Akdeniz Kimya’da iş kazalarının önlenmesi için işçi ölmesi mi bekleniyor?
Lastik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Akdeniz Kimya'da yaşanan iş kazalarına sendika tepki gösterdi.
Fotoğraf: Evrensel
DİSK/Lastik-İş’in örgütlü olduğu Akdeniz Kimya’da bir işçinin kolunun kopmasıyla sonuçlanan iş kazası, fabrikadaki çalışma koşullarını yeniden gündeme getirdi. Lastik-İş Genel Başkan Yardımcısı Ziya Ünal, sendikalaşmayı ve toplusözleşmeyi engelleyen işverenin işçilerin canına kastettiğini söyledi.
İzmir Kemalpaşa’da bulunan son dönemde sürekli iş kazalarıyla gündeme gelen fabrikada, son olarak ise 22 Haziran tarihinde yaşanan iş kazasında bir işçinin kolu koptu, bu olayın hemen ardından ise vardiyada çalışan tüm işçilerin yaralanabileceği büyük bir kaza şans eseri atlatıldı. Fabrikadaki koşullarla ilgili şube binasında basın toplantısı düzenleyen Lastik İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı ve Toplu Sözleşme Daire Başkanı Ziya Ünal, Akdeniz Kimya’nın Ordu Yardımlaşma Kurumuna (OYAK) ait bir işyeri olduğunu ve şirketin kârının giderek attığını söyledi. “Çalışanların ücretleri mi arttı? İş güvencesi mi geldi? İşçilerin iş kazalarından ve meslek hastalıklarından korunması için adımlar mı atıldı? İşçiler işyerinde söz hakkına mı sahip oldu? Bunların hiç birisi gerçekleşmedi” diyen Ünal, işverenin aksine işten atma tehdidiyle işçileri baskı altına aldığını, düşük ücretlerle, tedbir almadan çalıştırdığını söyledi.
450 İŞÇİ ÇALIŞIYOR
Sendikal örgütlenmenin yokluğunda denetimsiz kalan fabrikada, aşırı kâr hırsı nedeniyle iş kazalarının arttığını anlatan Ünal, “Bir işçi arkadaşımızın canının yanmasının ya da hayatını kaybetmesinin sorumluluğu elbette Akdeniz Kimya işverenine aittir. Ancak bu konuda işveren kadar, işçilerin taleplerine bugüne kadar kayıtsız kalmış olan idari ve adli makamlar da sorumluluk altındadır” dedi.
Yaklaşık 450 işçinin çalıştığı Akdeniz Kimya’da 270 üyeleri olmasına rağmen toplu iş sözleşmesi yapamadıklarını dile getiren Ünal, sendika yetki davası konusunda bilgi verdi. 14 Ağustos 2017’de yetki için bakanlığa başvurduklarını, 24 Ağustos 2017’de yetkinin geldiğini anlatan Ünal, işverenin ise itiraz ettiğini söyledi. Patron sendikası KİPLAS’a üye olan işverenin, sendikaya üye olan işçilere baskı yaptığını aktaran Ünal, sendikalaşmayı ve toplusözleşmeyi engelleyen patronun işçilerin hayatına kastettiğini dile getirdi. (İzmir/EVRENSEL)