TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 11. Kalkınma Planı'nın sunumuna başlandı
Hükümetin TBMM’ye sunduğu 11. Kalkınma Planı'nın görüşmelerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başlandı.
Fotoğraf: AA
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kalkınma planı olan On Birinci Kalkınma Planı'nın görüşmelerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başlandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AKP Milletvekili Lütfi Elvan başkanlığında toplandı. Usul üzerinde söz alan CHP Milletvekili Bülent Kuşoğlu, On Birinci Kalkınma Planı'nın normalde geçen yıl Meclise sunulması gerektiğini ancak bir yıl gecikme ile sunulduğunu söyledi.
Komisyonun, kalkınma planını teferruatlı olarak görüşmesi ve analiz etmesi gerektiğini belirten Kuşoğlu, komisyonun buna uymasını istedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yürürlükte olduğunu ve 11. Kalkınma Planı'nın hangi kurum tarafından, nasıl hazırlandığını bilmediklerini, sunum yapılmadan önce komisyonun buna ilişkin bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Paylan, kalkınma planı sunumunun ardından verilecek olan 5 günlük arada Plan ve Bütçe Komisyonunun başka bir çalışma yapmaması gerektiğini ifade etti.
İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, On Birinci Kalkınma Planı'nın Meclise bir yıldan fazla gecikmeli geldiğini belirterek, milletvekillerine bir haftalık süre verilmesini ve ondan sonra sunum yapılmasını istedi.
MHP Milletvekili Mustafa Kalaycı, On Birinci Kalkınma Planı'nın gecikmesinin nedenleri olduğunu söyledi. Kalaycı, 11. Kalkınma Planı'nın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kalkınma planı olacağını, bu açıdan da önemli olduğunu iddia etti.
Komisyon Başkanı Lütfi Elvan, sunumun ardından 5 gün ara verileceğini ve daha sonra kesintisiz bir şekilde planla ilgili çalışmaların yapılarak tamamlanacağını söyledi.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 11. Kalkınma Planı'nın sunumuna geçti.
Oktay'ın sunumundan öne çıkanlar şöyle:
"Savunma sanayisi ihracatının 2 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkartılması sağlanacak, savunma sanayisi yerlilik oranı yüzde 65'ten 75'e yükseltilecek"
"Altay tankı, insansız hava aracı, askeri deniz platformunun envantere kazandırılması sağlanacak. Yerli, yüksek irtifa hava savunma sistemi, yerli, alçak veya orta irtifa hava savunma sistemi envantere kazandırılacak, kara araç motoru teslim edilecektir"
"Özel sektör yatırımlarına ilişkin mevzuat hazırlıkları yapılarak, kamu ile yatırımcı arasında yatırım ombudsmanlığı sistemi oluşturulacak"
"Yerli üretimin ve teknolojik kabiliyetlerin geliştirilmesi amacıyla bağlayıcı ve yönlendirici karar almak üzere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Sanayileşme İcra Kurulu oluşturulacak"
KIDEM TAZMİNATI GASBI KALKINMA PLANI’NDA
On Birinci Kalkınma Planı’nda da kıdem tazminatı gasbı hedefine yer verildi. Plana göre, kıdem tazminatı ‘reformu’ gerçekleştirilecek. Planda kıdem tazminatına ilişkin hedefler hayata geçirilirse bireysel hesaplara dayalı kurulacak kıdem tazminatı fonu, sistemde kalış süresi yeniden ele alınarak Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile entegre edilecek.
