5 Suriyeli işçinin öldüğü Siteler yangın davası: Tek tutuklu da tahliye edildi
Ankara Siteler'de 5 Suriyeli işçinin hayatını kaybettiği işyeri yangınının davası görüldü: İlk duruşmada tutuklu firma sahibi tahliye edildi.
Fotoğraf: Evrensel
Ankara Siteler’de alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu 16 Ocak 2019’da meydana gelen, Suriyeli 5 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin 5 sanığın “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçundan yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutuklu firma sahibi tahliye edildi.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ömer İnal ile tutuksuz sanıklar Bekir Kanıgür, Sadettin Altınkaynak ve Sadık Potuk katıldı. Tutuksuz sanıklardan Mustafa Demirci, duruşmaya gelmedi. Kimlik tespitinin ardından sanık ve avukatlarının savunmalarına geçildi.
Sanık Ömer İnal, internet üzerinden mobilya satışı yapan bir şirketin sahibi olduğunu, mobilyaların Siteler’de anlaştığı firmalarca fason üretildiğini söyledi. Yangın çıkan binada kiracı olduğunu bildiren İnal, binanın giriş katını kendisinin, diğer katlarını ise firması için fason üretim yapan sanıklar Bekir Kanıgür, Sadettin Altınkaynak ve Sadık Potuk tarafından kira karşılığında kullandığını öne sürdü.
Adı geçen sanıkların her birinin kendi namına çalıştığını, bunlar arasında patron-işçi ilişkisi bulunmadığını savunan İnal, yangının Altınkaynak ve Potuk tarafından kullanılan birinci katta başladığını, yaşamını yitiren işçilerin ise sanıklardan Bekir Kanıgür’e ait üçüncü kattaki iş yerinde çalıştıklarını bildirdi.
Binada başka imkan bulunmadığı için elektrikli ısıtıcı kullanıldığını ifade eden İnal, “Kablolar alev alınca oradaki yanıcı maddeler tutuşmuş. Hayatını kaybeden işçilerden haberdardım ancak kimin ne iş yaptığını bilmiyordum. Benim muhatabım o iş yerindeki ustalardır. Bunlar benim işçilerim değil, bana fason olarak üretim yapan kişilerin işçileriydi” dedi.
Yangının çıkmasına yol açan elektrikli ısıtıcıların firmasınca temin edildiği iddiasını kabul etmeyen İnal, suçsuz olduğunu savunarak tahliye talebinde bulundu.
Sanıklar Bekir Kanıgür, Sadettin Altınkaynak ve Sadık Potuk ise Ömer İnal’a ait iş yerinde prim karşılığı usta olarak çalıştıklarını, iş yerlerinin kendilerine ait olmadığını öne sürdü.
İnal ile aralarında patron-işçi ilişkisi dışında herhangi bir üretim veya kira sözleşmesi bulunmadığını ileri süren sanıklardan Bekir Kanıgür, hayatını kaybeden işçileri İnal’ın bilgisi doğrultusunda kendisinin işe aldığını ifade etti.
İfadeler ve çapraz sorgu sırasında sanıkların avukatları arasında zaman zaman tartışma çıktı. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmasının ardından aralarında yangından kurtarılan işçilerin de olduğu bazı kişileri tanık olarak dinledi.
Tanıkların tamamı, sanıklar Bekir Kanıgür, Sadettin Altınkaynak ve Sadık Potuk’un kendileri namına çalıştığını, İnal için fason üretim yaptıklarını, ölen işçilerin de Kanıgür’e ait iş yerinde çalıştıklarını bildirdi.
Tanık beyanlarının ardından söyleyecekleri sorulan sanıklar Kanıgür, Altınkaynak ve Potuk, tanıkların tamamının İnal’ın iş yerinde çalışan veya iş yaptığı kişiler olduğunu, aleyhteki beyanları kabul etmediklerini belirtti.
Beyanlardan sonra ara karar açıklayan mahkeme, sanık Ömer İnal’ı, tutuklulukta geçen süre, delillerin toplanmış olması ve kusur oranının değişme durumunu gerekçe göstererek tahliye etti.
Duruşmaya katılmayan sanık Mustafa Demirci’nin zorla getirilmesine karar veren mahkeme, davayı 8 Ekim’e bıraktı.
