Sağlık emekçilerinin TİS öncesi Eskişehir'deki çalışmalarından bir kesit
Eskişehir’in tüm hastanelerinde, ASM’lerinde sağlık emekçilerinin mutsuz olduğunu, işine yabancılaştığını ama talepleri doğru şekilde dile getirildiğinde birleşme eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz.
Fotoğraf: Evrensel
Nurdan GÜRER
SES İstanbul Anadolu Şube Eş Başkanı
“8 saat çalışma, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” talebiyle bundan 150 yıl önce işçi sınıfı mücadelesinin bedeller ödenerek kazandığı 8 saate şimdilerde ne oldu?
Sağlık emekçileri uzun bir süredir “devrim” denilen sağlıkta dönüşüm politikalarının getirdikleriyle yani bizim için karşı devrim olana ayak uydurmaya çalışıyor.
KAYIP OLAN 8 SAATİ KİM NEREYE KAÇIRDI!
Gelelim bizim kaybolan 8 saatimize... Ekonomik koşullar, çalışma şartları ve personel yetersizliği bizim 8 saati aldı kaçırdı. Bizler de 24 saat nöbetlere gönüllü oluverdik. Baktık ki geçinemiyoruz bizim sağlık bakanlığı da nöbet ücretlerinde ufak bir iyileştirme yapınca, personel eksikliğini görmezden gelip 24 saat nöbetleri tutmaya başladık. Diğer bir yanı da ağır çalışma koşullarında “bitse de gitsek” düşüncesiyle nöbet sonrası izni, çiçek böcek zannettik. Ama bizim patron (devlet) 150 yıl önce kazandığımız hakkımızı meğerse kaçırıvermiş hem de allayıp pullayarak. Kimin kaçırdığını da bulduğumuza göre canımız ne isterse yapacağımız 8 saati nasıl geri alacağız?
Güvencesiz (bugün var yarın yok) olan döner sermaye, nöbet ücretleri ile yoksulluk sınırına bile getiremediğimiz ücretlerimizin temel güvenceli maaşlarımıza yansıtılması, temel ücretimizin yaşanabilir ücretlere çıkarılması taleplerimiz… Güvenlik soruşturması, getirilmeye çalışılan mülakat sistemi, atamaların yetersizliği, genç sağlık emekçilerini işsiz bırakan, sağlık emekçilerini ağır çalıştıran istihdam politikaları sorunlarımız… Onlar emekçinin etinden ve sütünden yararlanmak için hem gündüzü hem de gecesinde hastanelerde olmamızı istiyor ama kreşleri kapatıyor, gece ile gündüz mesaisini eşdeğer hesaplıyor yani bir taşla on kuşu vurmaya çalışıyor. Bizler ise yüzlerce parçalı sorunla uğraşıyoruz. Ama her şey sonunda en temel hakkımız olan 8 saati önümüze getiriyor.
Ne 8 saatmiş ki dünyayı sarsmış olan bu talep sermayeye okkalı bir yumruk atmış. Ve hâlâ kavga bu 8 saat üzerinden devam ediyor. Ve geçen 150 yıla rağmen bu talep hâlâ sıcak hâlâ güncel...
BİLİME KATKI DA SUNABİLMEK İÇİN
Prof Dr Niyazi ACER
Erciyes Üniversitesi SES İşyeri Temsilcisi
Daha özgür ortamda akademik çalışmalar yapabilmek, üretebilmek, bilime katkı da sunabilmek için kurum idarecileri çalışanlara eşit, adil davranmalı, kurumları kendi şirketleri gibi görmemelidir.
Mobbing uygulanmayan bir işyeri, çalışma ortamı istiyorum. Bir üniversitede çalışan akademisyen olarak insanların ayrıştırılmadığı, fikir özgürlüğünün olduğu bir işyeri istiyorum. Üniversitelerin bilime daha fazla katkı sunabilmesi için tam mali özerkliğin uygulanmasını, üniversitelerin mali kıskaca alınmamasını istiyorum. Bir de insanca yaşamaya yetecek yeterli bir temel ücret istiyorum.
