JES'lerle mücadele eden Kızılcaköylü kadınlar ifade verdi
11 aydır jeotermal enerji santrallerine karşı yaşam alanlarını savunan Kızılcaköylü kadınlar, jandarmaya hakaret ettikleri suçlaması nedeniyle ifade verdi.
Fotoğraf: Evrensel
Elif SIRTHAN
Aydın
Aydın'da 11 aydır jeotermal enerji santrallerine (JES) karşı direnişlerini sürdüren ve geçtiğimiz günlerde "Neymiş Bu Jeotermal" adlı tiyatro oyununu sahneleyen Kızılcaköylü kadınlar, jandarmaya hakaret ettikleri suçlamasıyla ifadeye çağırıldı. Oyunlarını sahneledikleri gün ifadeye çağrılan 8 Kızılcaköylü kadın, bugün toplu şekilde ifade verdi.
8 ay önce, Gür-iş’in JES kurmak için satın aldığı tarlayı çitlerle çevirmeye geldiği gün eylem yapan ve jandarmanın sert müdahalesiyle karşılaşan köylüler, çağrılma gerekçelerini emniyette öğrendi.
"BİBER GAZI SIKTILAR, BAYILANLAR VE DARBEDİLENLER OLDU"
Müdahale sırasında darbedilen köylülerden biri, “Bahsettikleri gün direnişin üçüncü günüydü. Gür-iş çitlerle araziyi çevirmeye geldiğinde direndik. Üç gün boyunca tomalarla su sıktılar, kalkanlarla ve joplarla müdahale ettiler, bazılarımız darbedildi. Biber gazı sıktılar, bayılanlar oldu. Benim gömleğim paramparçaydı, pantolonum yırtılmıştı. Üçüncü gün Yüzbaşıyla münakaşa yaşandı, ortam iyice hararetlendi. En son Vali Bey geldi, ortam biraz duruldu gibi oldu. Akşamına Gür-iş firması köylülere söz verdi 'Zarar vermeyeceğiz köyünüze' diye. Hepimiz perişan haldeydik. Sözlerini verdikleri gibi geri çekildik evlerimize dağıldık. Sekiz ay sonra ifadeye çağırdılar. Sekiz köylü ifade vermeye geldik” dedi.
"MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇECEK DEĞİLİZ"
Köylülerden bir diğeri de yaşadıklarını ifade sonrası şöyle aktardı:
"Neden burada olduğumuzu bile bilmiyorduk gelirken. Elimize bir kağıt verdiler, buraya çağırdılar. Biz köyümüzü savunduk. Bundan 8 ay önce bize biber gazıyla müdahale ettiler. Jandarma bizi savunacağına bize gaz sıktı; Aydın Yüzbaşı sıktırdı gazı. Askerler Gür-iş’in güvenlikleriyle yan yanalardı. 20 Gür-iş güvenliği, 200 asker ve 20 köylü kadın vardı alanda. 20 kadına 200 asker ne demek? Ben erlere ne diyeyim, yüzbaşı emri verdi, onlar emir altında. Ben askere oğlumu göndermişim, nasıl tartaklayayım askeri? Bu kadar zaman sonra da çağırdılar bizi ifadeye. Biz buraya geldik diye korkup mücadelemizden vazgeçecek değiliz, vazgeçmeyeceğiz.“
"BİZ TOPRAĞIMIZI, ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ SAVUNUYORUZ"
Köyün tiyatrocu kadınlarından Fatma Orbay da şunları söyledi:
“Tiyatro günü haber geldi. Biz o an anladık zaten bu tiyatronun çok ses getireceğini. Bir arkadaşımız bizden bağımsız geldi ifadeye, sonra toplu gelmeye karar verdik. Asıl biz mağdur olduğumuz halde jandarma bizden şikayetçi. Biz darbedildik, biber gazı yedik, üç gün aç susuz kaldık, sonra biz kötü olduk. Biz toprağımızı, çocuklarımızın geleceğini savunuyoruz. Kimseyle bir problemimiz yok, biz sadece yaşamımızı savunuyoruz. Oraya kazdırmayacağız kuyuları, jeotermali sokmayacağız köyümüze.”
"İNSANLARA BU YAPTIKLARI ZULÜM"
İfade veren köylülerden bir diğer köylü de “Yaşam hakkımızı savunduğumuz için bizi ifade vermeye çağırdılar. Biz yanımızda olsun isterdik polisimiz, yanımızda olsun isterdik jandarmamız. Bizim yanımızda olmadılar, bizden şikayetçi olanların yanında oldular. Bu kadar işimizin gücümüzün arasında, bu sıcakta buraya geldik. Yemek bile yiyemedik daha. Pazara çıktım, mahsulümü sattım, koştum buraya geldim. İnsanlara bu yaptıkları zulüm. Ama bu zulüm bize vız gelir, biz vazgeçmeyeceğiz mücadelemizden. Tiyatro oynadık, herkese anlattık mücadelemizi diye yaptılar bunu ama hiçbirinden vazgeçmeyeceğiz. Köyümüzü savunmak için, yaşam hakkımızı savunmak için, çocuklarımızın geleceğini savunmak için mücadeleye devam” dedi.
Öte yandan ifade verirken fenalaşan bir kadın ambulansla hastaneye kaldırıldı.