Güvenlik soruşturması nedir?
Güvenlik soruşturması mağdurları Evrensel'e yazdı: Milletvekillerini, Adalet Bakanlığı yetkililerini, insan hakları komisyonlarını, hukuk kuruluşlarını yanımızda olmaya çağırıyoz.
Fotoğraf: Delwin Steven Campbell/Flickr
Güvenlik soruşturması mağdurları
Malatya
Güvenlik soruşturması, 29 Ekim 2016 tarihinde çıkarılan 676 sayılı KHK ile uygulanmaya başlandı. Bu tarihe kadar, KPSS’den yeterli puanı almak ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu şartlarını sağlamak yeterliydi. Fakat bu tarihten sonra 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ek olarak getirilen güvenlik soruşturması maddesi; öğretmen, mühendis, sağlıkçı ve diğer alanlardan atanmaya hak kazanmış bizleri mağdur etmeye başladı. Bizler hukuksuz sonuçlar doğuran, bizlerde telafisi mümkün olmayan psikolojik hasarlara neden bu uygulamanın bir an önce son bulması için mücadele ediyor ve sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Bu madde nasıl uygulanıyor? Uygulama sonucunda ortaya çıkan mağduriyetlerde nasıl bir hukuksal süreçle karşı karşıyayız? Talebimiz neler? Bunların hepsini, KPSS sürecinden başlayarak şuan içinde bulunduğumuz duruma kadar, buradan anlatacağız.
Öğretmen, sağlıkçı, mühendis vs. olarak, devlet kurumlarına, atamamızın yapılması için KPSS’ye (Kamu Personeli Seçme Sınavı) hazırlandık. Gerçekten çok zor olan bu süreci hepimiz başarıyla tamamladık ve atama için verilen kontenjanların içerisinde yer aldık. Bazı meslek grubundaki (öğretmen, gardiyan vs.) arkadaşlarımız için mülakat süreci başladı. Mülakat sürecini de başarıyla geçip, tercih yapmaya hak kazanan arkadaşlarımızla beraber tercihlerimizi yapıp atandık.
Güvenlik soruşturması mağdurları olarak tüm mağduriyetimiz tam da bu noktada başladı. Atandıktan sonra güvenlik soruşturmasına tabii tutulduk. Hepimiz aylarca bekledik. Aylarca bekleyişimizin sonunda, atamalarımızın yapıldığı bakanlıklar tarafından, somut hiçbir gerekçe gösterilmeden, tek bir kağıtla atamalarımız iptal edildi. Böylece hepimiz idari mahkemelerde adalet arayışına girdik.
Mahkemeler, atamamızı iptal eden bakanlıklardan iptal gerekçelerini istedi. Gelen gerekçeler ise şu şekilde; istihbari bilgi sonucu terör örgütleri ile bağlantılı olmak, hakkında açılmış dava/soruşturma olması, üniversite yıllarında eyleme katılmak, cemaat yurtlarında kalmak gibi. Öncelikle sunulan istihbari gerekçeler doğru olmamakla beraber hiçbir somut dayanağı yoktur. Aynı şekilde hakkında açılan dava/soruşturma, eyleme katılmak, yurtlarda kalmak gibi gerekçelerin anayasamızda hukuki olarak karşılık geldiği hiçbir madde yoktur. Kişilerin devam eden dava/soruşturması olsa dahi hukuken masumiyet karinesi ilkesi de çiğnenmektedir. Sonuçta hukuki olarak ve bahsedilen gibi memuriyetimize engel olan hiçbir durum bulunmamaktadır. Buna rağmen mahkemelerden hukuka uygun kararlar çıkmamakta. Mesela, istihbari bilgi ile atama iptal edilemez. Buna dair birçok emsal karar olmasına rağmen bazı mahkemeler bunu görmezden gelebiliyor ve olumsuz bir karar çıkarıyor. Bazen mahkemeler arkadaşımızı haklı bulan bir karar çıkarıyor arkadaşımız gidip göreve başlıyor fakat bölge mahkemesinde karar bozuluyor sil baştan aynı şeyler yaşanıyor. Bölge mahkemesinden de geçen kararlar oluyor fakat bölge bu defa “takdir kurumundur” diyerek tekrar bakanlıklara devrediyor olayı. Bu defa da bakanlık mahkemenin verdiği inisiyatife dayanarak göreve başlatmıyor. Hukuk dışı bir diğer örnek; mahkeme bakanlıktan iptal gerekçesi istiyor. Bunun yasal bir süresi var. Yasal sürede gerekçe gelmezse mahkemenin artık karara çıkması gerekiyor. Ama mahkeme karara çıkmıyor. Mağduriyetimizin son bulması için başvurduğumuz mahkemelerde, her aşamada mağduriyetimiz artıyor. Adli sicil kaydımız ve arşiv kaydımız temiz olmasına rağmen, mahkemeler tarafından gereken adaletli karar verilmiyor.
Sarpa saran, net bir ölçütü olmayan, keyfi kararların verildiği sözde hukuki süreç bizlerin adalete olan güvenini büyük oranda kırmış durumda. Bizler güvenlik soruşturması mağdurları olarak, mahkemelerin adaletli hukuka uygun kararlar vermesini ve eski atama şartlarının getirilmesini talep ediyoruz. Bu haklı talebimizde tüm siyasi partilerin milletvekillerini, Adalet Bakanlığı yetkililerini, insan hakları komisyonlarını, adalet komisyonlarını, hukuk kuruluşlarını yanımızda olmaya çağırıyoruz.