Sudan’da uzlaşma 8 tehdit ile karşı karşıya
Sudan'da askeri cunta ile halk hareketi temsilcilerinin vardığı anlaşmayı ele alan El Arabi el Cedid makalesinde, olası tehlikelere dikkat çekiliyor.
Fotoğraf: AA
Abdul Hamid AWAD
Hartum
Sudan’da geçen cuma, Geçici Askeri Konsey ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) arasında ulaşılan anlaşma ile ilgili büyük iyimserliğe rağmen, bu anlaşma üç yıl üç aylık sürenin herhangi bir anında bir çöküşe yol açabilecek birtakım tehditlerle karşı karşıya. Bu uzlaşma ve geçiş dönemi için en önemli tehditler nelerdir?
1- ŞÜPHE VE GÜVENSİZLİK
Anlaşmaya katılan birinci tarafın, 11 Nisan’da Devlet Başkanı Ömer Beşir’in devrilmesinden sonra iktidarın kontrolünü ele geçiren askeri cunta olduğu biliniyor. İkinci taraf, 1 Ocak 2019’da Ömer Beşir’i devrilmek ve Beşir sonrası dönemi yönetmek üzere bir araya gelen siyasi muhalefet blokları, silahlı hareketler ve sivil örgütlerden oluşan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’dir.
Cunta, ÖDBG’ye güvenmediğini açıkça belirtti ve birçok kez bu koalisyonda gizli bir dışlama gündeminin varlığından söz etti. Bunun ön önemlisi ÖDBG’nin ordu, güvenlik ve hızlı destek güçleri gibi güvenlik kurumları dahil olmak üzere devlet kurumlarını dağıtma isteğidir. Öte yandan ÖDBG, askeri konseyin niyetini iki açıdan sorguladı: Birincisi askeri konsey üyelerinin Beşir rejiminin bir parçası olduğuna ve bu nedenle rejimin ve derin devletin kurumlarının dağıtılması konusunda ciddi olmadığına dair inanç. Konsey hakkındaki ikinci kuşku, iktidarda kalma planı olması ve haziran başında, iki taraf arasında imzalanan bir ön anlaşmayı tek taraflı iptal etmesi gibi herhangi bir anda anlaşmadan çekileceğine dairdir.
2- ASKERİ DARBE
Sudan ordusundaki bariz uyuma rağmen, çoğunluğa göre bir askeri darbenin olması varsayımı ülkedeki siyasi kargaşanın devamına bağlıdır. Askeri konsey tarafından birkaç hafta önce iki farklı darbe planının ortaya çıkarıldığına ve bununla ilişkili olarak memurların ve sivillerin tutuklandığına ilişkin açıklama yapılmalı, bu varsayım konusundaki kanıyı güçlendiriyor. Askeri darbe ihtimalini güçlendiren bir diğer faktör de isyancı hareketlerile ulaşılabilecek anlaşmaların içeriğidir.
Buna karşılık diğer gözlemciler, iki nedenden ötürü ülkedeki bir askeri darbe olasılığını dışladılar. Birincisi, ordunun siyasi sahnedeki varlığını tamamen reddeden devrimci halkçı ruh hali. İkincisi, uluslararası pozisyon ve mevcut tüzüğüne göre askeri darbeleri reddeden Afrika Birliği’nin tutumunu.
3- ORDU VE HIZLI DESTEK KUVVETLERİ ARASINDAKİ GERGİNLİK
Askeri Konsey Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Deklu Hmidti liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri’nin dikey ve yatay genişlemesine rağmen, Silahlı Kuvvetler ile arasındaki ilişki özellikle liderlik düzeyinde, nispeten tutarlı görünmektedir. Ancak günler öncesinde, Hızlı Destek Kuvvetleri ile ordu arasındaki gerilimi her ne pahasına olursa olsun önlemek gerektiğini söyleyen Ulusal Umma Partisi Genel Başkanı Sadık El-Mehdi gibi birçok kesim iki taraf arasında gerginliğin ortaya çıkabileceği uyarılarında bulunuyor.
4- ÖZGÜRLÜK VE DEĞİŞİM BİLDİRGESİ GÜÇLERİ BİRLİĞİNİN ÇÖKÜŞÜ
ÖDBG ittifakını oluşturan blokların ve partilerin birliği, bir dizi teste tabi tutulmuş olmasına ve liderlerinin birlik içindeki sözlü güvencelerine rağmen, “pek çok farklılığın üstesinden geldiği” kesin değil. Şüphesiz, Beşir’i devirmek ve geçiş dönemi hükümeti düzenlemeleri için teorik çerçeveler geliştirmek hedefi, bu ittifakın birliğinin devam etmesini gerektiriyordu. Ancak gelecek, geçici devlet kurumlarında temsil edilme anlaşması dahil, daha zor sınavları öngörüyor. ÖDBG içinde herhangi bir bölünme, geçiş dönemi boyunca anlaşmanın uygulanması üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.