On Birinci Kalkınma Planı’nda yer alan kıdem tazminatının fona devrini yorumlayan Akademisyen Özgür Müftüoğlu, “Bütün bu planlar, sadece ve sadece sermayenin toplumun bütün kaynaklarını, emek gücünü ve doğayı sermayeye kaynak olarak aktarmanın bir aracı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir konuşmasında, ‘Bizim dönemimizde Türkiye’de yatırım yapan hiçbir sermayedar pişman olmamıştır’ dediğini hatırlayan Akademisyen Özgür Müftüoğlu, “AKP’nin en başından beri Türkiye’yi bir yatırım cenneti haline getirme hedefi var. Bunu da bugüne kadar yerine getirdi. Ama bunu çok büyük ölçüde emekçilerin hakkını ortadan kaldırıp, sömürü koşullarını ağırlaştırıp, daha ucuz ücretle, sosyal hakları ortadan kaldırarak sağlamaya çalıştı. Toplumun vergileriyle ödenen bütçeden kaynak aktarmaya çalıştı. AKP döneminde bir başka kaynak da, -genel vergilerden kaynak aktarımı daha önce de olurdu- bunun yanı sıra işsizlik sigortası fonu kurdu ve bu fon üzerinden yani emekçilerin doğrudan cebinden sermayeye aktardı” ifadelerini kullandı. Söz konusu kaynak aktarma yollarıyla halka vaat edilenlerin gerçekleşmediğini söyleyen Müftüoğlu, “Karşıya karşıya kaldığımız ekonomik durum itibariyle ne işsizliği önledi, iş alanları açılmadı, kalıcı yatırım yok. Ekonomik büyüme giderek azalmaya başladı, kimi dönemlerde küçülmeye başladı. Kişi başına düşen gelir düşmüş oldu. Yoksullaşma arttı” dedi.
KALKINMA PLANI: SERMAYEYE KAYNAK AKTARIM MEKANİZMASI
“Kalkınma planı dediğiniz zaman ülkede yaşayan köylüsü, çiftçisi, esnafı, işçisiyle, memuruyla hepsinin birlikte kaynaklarını daha iyi kullanmak, bunun planlamasını yapmak için vardır” diyen Müftüoğlu şöyle konuştu: “1960’lı yıllardan itibaren bunun için kalkınma planları oluşturuldu. Ama bugün görüyoruz ki bütün bu planlar, sadece ve sadece sermayenin toplumun bütün kaynaklarını, emek gücünü ve doğayı sermayeye kaynak olarak aktarmanın bir aracı haline dönüştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla sermayenin çıkarları ve topluma rağmen düzenleniyor.”
İKTİDAR DESTEĞİNİ KAYBEDİYOR
Son seçimlere bakıldığında iktidarın toplumsal desteğini kaybettiğini ifade eden Müftüoğlu, “Hem toplumun kaynaklarını sermayeye aktarıyor ama oy alarak siyasi üstünlüğünü devam ettiriyordu. Şimdi siyasi üstünlüğünü kaybediyor. Topluma rağmen, şimdi bu tür planlarla, daha çok da zora dayanarak -ODTÜ’de gördüğümüz gibi- iktidarını yürütmeye çalışıyor. Görünen o ki sermaye kesimini ikna ederek yürütmeye çalışıyor” dedi.
"SENDİKALARIN MÜCADELE NİYETİ YOK"
Emekçiler başta olmak üzere toplumun örgütsüz olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, “Kıdem tazminatına geldi sıra. Belli ki fona devredip, işsizlik fonundan farkı kalmayan bir hale getirilecek. Bunun karşısında duracak sendikalar da yok. Türk-İş’in, Hak-İş’in durumu ortada… Hem üye sayıları bakımından, işçi sınıfını temsil etmek bakımından güçleri yok, hem de öbür taraftan böyle bir niyetleri de -birkaç istisnası dışında- yok. Hepsi artık siyasi iktidardan komut alan örgütlenmeler haline gelmişler. İşin vahim tarafı da bu. AKP hükümetinin yaptığı şaşırtıcı değildir. Bunları yapacaktır. Liberal veya burjuvaziyi temsil eden partinin bunu yapması doğaldır. Bizim sorgulamamız gereken buna karşı emekçilerin ve diğer kesimlerin bu kadar hakkın elden alınırken neden bir mücadeleye yönelmedikleridir. Bunu düşünmek gerekir” diye konuştu.
ESNEK VE GÜVENCESİZ ÇALIŞMA HEDEFİ
Planda emekçiler için güvencesiz ve esnek çalışmanın da artırılması hedefleniyor. “İş gücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik esnek çalışma biçimleri etkinleştirilecek ve konuya ilişkin denetimler artırılacak” denilen planda, “Çalışma saatleri üzerindeki denetimin etkinliği fazlalaştırılacak. Kısmi ve esnek çalışanların sosyal güvenceye erişimini artırmak üzere gerekli değişiklikler yapılacak. Esnek çalışma biçimleri konusunda tüm sosyal taraflara yönelik farkındalık faaliyetleri artırılacak” ifadeleri yer alıyor. (İstanbul/EVRENSEL)