18 Temmuz 2019 01:15
/
Güncelleme: 03:23

İşçi Mustafa: Hükümete dünya tozpembe, bize cehennem

Seyit ASLAN
DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı

Bilecik’te işçi duraklarında kıdem tazminatıyla ilgili bildiri dağıtırken rastladık ona. Elinde süpürgesi ve faraşıyla ağır ağır süpürüyordu sokakları. Mustafa Kara. Toplum Yararına Program kapsamında belediyede temizlik elemanı olarak çalışmaya başlayan bir işçi.

Bilecik’te belediye başkanlığını AKP kaybedince, belediyede program kapsamında çalışan 182 işçinin ödenek alamayacağı söylenmiş. Mustafa Kara’yı da yeniden işsizlik kaygısı sarmış.

İşçi Mustafa, 1993-2014 yılları arasında mermer ocaklarında mermer işlemede çalışmış. “En ağır işleri yaptım, yıllar sonra işsiz kaldım” diyen Kara, işsiz kaldıktan sonra beş iş yeri dolaşmış ancak çoğunda sigortası yapılmamış. 21 yıllık işçilik hayatındaysa sadece 3 bin 302 gün sigortalı görünüyor.

Mustafa Kara, 2014 yılında mermer ocağından ayrılınca akciğer kanseri olduğunu öğrenmiş. 2015’te iki defa cerrahi müdahale geçirmiş. Akciğerinin yarısı alınmış. Ağır hastalığı nedeniyle malulen emekli edilmiş Mustafa. Ancak çok sürmeden emekliliği iptal edilmiş ve o güne kadar aldığı paralar geri istenmiş. Bu sürede hasta olduğu için çalışamamış. Bir yandan hastalıkla bir yandan ekonomik sorunlarla boğuşurken ailevi sorunları da artmış Mustafa’nın ve eşiyle boşanmış. Dört çocuğundan ikisi Mustafa’nın yanında kalmış. İki çocukla zor bela buldukları bir eve yerleşmişler. “İki çocuk da okuyor, kirayı mı ödeyeyim, çocukları mı okutayım? Çocuklar sabah okula giderken harçlık istiyorlar. Para yok. Sabah erkenden kalkıp namaza gidiyorum, orada arkadaşlardan borç alıp veriyorum bazen çocuklara” derken yutkunuyor.

TYP kapsamında başladığı temizlik işinden aldığı maaşın yarısınaysa haciz konmuş. “Hem sağlığımı çaldılar hem de 4 bin 363 günlük sigortamı. Üç ayda bir düzenli kontrollere gitmem gerekiyor, gidemediğim zamanlar oldu, hastalık yeniden nüksetti. Hastaneye yatmam ve yeniden ameliyat olmam gerekiyor” diyor Mustafa ama elinde süpürgesi sabahtan akşama sokakları süpürüyor. “Günlük 400 miligram ağrı kesici kullanarak ağrılarımı dindirip çalışmaya çabalıyorum. Çocuğumun da kalp kapakçığında sorun çıktı. Eğitimi aksadı. Ona da üzülüyorum. Hem maddi hem manevi sorunlarım var. Hasta olduğumu söylediğimdeyse başka türlü bakıyorlar bana” diyen İşçi Mustafa’yı yeni ve zor bir süreç bekliyor.

Mustafa Kara belediyedeki yeni yönetimle görüşmüş ve sorunlarını anlatmış. Ancak “Ne sonuç çıkacak bilmiyorum” diyor.

Yaşadığı bu sorunların nedenini artık biliyor Mustafa, “Ben bugün ülkeyi yönetenlere hakkımı helal etmiyorum. Askerlik yaptım vergi ödedim. Bu mu adalet? Birileri zenginlik içinde yaşarken, biz yokluk içindeyiz. Sağlığımızı kaybettik. Daha önce MHP’ye oy veriyordum, onlara çalıştım ama hepsi kendi çıkarlarını düşünüyor. Son seçimde CHP’ye oy verdim. Artık millet uyansın. 17 yıldır ülkeyi yöneten AKP’ye yazıklar olsun” diyerek isyan ediyor.

“Hayatımda değişim olmadığı gibi işçilerin hakları hep geriye gidiyor. Adam çıkıyor benim maaşımı tartışanlar edepsizdir diyor, biz burada ölüyoruz. 30-40 bin lira borç birikmiş, adam ayda o kadar alıyor. İnsafsızlık” diyerek tepki gösteriyor Bülent Arınç’ın söylemlerine. “Onlara dünya tozpembe, bizim içinse tam bir cehennem” derken gözleri uzaklara dalıyor.

Bu kadar sohbetimizden sonra onun için ne yapabileceğimizi soruyoruz. “İş lazım, borçları ödemem lazım” diyor. Mustafa’dan ayrıldıktan sonra belediyeyle görüştük. TYP süresi bitince belediyede işe devam edebileceğini söylediler. Şimdilik iş sorunu çözüldü Mustafa’nın.

Ancak Mustafa’nın sağlığı geri gelmeyecek. Kendisinden çalınan yıllarını kimse geri veremeyecek. Bir tarafta servet içinde yüzenler, bir tarafta açlık, yokluk, işsizlik ve sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalan işçiler. Mustafa Kara bunlardan biri.

Aynı gökyüzü altında cennet ve cehennem yaşanıyor. Cehennemi yaşayanlar kıyameti er ya da geç koparacak olanlar. İşçi Mustafa’nın da dediği gibi “Çünkü bu böyle gitmez.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Egemenlik kayıtsız şartsız doların!

Egemenlik kayıtsız şartsız doların!

Saray iktidarı, Türk lirasının parasal egemenliğine darbe vuracak bir kararla, tüm satış sözleşmelerinin döviz cinsinden yapılmasının önünü açtı. Böylece enflasyonun en temel dinamiklerinden olan dolarizasyonun eksik ayağı da Mehmet Şimşek imzasıyla tamamlanmış oldu. Türkiye’nin, başta ABD doları olmak üzere yabancı paraya bağımlılığı daha da derinleşecek.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et