100 BİN KİŞİNİN ÇALIŞTIĞI BİNALARDA YANGIN MERDİVENİ YOK!
5 Suriyeli işçinin feci şekilde can verdiği yangınla gündeme gelen Siteler’de yangın yolu bulunmadığını kaydeden ANKAMOB Başkanı Hüseyin Taklacı, “100 bin kişi yangın merdiveni bulunmayan binalarda çalışıyor. Geçmiş belediyeler göz yumduğu için bu hadiseleri yaşadık. Düzenleme yapılmalı” demişti. Yaşanan olayla ilgili belediye yetkilileri hakkında ise bir işlem yapılmamıştı.
KAÇAK AKIM RÖLESİ YOK!
EMO Ankara Şubesi de olaydan sonra yaptığı açıklamada, konutlardan çevrilme iş yerlerindeki elektrik panolarında kaçak akım rölesinin olmadığını, havalandırma bacalarının ve yangın merdivenlerinin bulunmadığının saptandığını belirtmişti. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)
“ASIL SANIK MÜLTECİLERİ BU KOŞULLARA GETİRENLER”
Burcu YILDIRIM
Ankara
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinden Pınar Abdal mülteci emeğinde devletin patronlarla danışıklı dövüş içerisinde olduğunu belirterek, “Aslında buradaki tek sanık, mültecilerin bu koşullara getirilmesini sağlayanlar. En kuralsız ve kötü koşullarda çalıştırılan mültecilerin durumunu devlet dahil herkes biliyor. Mülteci emeği kuralsız ve ucuza çalıştırmanın merkezi haline getiriliyor” dedi.
Süreci yakından takip eden Pınar Abdal, kuralsız ve kayıt dışı mülteci emeğinde patronların bu durumlardan çok kolay sıyrıldıklarına dikkat çekti. Abdal, “Aslında buradaki tek sanık, mültecilerin bu koşullara getirilmesini sağlayanlar. En kuralsız ve kötü koşullarda çalıştırılan mültecilerin durumunu devlet dahil herkes biliyor. Mülteci emeği kuralsız ve ucuza çalıştırmanın merkezi haline getiriliyor” diye konuştu.
PATRON 30 BİN TL TEKLİF ETTİ, AİLELER REDDETTİ
Patronların hem yasada hem de pratikte devletten mülteci emeği talep ettiğini söyleyen Abdal, “Devlet de danışıklı dövüşü oynuyor. Buralarda iş cinayetleri olacağı çok belli. Bina, çalıştırma koşullarına sahip değil, denetim yapılmıyor, sobalarla ısınıyorlar. Bütün bu koşulları değerlendirdiğimizde işçilerin ölümüne sebep olan bir kişi değil. İş cinayetlerinde işçileri bu koşullarda çalıştıran herkesin payı var. İşçiler üç kuruşluk önlemlerin alınmaması sebebiyle canlarına kastedilerek çalıştırılıyor. Bu tablo önümüzdeki günlerde çok daha trajikleşecek” dedi. Ayrıca Abdal, firma sahibi Ömer İnal’ın olayın üzerini kapatmak için Suriyeli işçilerin ailelerine 30 bin TL kan parası teklif ettiğini ancak ailelerin kabul etmediğini de hatırlattı.
Mülteci işçilerin de artık Türkiye işçi sınıfının bir parçası olduğunu kaydeden Abdal, “Ancak mülteci işçilerin hakları çok daha geride. Patronlar bu insanların haklarının kolayca sümen altı edilebileceğini çok iyi biliyor. Yaşamını yitiren mülteci işçilerin davalarında ‘ödül gibi cezalar’ vermeye bile ihtiyaç duymuyorlar” dedi.
“6 AY SONRA ‘KATİL KİM’ SORUSUNA YENİDEN GELDİK”
Çıkan yangının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen bugün başa dönerek “Katil kim” sorusunu tekrar sormaya başladıklarını dile getiren Abdal, “Sömürü düzeninin aktörlerinin gizlenmesi için failler saklanıyor. Mülteci emeğinde ölümü ve faili görünmez hale getiriyorlar” dedi. Kayıt dışı, güvensiz ve kuralsız çalışmadan devletin haberi olduğuna dikkat çeken Abdal, “Mülteci işçilerin çalışması hukuksal olarak tanımlanmış bir şey olmadığı için patronların işine çok yarıyor. Bu yangında olduğu gibi herhangi bir olumsuzlukta işin içinden hemen sıyrılabiliyorlar. Bu tarz işçi cinayetleri önümüzdeki günlerde daha da artacak. Çünkü Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP), daha esnek, kuralsız ve güvencesiz çalıştırma koşullarını görüyoruz” diye konuştu. Abdal, işçi cinayetlerinin mülteciler dahil olunca giderek büyüdüğünü belirterek, “Bunun için daha fazla mücadele etmekten başka çaremiz yok” dedi.