5- SİLAHLI HAREKETLER
Sudan’da merkezi hükümetle savaşan düzinelerce silahlı hareket var. Bunların çoğu Batı Darfur bölgesinde. Ancak 5 büyük hareket var: Abdul Aziz el-Helu’un grubu “Halk Hareketi”, Malik Akar’ın “Halk Hareketi”, Abdel Wahed Nur’un grubu “Sudan Kurtuluş Hareketi”, Minni Arko Minawi’nin grubu “Sudan Kurtuluş Hareketi”, Cibril İbrahim’in önderlik ettiği “Adalet ve Eşitlik”.
Al-Helu ve Abdel Wahed Al-Nur grupları haricindeki diğer hareketler, Nida Sudan Bloğu aracılığıyla ÖDBG’nin bir parçasıydı. Ancak blok, üyeliğini geri çekti ve askeri konsey ile doğrudan müzakere etme niyetini açıkladı. Minawi, silahlı mücadele güçlerinin bir ittifakı olan Devrimci Cephe içindeki silahlı hareketler için temsilde yüzde 37 güç talep ederek daha da ileri gitti.
Cuma günkü anlaşmaya göre, geçiş süresinin ilk altı ayı silahlı hareketlerle iletişim kurmaya ve onlarla barış anlaşmaları imzalamaya ve daha sonra yasama organlarına katılımlarını sağlamaya ayrılacak. Bu umutlar erir ve silah sesleri geri gelirse, bu geçiş dönemindeki en büyük tehditlerden biri olacaktır.
6- KARŞI DEVRİM
Askeri Konsey ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri anlaşması ve bir bütün olarak geçiş dönemi için en büyük tehditlerden biri; derin devlet aygıtını kontrol eden Ömer Beşir’in partisi Ulusal Kongre’nin önderliğindeki bir karşı devrimdir. Ancak Beşir’in partisi içindeki liderler, partinin ilk önce deneyimlerini gözden geçirmesi, saflarını ve fikirlerini yenilemesi ve geri dönüş için kamusal özgürlüklerin ikliminden faydalanması gerektiğine inanıyor.
7-BÖLGESEL EKSENLER
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ekseninin, Sudan devrimi sürecini kendilerinin Sudan’daki çıkarlarına doğru yönlendirmek için tüm ağırlıklarını koydukları bir sır değil. En acili, Sudan ordusu ve Hızlı Destek Güçlerinin Yemen’deki savaşa katılımının devam etmesidir. Bu eksen, kendi gündemi ile “özgürlük ve demokratik bir sistemin inşasını önceliklerinin başında gören” Sudan devriminin gündeminin karşı karşıya gelmesi korkusunu yaşıyor. Bu eksenin diğer ülkelerdeki demokratik sistemler kurma deneyleri sırasında pek hevesli olmadığı biliniyor.
Böylece, Riyad, Kahire ve Abu Dabi’nin herhangi bir demokratik inşa sürecine karşı çıkması ihtimali kesinlik kazanıyor. Bu, 1956’daki bağımsızlıktan yaklaşık 53 yıl sonra ülkeyi yöneten askeri ve totaliter rejimlerden kendilerini kurtarmaya istekli halk çevrelerinde bir hayal kırıklığı kaynağı olacak.
8- EKONOMİNİN ÇÖKÜŞÜ
Sudan’daki yaşam koşullarının bozulması, yüksek fiyatlar, temel malların kıtlığı, döviz kıtlığı ve sağlık ve eğitim hizmetlerinin kötüleşmesi, Beşir rejimine karşı halk devriminin patlak vermesinde önemli faktörler. Bu durumların devam etmesi, önümüzdeki dönemde gerçek bir tehdittir. Beşir rejimi arkasında “büyük ekonomik projelerin imha edilmesi, ulusal para biriminin Sudan tarihindeki en düşük seviyelere düşmesi ve bankacılık ve kamu hizmetlerinde düşüş” şeklinde görünen yüklü bir ekonomik başarısızlığı mirası bıraktı.
*El Arabi el Cedid’den çeviren Yusuf Ertaş