Emre Orhun’un underground dünyası
Anıl Yurdakul, vahşi illüstrasyonlarıyla tanınan Emre Orhun ile konuştu.
İllüstrasyon: Emre Orhun
Anıl YURDAKUL
Türkiye onu, Hakan Günday’ın kapaklarına yapmış olduğu vahşi illüstrasyonlarla tanıdı. Siyah zeminden oluşan bir kartonu ince bir uç ile kazıyarak yarattığı underground dünyanın mimarı olan Emre Orhun ile Şişli’de bir öğleden sonra buluştuk. Kısa bir süreliğine Türkiye’de bulunan ünlü sanatçı ile kaos halindeki caddede bir yandan fotoğraflarını çektim, bir yandan fanzinlere, fotoğraftan gazete çizerliğine dek çeşitli konularda sohbet ettik.
Çocukluk yıllarımda Kadıköy’de bir kitapçının tezgahında görmüş olduğum kitapla başladı her şey. Bir garip kitap, kapağında daha önce hiç görmediğim efsunlu bir çizim. Kitabın ismi ise “Kinyas ve Kayra”. Evirdim çevirdim. Cebimdeki paraları saydığımda alabiliyordum. Kitabı alarak 16 duraklık yolu yürümek zorunda kaldım. Ama pişman olmamıştım. Yıllar sonra yanımda Hakan Günday’ın tüm kitaplarının çizimini yapan Emre Orhun vardı. Yaratmış olduğu vahşi dünyalar, çekmiş olduğu fotoğraflar ile hayran olduğum bir sanatçıydı. Ve heyecan içerisinde soruyorum: “Kinyas sen misin?”
KİM BU KİNYAS?
Şöyle yanıtlıyor usta: “Aslında bu soruyu Hakan Günday’a sormak daha doğru olur. Ancak bilirsin ki her başarılı hikayenin arkasında -ki bu ne kadar kurgu olursa olsun- bir gerçek payı vardır. Tek söyleyebileceğim Hakan bu kitabı 18 sene önce yazdı. Senelerdir o kitabın ya çizgi romanını çıkaralım ya resimli roman halini yapalım diye konuşuyorduk. Üç sene önce Doğan Kitap resimli roman olarak basmayı kabul etti ve resimleri birkaç hafta önce teslim ettim. Kitabın yeni ve resimli hali geçen yıl yayımlandı.”
Emre Orhun bu soruya net bir yanıt vermiyor. Daha fazla soru sormuyorum bu konuda, karar okuyucunun…
Emre Orhun’un çizimlerine dikkat edenler gölgelerin ve ciddi bir biçimde taramaların olduğunu görecektir. Ele aldığı konular ise ilginçtir; sırtında gitarı ile tüm Amerika’yı yük vagonlarında gezen bir “Hobo”, kafalarının yerinde el olan vücutlar, tabancalı Bugs Bunny, her biri meçhul canlıdan oluşan bar ortamı… Peki, Orhun’un çalışma şekli nasıl?
“20 sene önce Thomas Ott’un kitaplarında ‘Scratchboard’ tekniği ile tanıştım ve denemek istedim. Teknik aslında basit bir gravür tekniğini andırabilir. Özel hazırlanmış bir karton, alt tabaka beyaz, üstü siyah. İnce bir uçla siyah zemini kazıyarak alttaki beyaz zemini yavaş yavaş, çizgi çizgi ortaya çıkarıyorum ve bu da resmi oluşturuyor” diye anlatıyor.
TİCARİ DÜNYA DIŞINDA
Bugüne dek birçok değişik fanzine katılan Emre Orhun fanzinlere yaptığı resimlerin her zaman bedava ve zevk için yaptığı işler olduğunu söylüyor. Yaptığı işi para kazanıp yaşamak için yapıyor olsa da, bir sanatçının sırf sanat uğruna çalışmaya devam etmesinin önemli olduğunu vurguluyor. Vakti el verdiği kadar ticari dünyanın dışında yer alan yayınlara katılmaya özen gösterdiğini söylüyor.
Emre Orhun’un gazete çizerliği olarak adlandırılan “editoryal” çizerlikten çizgi romana geçiş süreci de ilginç. Çocuk kitabı resimlediği dönem, birçok çizer arkadaşının ‘Senin mutlaka gazetelere de çizmen lazım, stilin çok uygun’ demelerine kulak asmayan Orhun, bir gün ünlü Fransız gazetesi Libération’a başvurur. Devamını ondan dinleyelim:
“Hemen iki makale yolladılar resimlemem için. Başta biraz zorluk çektim, gazeteye yapacağınız resmin çok vurucu ve kolay anlaşılması lazım. Normalde kitaplara çizdiğim illüstrasyonlarda bu kadar basit indirgemeye gerek yok, ben daha detay çalışmaya alışıktım. Bir de çok hızlı çizmek lazım. Makale öğlen ulaşıyor size, resmi genelde ertesi günün sabahına yetiştirmek lazım. Ben halbuki yavaş çalışırım. Ama bir süre sonra ayak uydurdum. Hatta bu stresli iş. Acele bir şekilde herkesin kolayca anlayacağı fikri bir resim üretmek bana heyecanlı ve zevkli gelmeye başladı. Liberation’da başladığı bu gazete çizerliği işine sonradan Le Monde gazetesine geçerek birkaç sene devam ettirdim.”
DOĞAÇLAMA FOTOĞRAFLAR
Emre Orhun’un çizgi çalışmaları ne kadar karanlık, vahşi, underground ise fotoğrafları o derece vahşilikte. Peki, fotoğraf çalışmalarını nasıl hazırlıyor Emre Orhun? Resim ve fotoğrafı, değişik şekilde ele aldığı iki sanat olduğunu söyleyen Orhun, iki sanat dalının birbirinin etkilediğine ama farklı bir şekilde çalıştığına inanıyor: “Genelde resim çizdiğim zaman bu uzun bir düşünce ve hazırlık aşamalarından geçerek sonuç buluyor. Çizdiğim resimler için önce eskiz çalışması yaparım, bazen bir resim için birkaç eskiz çizdikten sonra asıl resme başlarım ancak ve bu resmi gerçekleştirmem birkaç günümü alır. Boyu büyük, detaylı bir resim ise birkaç hafta bile olabilir bu süre. Fotoğraf çekimlerim ise genelde tamamen doğaçlamadır. Belki ışık düzenini ve bir iki detayı sonrasında kolaylık olsun diye önceden ayarlarım ama onun dışında her şey doğaçlamadır. Çekeceğim modelle yapacağım duygusal alışveriş sayesinde beraber bir “sahne” yaratırız ve ben gözüme uygun bir şey gördüğüm anda bunu çekerim. Önemli olan anı yakalamaktır.”
Kullandığı makinelerin tümünün makaralı olduğunu söyleyen Emre Orhun, Nikon FM, Mamiya c220, Mamiya 645, Nikon F4 ve Holga Pinhole gibi makineleri tercih etmekte. Çalışmalarını sıklıkla sosyal medya sayfasında paylaşan Orhun, isteğim üzerine bir Hakan Günday kitabının iç kapağına çizim yapıyor, imzalıyor. Vedalaşırken düşünüyorum, ya gerçekten Kinyas aslında Emre Orhun ise…