TYK gelmeden baskısı geldi

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) araştırma görevlileri, YÖK’ün ‘asistan kıyımına’ karşı ayakta. YÖK, 50/d statüsünde bulunan araştırma görevlileriyle ilgili yeni bir düzenleme getirerek, “6 yıl sonunda doktora tezlerini bitiremedikleri takdirde, araştırma görevlilerinin üniversite ile ilişiğinin kesilmesi” görüşünde bulundu. Yeni YÖK yasa tasarısının ilk provasını yapan İTÜ rektörlüğü de, 50/d kapsamında istihdam edilen 100’e yakın araştırma görevlisini görev süresi bitiminde üniversiteden atacak. Şimdiden 8 araştırma görevlisinin üniversite ile ilişiği kesildi bile.   

‘KADROYA GEÇİŞTEKİ ENGELLER ÇOĞALTILIYOR’

2009 yılında Torba yasası da hukuki gerekçe gösterilerek, araştırma görevlileri “Burslu okuyan öğrenci” olarak değerlendirilmiş ve doktora bitiminde 33/a kadrosuna geçmesine engeller getirilmişti. İTÜ Araş. Gör. Aykut Kılıç, yeni durum ile daha da ileri gidildiğini ifade ederek, düzenlemenin 50/d’nin de sınırlarını aşmış durumda olduğunu söyledi.  Kılıç, “Araştırma görevlilerinin asli kadroya geçmesinin önündeki engeller çoğaltılıyor” diyerek konunun tüm üniversitelerdeki araştırma görevlilerini ilgilendirdiğine dikkat çekti. Yeni YÖK yasa tasarısının da bu duruma zemin hazırladığını dile getiren Kılıç, “ Tasarı metninde Yrd. Doç.’lik dahil güvencesizliğe geçilmesi öngörülüyor” dedi.

Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Başkanı İsmet Akça da, aynı işi yapan araştırma görevlilerinin 33/a ve 50/d olmak üzere farklı statülerde istihdam edilmelerine karşı çıkarak araştırma görevlilerinin özlük ve güvence haklarına kavuşturulmalarını talep etti.

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği başkanı Tahsin Yeşildere, İTÜ’deki asistan kıyımını yeni YÖK yasa tasarısı kapsamında değerlendirdi. Tasarının akademik özgürlükleri kısıtladığına dikkat çeken Yeşildere, tasarıyla tüm araştırma görevlilerinin sözleşmeli hale getirilmek istendiğini ifade etti.

‘GÜVENCESİZ BİLİMCİ, ARAŞTIRMA YAPAMAZ’

“Akademiyi sosyal haklardan yoksun ve güvencesiz bırakırsanız bilimsel araştırmada bulunamaz” diyen Yeşildere, 50/d gibi uygulamaların araştırma görevlilerinin başında Demokles’in kılıcı gibi sallandırıldığını belirtti.

Yeni YÖK yasa tasarısında yer alan “Doktora sonrası araştırmacı” kavramını da açıklayan Yeşildere sözlerine şöyle devam etti: “Araştırma görevlileri, proje araştırmacısı gibi görülüyor. Proje süresince çalışır, proje bitince de işi biter ve başka projelerde çalışmak için iş aramaya devam eder. Yani işsiz kalır. Bu, bilimsel araştırmacının belli bir alanda uzmanlaşma sağlayamamasına da neden olur. Araştırma görevlilerine doktora tezlerini bitirmeleri için 6 yıl sınırı getiriliyor. Ancak, bilimsel bir araştırmanın 6 yıl içinde bitmesi şart değildir. Bu araştırmacıyı dışarı atınca, o 6 yıl da boşa gidecek. Bu sınır yanlıştır.” (İstanbul/EVRENSEL)

50/d VE 33/a NEDİR?

Araştırma görevlileri, doktora süresi boyunca 50/d statüsünde, doktora bitiminde de 33/a statüsünde istihdam edilir. Yaptıkları iş bakımından bir fark olmamasına rağmen, 50/d statüsü lisansüstü eğitim ile bağlantılı kılınmıştır.

NELER OLMUŞTU?

Araştırma görevlilerinin özlük haklarını ve güvencelerini tartışmaya açan gelişme, YÖK’ün 50/d’lileri bir çeşit “Burslu öğrenci” ilan etmesiydi. Bu durumda, araştırma görevlileri doktorası boyunca burslu kabul ediliyor ve doktorası bitince de 33/a’ya geçmesinin önüne engeller koyularak güvencesizleştirilmek isteniyordu. Araştırma görevlileri eylemler düzenlemiş ve dava açmıştı. Bunun sonucunda Danıştay gerekçeli kararında, “33/a ve 50/d’lilerin özlük ve güvence bakımından bir farkı olmadığını” belirtmişti.

ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİNİN TALEPLERİ

*İşten atılan araştırma görevlilerinin geri alınması *Doktora tezi bitirme süresi olarak, 6 yıl kuralının uygulanmaması *50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a statüsüne  geçişinde yasal haklarının ihlal edilmemesi

LEVENT TÜZEL SORUNU MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI: http://www.evrensel.net/news.php?id=38219

ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİ SABAHA KADAR EYLEMDEYDİ: http://evrensel.net/news.php?id=38293