Birtürk ÖZKAVAK
SES Eskişehir Şube Eş Başkanı
Toplusözleşme sürecini sağlık emekçileriyle değerlendirmek için birçok işyerine gittik. Bir taraftan genel merkezin gönderdiği talep toplama anketini dağıtırken, bir taraftan yüz yüze konuşma fırsatı yakaladık. Öncelikle genel ekonomik talepler dile getirildi. Maaşların ek ödemelerin düşüklüğü kayırmacılığın, liyakatsizliğin had safhada olduğu şikayetleri iletildi. Sağlık emekçilerinin neredeyse hiçbirinin SES üyesi olmaması, çoğunluğu Memur Sen üyesi olmasına rağmen bize sıcak davranmaları birçok düşüncelerini samimiyetle iletmeleri dikkat çekiciydi. Başta Toplum Sağlığı Merkezlerinde çalışanlar olmak üzere ciddi sorunları var: Maddi sorunlarının yanında yaptıkları birçok işin ücretlendirilmemesi, angaryaların fazlalığı, keyfiyet ve tayinlerde kayırmacılık... Bunların TİS’te görüşülmesini, ücretlerinin artırılmasını, idari baskıların son bulmasını istiyorlar.
Genel olarak Eskişehir’in tüm hastanelerinde, ASM’lerinde sağlık emekçilerinin mutsuz olduğunu, işine yabancılaştığını ama birebir yaklaşıldığında, talepleri doğru bir şekilde dile getirildiğinde birleşme ve sesini yükseltme eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Yerel seçimler ve özellikle İstanbul’da yenilenen seçimler sonrasında morallenme ve bir kıpırdanış olduğu da ortada.
HAYATTAN SÜREKLİ ÖDÜN VERİYORUZ
Mersin, Kayseri ve Zonguldak’tan sağlık emekçileri de sözleşme sürecinde ücretlerin iyileştirilmesi, eleman açığının giderilmesi, vergi adaletinin sağlanması, sağlıkçılara yönelik şiddete, baskı ve mobbinge son verilmesini talep ediyor.
27 yıllık hemşire kendisinin ve çocuklarının gelecek kaygısı taşımadan yaşayabileceği adil bir düzeni sağlayacak şartları istediğini söyledi. “Oğlum tıp fakültesinde. Onun giderlerini karşılamak için emekli olamıyorum. Ekonomik kaygılarımız hayattan sürekli ödün vermemizi gerektiriyor” diyen hemşire, sözünü şöyle bitirdi: “İnsanlar yarın kaygısı çekerek hayatlarına son vermemeli.” Bir başka hemşire baskıların kendilerini yorduğunu belirterek “Bunun sebebinin kamu özel ortaklığı olduğunu düşünüyorum. Sağlıkta özelleştirme kaldırılmalı” dedi. Bir başka hemşire ise şunları söyledi: “Performansa dayalı ücret kaldırılmalı. Hastaları para olarak gören bu sistem gereksiz harcamalara neden oluyor.”
Kayseri Şehir Hastanesinden bir sağlık emekçisi “İşçilere olduğu gibi bayram ikramiyesi verilmesi ve torpilin önüne geçilmesini istiyoruz. Sendikalarımız da taleplerimiz için daha mücadeleci olmalı, ortak çalışma yapmalı” dedi.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan SES Üyesi Muazzez Derya Akar da şunları söyledi: “Sağlık çalışanları zor ve tehlikeli sayılabilecek bir işte çalışmasına rağmen nöbet ücretinin domates ve soğanın kilosuyla neredeyse eşdeğer olması ise düşündürücüdür. Sağlık çalışanlarının birçoğunun çocuğu olmasına rağmen hastanelerde 24 saat hizmet veren kreşlerin olmaması önemli bir eksikliktir.” Yıpranma payı, 3600 ek göstergenin ayrımsız verilmesi taleplerini de sıralayan Akar, “Hastane servis araçları 08-17.00 saatleri arasında işliyor. Nöbetten çıkan ya da nöbete gelenler için de servis aracı olması gerekiyor. Sağlık çalışanları olarak her saat servis araçlarını kullanma hakkına sahip olmalıyız. Ayrıca atamalarda mülakat değil liyakat uygulanmalıdır” dedi.