"Ancak güç birliğiyle istediğimizi alabiliriz"

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

2019 yılı bir çok işyerinde çalışan işçiler ve sendikalar için sözleşme dönemi. Yakın zamanda YHK (Yüksek Hakem Kurulu) ile bağıtlanan TÜPRAŞ sözleşmesi oldu. TÜPRAŞ'ta çalışan arkadaşlarımız için kötü biten bir süreç oldu. Hem maddi hem de çalışma koşullarında ciddi kayıplar var. Peki işverenin bile verdiği teklifin çok altında bir sözleşmeyi bağlayan hakem heyeti ne işe yarar? Hakem dediğimiz iki tarafında verdiği rakamların ortasında bir yerde tarafları anlaşmaya ikna etmek için çaba vermek değil midir? Madem hep işverenin verdiği rakamın altında, gizli işveren olarak rol alıp işçiyi masa başında satacaksın, o zaman bu heyeti oluşturan devlet yetkililerine hesap sormak gerekmez mi? Görüyoruz ki maalesef hükümet de işveren de TÜPRAŞ sözleşmesinde işçi düşmanlığını açıkça bir daha gözler önüne sermişlerdir. Türk Metal Sendikası ile MESS arasında önümüzdeki Eylül ayında sözleşme başlayacak. Türk Metal Sendikası yaklaşık bir ay önce cep telefonlarımıza link atarak bir anket yaptı. Maalesef sözleşmeyle alakalı bir tane bile soru veya beklenti ile ilgili yazabileceğimiz bir alan bulamadık. Şu çok iyi bilinmeli ki hiçbir sendika yöneticisi bir önceki sözleşmenin arkasına sığınıp, bu sözleşmeyi göz ardı veya idare etme düşüncesine kapılmasın. Çünkü dolar kurundaki devalüasyonla beraber her ürün grubuna yüzde 50’leri aşan zamlarla, geçtiğimiz sözleşmede aldığımız ücret zammı uçup gittiği gibi yine başlangıç noktasına geri döndük. Ve zamlar İstanbul seçimlerinin bitmesiyle beraber gelmeye başladı ve devamı da gelecek.

Bu nedenle işçiler mağdur ve geçinemiyor. Burada iki ay kaldı resmi olarak sözleşmenin başlamasına. Fakat Türk Metal’den hiç ses yok. Yeni bina açtılar, yönetim kurulu seçimi oldu, sözleşmeyle ile alakalı bir çalışma yok. Eğer varsa bizlere neden bilgi vermiyorsunuz? Onca işyeri ve bu işyerlerinde çalışan binlerce işçi var. Neden işçilerden sözleşmeyle ilgili beklentilerini sormuyorsunuz?

Sevgili işçi emekçi arkadaşlarım bu yazdıklarıma eminim katılacaksınız. Bu nedenle sessiz sedasız, oldu bitti bir sözleşme istemiyoruz. Bizden kesilen maaşlarla bunlar otel yapmasınlar, hakkımızı savunsunlar. Sendika aidatlarından bu kadar çok para kazanıyorlarsa aidat miktarını düşürsünler. Bir günlük kazanç değil 2 saatlik kesinti alsınlar. Sözleşme sürecine az bir zaman kaldı, bir tane sendika yöneticisi veya temsilci teklif hakkında bir bilgi vermiyor. Böyle uyutarak oldu bittilere gelmemeli. Bu nedenle hepimize düşen görev sözleşmeyi konuşmak, beklentilerimizi dile getirerek konuyu canlı tutmak ve takibini yapmaktır. Kriz var gibi söylemlere karnımız tok. Ortada bir kriz varsa bu kriz biz çalışan emekçileri vurdu, çünkü hükümetin çıkardığı bütün kanunlar işvereni korumaya yönelik. Bizler için bir adım atılmadı. En çok bizler çalıştık ama yine mağdur olan biz olduk. Gelin hep beraber güç birliği içinde atölyelerimizde gruplar halinde konuşup taleplerimizi, beklentilerimizi iletelim.

Güçlü olalım, ortak hareket edip, birlikte kazanalım. Ancak güç birliğimiz sayesinde istediğimiz neticeleri alabiliriz. Daha önceki yıllarda bunu hep beraberce başardık, yine başarırız. Çünkü ortak noktamız bir, hepimizin derdi geçim. Madem üreten biz, sakatlanan biz isek bu pastadan payımıza düşeni hep beraberce alalım.