettirdiğini anlatıyor. "Bana okulumun sağlaması gerektiği staj yerini her ne kadar kendim allem edip kallem edip bulsam da yazımı çalışarak geçirmek kendime sahip çıkabilme ve sorumluluk bilincimin gelişmesi adına iyi yönlerden bakabilirim. Tabi 'bazı' arkadaşlarım gezerken bu matbaada nasıl oynandığını bile bilmediğim iskambil kağıtlarını yapmak biraz moral bozucu olabiliyor. Arkadaşlarımla daha az görüşüyor, günde 11 saat çalışarak hatta hafta sonu mesaiye kalarak kendime çok az vakit ayırıyorum."

“YAZINI ÇALIŞMADAN GEÇİREN SAYISI ÇOK AZ”

Bunları söylerken ki “bazı”yı vurgulama sebebini “Kendi çevrem için konuşacak olursam çalışan öğrenci gençlerin çalışmayanların sayısını geçtiğini gözlemiyorum. Çünkü hepimiz ağır ekonomik sıkıntılar yüzünden ailemize yardım etmenin peşine düşüyoruz ya da kendi eğitimimiz için ya da harçlık çıkarmak için hiç fark etmez... Yaz tatilimizi liseli öğrenciler olarak bu koşullar altında ancak bir fabrikada, bir işletmede, bir AVM' de vs. de çalışarak değerlendirebiliyoruz.” diyerek açıklıyor.

Gonca ile ben liseli genç iki kadın olarak ofiste ayrı matbaada ayrı zorluklarla mücadele ediyoruz. Hem genç, hem öğrenci, hem kadın olmanın getirileri olan zorluklarla. Hayatı en içinden tadıyoruz bu süreçte.

ÖNCEKİ HABER

Çorlu tren faciasında yakınlarını kaybeden aileler: Sorumlular yargılansın

SONRAKİ HABER

Çocuk işçilik sömürüsü kanunlaşacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa