18 Temmuz 2019 15:50

Suruç Katliamı'nın tanıkları: Önlemler katliam sonrası uygulandı

Suruç'ta IŞİD'in saldırısında 33 kişinin hayatının kaybettiği katliamın görgü tanıkları emniyetle yapılan görüşmelere ve alınmayan güvenlik önlemlerine dikkat çekti.

Suruç Katliamı'nın tanıkları: Önlemler katliam sonrası uygulandı

Fotoğraf: MA

Suruç'ta 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 33 kişinin hayatının kaybetmesinin üzerinden 4 yıl geçti. Suruç Katliamı’ndan önce güvenlik önlemlerinin alınması amacıyla dönemin kaymakam ve emniyet müdürü ile yapılan toplantıya katılan HDP ve DBP ilçe eş başkanları, toplantıda mutabakat sağlanmasına rağmen alınacak denilen güvenliğin hiçbirinin alınmadığını söyledi.

Kobanê’deki çocuklarla dayanışmak amacıyla Suruç’ta bulunan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi gençlere yönelik 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 33 kişinin yaşamını yitirdiği katliama ilişkin adalet arayışı devam ederken görgü tanıkları katliam gününü Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Erdoğan Alayumat ve Barış Polat’a anlattı.

"PATLAMADAN 1 GÜN ÖNCE KAYMAKAMLA GÖRÜŞTÜK"

Olay anında Amara Kültür Merkezi’nde olduğunu söyleyen dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Suruç İlçe Eş Başkanı Suphi Koçyiğit, olay gününden bir gün önce dönemin Suruç Kaymakamı’nın kendisini bizzat arayarak görüşme talebinde bulunduğunu dile getirerek, bunun üzerine kaymakamlık konutunda görüşmenin gerçekleştirildiğini, görüşmeye dönemin ilçe emniyet müdürünün de katıldığını söyledi. Görüşme çerçevesinin yapılacak etkinliğin güvenliği ile ilgili olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, kaymakamın olası bir provokasyonun engellenmesi için gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğini belirtmesi üzerine kendilerinin de “Bizim kolluk gücümüz yok, dolayısı ile alanda ve kültür merkezi çevresinde alınacak önlemleri siz alın” dediğini ifade etti.

Koçyiğit, uzun süren toplantının sonunda mutabakat sağlandığına da işaret etti.

"SURUÇ HARİÇ HER YERDE ÖNLEMLERİ ALINDI"

Gelenlerin basın açıklaması yaptıktan sonra Kobanê sınırına hareket etmesi yönünde kararlaşmaya gidildiğini de hatırlatan Koçyiğit, açıklama yapıldığı sırada kültür merkezinin içine girdiğini ve aradan birkaç dakika geçtikten sonra büyük bir patlama yaşandığını ifade etti. Kaymakam ve ilçe emniyet müdürünün alınacak dediği güvenlik önlemlerinin hiç birinin alınmadığını sözlerine ekleyen Koçyiğit, yaşanan patlamadan çok sonra Kaymakam ve emniyet müdürünün telefonlarına ulaşıldığını da belirterek, “Normalde ilçenin her yerinde bekleyen polisler o gün ortalıklarda yoktu. O gün Suruç dışında her yerde güvenlik önlemleri alınmıştı, ancak ilçede tek bir önlem yoktu” diye konuştu.

"PATLAMADAN SONRA ÖNLEM ALINDI"

Kaymakam ve Emniyet müdürü ile yapılan görüşmeye katılan isimlerden ve katliamın bir diğer tanığı olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Suruç ilçe Eş Başkanı Mehmet Koşti de görüşmede Kaymakamın gençlerin provokasyon yaratacağı iddiasında bulunduğunu belirtti.

Gençlerin 19 Temmuz akşamı Suruç’a gelmeye başladığını aktaran Koşti, “Gençler Suruç’a gelene kadar onlarca kere durdurulup Genel Bilgi Taraması'ndan (GBT) geçirilmişti. Tüm engellemelere rağmen gençler Suruç’ta buluşmayı başardı. Emniyet yetkilileri sürekli bizi arıyordu. ‘Arama yapalım mı? Kültür merkezinin etrafını tutalım mı’ gibi tedbirleri almaktan bahsediyorlardı. Biz de ‘gereken prosedürler neyse onu yapın’ dedik. Ancak alınmayan güvenlik önlemleri patlamadan sonra alındı” diye belirtti.

Patlamadan 2 saat sonra polisin olay yerine geldiğini ve yaralılara yardım eden kitleye gaz sıktığını söyleyen Koşti, alınmayan güvenlik önlemlerinin yaralıları kurtarmaya çalışan halka karşı alındığını söyledi. Polisin tutumuna tepki gösterdiklerinde ise ikinci bir bombanın olabileceğini ve bu yüzden önlem aldıklarını kendilerine söylediklerini aktardı.

"OLAY SABAH OLDU SAVCI AKŞAM GELDİ"

Olayda yaralananların çoğunu kendi çabaları ile hastanelere yetiştirdiklerini sözlerine ekleyen Koşti, yaşamını yitirenlerin üzerlerini gazeteler ile kapattıklarını, sağlık ekiplerinin ise kendi müdahalelerinden sonra geldiğini ifade etti. Olayın sabah saatlerinde yaşandığını, ancak emniyet müdürü ve savcının akşam saatlerinde olay yerine geldiğini söyleyen Koşti, patlamaya ilişkin açılan soruşturmada da ifadelerinin alınmadığını ve tanıklıklarına baş vurulmadığını dile getirdi.  

NE OLMUŞTU?

2014 yılında IŞİD, Suriye'nin Kobanê kentine saldırı başlatmış ve kentte IŞİD'e karşı direniş başlamıştı. Kobanê halkı ile dayanışmak için birçok ülkeden insan kentin sınırına akarak direnişe destek olmuştu. IŞİD'in bölgeden çıkartılması ardından da kentin yeniden inşası için birçok destek kampanyaları örgütlenmiş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde Kobanêli çocuklarla dayanışma amacıyla oyuncak kampanyası başlatılmıştı. 20 Temmuz 2015 tarihinde ise Suruç Amara Kültür Merkezi'ne gelen SGDF üyesi gençler basın açıklaması yaptıkları sırada IŞİD'in canlı bomba saldırısına uğramış ve 33 kişi yaşamını yitirmişti. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et