Emek Partisinden Aliağa’da direnen işçilere dayanışma ziyareti

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Aliağa Belediyesinden atılan ve işe geri dönmek için başlattıkları direnişlerinin 54. gününde olan işçileri ziyaret etti.

10 Temmuz 2019 13:34
Paylaş

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, işten atılan Aliağa Belediyesi işçilerini direnişlerinin 54. gününde ziyaret etti. Süreçle ilgili işçilerden bilgi alan Tüzel, “Haklarımıza göz diken sınıfa haddini bildirmek bizim görevimiz dedi.

Levent Tüzel, Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar ve il yöneticileriyle ziyaret ettiği direniş çadırında işçilere seslendi. Tüzel, “31 Mart yerel seçim sonrası göreve gelen belediye başkanının baskıları, kadrolu işçi arkadaşların yapmakta olduğu görevlerden başka yerlere tayin edilmeleri, emekliliğe zorlama gibi şeylerle doğrudan bir saldırının bugün gelmiş olduğu nokta, 179 arkadaşımızın işinden, ekmeğinden edilmiş olması” dedi.

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın işçileri siyasi görüş nedeniyle işten çıkarmadığını, tasarruf yaptığını söylemesinin gerçekçi olmadığını ifade eden Tüzel, “AKP ve MHP iktidar bloğunun asıl düşman oldukları şey işçi sınıfının, emekçilerin sendikalı olmaları, sendikalı bir toplu sözleşme düzeni kurmaları, grevli toplu sözleşmeli çalışma hayatını egemen kılmaya çalışmalarıdır. Biz Emek Partisi olarak sizlerle ve çeşitli yerlerde mücadele edenlerle dayanışma içerisindeyiz. Emek mücadelesi, hak alma, özgürlük ve demokrasi kazanma mücadelesi buralardan geçecek. İzmir emek demokrasi güçleri olarak, Emek Partisi olarak da bütün tasamız ve kaygımız mücadelenizi büyütmektir. İşçi basınımız bu direnişin duyulması görülmesi için bir çaba içerisinde. Buradaki hayat ve emek mücadelenizin duyulması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

"TÜM SENDİKALARIN SORUNU"

TÜPRAŞ, PETKİM ve Aliağa’daki işçilerin dayanışmasının önemine vurgu yapan Tüzel, “Bu açıdan imza toplanması gibi yürüttüğünüz bir çalışma var. Bu sorun sadece Genel-İş Sendikasının sorunu değil, aynı zamanda başta Petrol-İş olmak üzere diğer örgütlü sendikaların da sorunudur” dedi. Bu sürecin kolay olmadığını, sermaye politikasının işsizliği ve yoksulluğu büyüterek fedakarlığı da işçilerden bekleyen bir anlayışı olduğunu söyleyen Tüzel, “Oysaki bugün içinde bulunduğumuz sıkıntıların sorumlusu biz değiliz. Yanı başımızda Türkiye’nin en çok kazanan işletmesi TÜPRAŞ var. Ama işçilerin grev yasağından yararlanarak daha olumsuz koşullarda çalışmaya, Yüksek Hakem Kurulu aracılığıyla boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Yani sorunlarımız ortak. Bizim emeğimize alın terimize kazanılmış haklarımıza düşman bir sınıf varsa o da Türkiye’nin sermayedarları, kapitalistleri ve onların siyasetçileridir. Bunlara dersini vermek, haddi bildirmek, bizim emeğimize haklarımıza rağmen burada yönetemeyeceklerini göstermek de bizim görevimiz” diye konuştu.

"DEMOKRASİ BİLİNCİ GELİŞTİRİLMELİ"

31 Mart ve 23 Haziran seçimlerine de değinen Tüzel, “Bu tek adam anlayışının artık son bulması, bu başkanlık rejimin son bulması ve ülkede kapitalist sistemin halka dayattığı kriz politikalarının bizlere fatura edilmesi karşısında hak ve özgürlük mücadelesini yükseltme, grevli toplu sözleşmeli bir çalışma hayatını her yerde kurma ve ardı sıra yerellerde, ilçelerde, mahallelerde halkın yaşamını demokratik bir düzeye kavuşturması, halkın alınan kararların her aşamasına dahil olması, aykırı davrananın görevden alınmasından önemli kararların referandum olarak halka sorulmasına kadar böyle bir demokrasi bilincinin geliştirilmesi önemlidir. İstanbul’daki seçim halkımızın gözünü açtı. Birçok yerde kent meclisleriyle halk meclisleriyle belediye bütçesinin denetlenmesi, hesap verilmesi, belediye yönetiminin nasıl işlenmesi gerektiğine dair çok açık şekilde halkın denetim isteği açığa çıktı” dedi.

Belediye Başkanı Serkan Acar’ın 17 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın anlayışı ile hareket ettiğini belirten Tüzel, “Yerel anlamda 25 yıldır, ulusal anlamda 17 yıldır ülkeyi yöneten anlayış aslında halk bana destek veriyor, halk beni seçiyor istediğim gibi at oynatırım tarzındaydı. Burada da öyle konuşuluyor. Aliağa halkı sizlerin nasıl ya da nerelerde çalıştırılacağı konusunda bir şey söylemiş durumda değil. Serkan Acar ve yönetimine, düşman politikalarına dur demek mümkün. Bu direnişin demokrasi ve emek mücadelesinde bize kazandıracağı şeyler olacağını düşünüyorum” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Finlandiya Dışişleri Bakanı AB'yi temsilen Sudan'a gidiyor

SONRAKİ HABER

Erdoğan: Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek durumundayız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa