26 Temmuz 2019 13:00
Son Güncellenme Tarihi: 26 Temmuz 2019 13:17

Anayasa Mahkemesi barış akademisyenleri için hak ihlali kararı verdi

Anayasa Mahkemesi, barış akademisyenlerinin yaptığı başvuruda hak ihlali kararı verdi. Karar doğrultusunda daha önce yapılan yargılamalar yenilenecek.

Ekran görüntüsü, 'Can Candan' Vimeo hesabının "Barış için Akademisyenler Basın Açıklaması 2018-12-21 Çağlayan Adliyesi" başlıklı videosundan alınmıştır.

Paylaş

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için barış akademisyenlerinin “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.

Kararın 8'e karşı 8 oyla alındığı; eşitlik durumu nedeniyle başkanın oyunun çift sayıldığı öğrenildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ihlal yönünde oy kullandığı için, bugün gerçekleşen müzakere sonucunda yüksek mahkemeden ihlal kararı çıkmış oldu.

AYM'nin kararın bir örneğini ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla yerel mahkemelere gönderilmesine ve başvuruculara 9'ar bin TL tazminat ödenmesine karar verdiği belirtildi.

EMSAL KARAR OLACAK

İhlal kararı, barış bildirisi nedeniyle halen yargılaması süren 784 akademisyenin davası için emsal nitelik taşıyor. Kesinleşmiş cezalar için yeniden yargılama yolunun açılması, istinaf aşamasında olanlar için bozma kararı verilmesi, devam eden davalar için de beraat kararları söz konusu olacak.

AVUKAT EYÜBOĞLU: DAVALARIN SONLANMASI GEREKİYOR

AYM’nin ihlal kararını Evrensel’e değerlendiren Avukat Meriç Eyüboğlu “Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı vermesi önemli. Gerekçeli kararı görmedik, gerekçeli kararın yazım aşaması bizim için kıymetli olacak. Sadece bu yargılamalar açısından değil, Terörle Mücadele Kanunun 7. Maddesinin 2. fıkrası nedeniyle yargılanan, ceza alan, cezaevinde olan çok sayıda kişi için de kıymetli bir karar. Aynı zamanda ifade özgürlüğünün ihlaline ilişkin içinde bulunduğumuz mevcut tablo açısından da kıymetli bir karar.” dedi.

"ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI BAĞLAYICIDIR"

Eyüboğlu bundan sonraki süreci de şöyle değerlendirdi: “Gerekçeli karar sonrasında ihlal tespiti nedeniyle Ağır Ceza Mahkemelerinde devam eden davaların sonlanması gerekecek. Mahkemelerin beraat kararı vererek davaları bitirmesi gerekecek. Ama biz yakın tarihte Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi Mahkemelerinde Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını gördük. Anayasa Mahkemesi kararları herkes için, tüm yurttaşlar için ve özellikle de yargı için bağlayıcıdır. Bu tartışmasız bir kuraldır. Ancak buna rağmen aksi yönde uygulamaları gördük. Dolayısıyla bugünün tozu dumanı geçtikten sonra AYM’nin kararına yönelik mahkemeler nasıl tutum alır, bilemiyoruz. Ama teorik olarak mahkemelerin önümüzdeki duruşma takvimi çerçevesinde duruşma günlerinde beraat kararları verip davaları sonlandırması gerek. Hatta duruşmalar beklenmeyip beraat kararları verilmeli. 200’e yakın dava sona ermişti. Bunların bir bölümü hapis cezasıyla sonuçlandı. İstinaf aşamasında olan dosyalarda bozma kararı verilip mahkemelere iade edilmesi gerekiyor. Sonlanmış dosyalar açısından da yargılamaların yeniden yapılması gerekiyor. Bu yeniden yargılama sonrasında da beraat kararının çıkması gerekiyor. Teorik olarak çerçeve bu. Ama uygulamada nasıl sorunlar olabilir, bunu göreceğiz.”

"KARAR TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL"

Verilen kararın tek başına yeterli olmayacağını ifade eden Eyüboğlu, “Çünkü Barış Akademisyenleri ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriyi imzaladıkları, sokağa çıkma yasakları dönemindeki hak ihlallerine dikkat çekip barış talep ettikleri için sadece mahkemelerde yargılanmadılar. Aynı zamanda pek çok hak ihlaliyle karşılaştılar. KHK’lerle ihraç edilmeleri bunların belirgin örneğiydi. 400’e yakın imzacı sadece bu metni imzaladıkları için ihraç edildiler. Sadece ihraç edilmediler, aynı zamanda işsiz kaldılar, pasaportsuz kaldılar. Kendi ifadeleriyle sivil ölüme mahkum edildiler. Bu ihlal kararı sonrasında OHAL Komisyonunun da bu ihraçları ortadan kaldırması gerekir. Ama var olan uygulamalar ceza yargılamalarında verilen beraat kararlarının OHAL Komisyonu tarafından dikkate alınmadığını gösteriyor. Dolayısıyla bu karar ihraçlarla ilgili süreci nasıl etkiler bunu da süreç içerisinde göreceğiz. Fakat OHAL komisyonu tüm bunları yapsa da bu da yeterli değil. Çünkü çok sayıda hak ihlal edildi. Sadece üniversitelere geri dönmek değil, tüm özlük haklarının da iadesi gerekir. Bu dönemde ihlal edilen bütün haklar iade edilmediği sürece bugünkü karar tek başına yeterli değil.

AYM SÜRECİ

AYM Birinci Bölüm başvuruya ilişkin ilk görüşmeyi 29 Mayıs'ta yapmış ancak Adalet Bakanlığından görüş gelmediği gerekçesiyle bu toplantıyı ertelemişti. Adalet Bakanlığı, 25 Haziran’da AYM’ye sunduğu dokuz sayfalık görüşünde ifade özgürlüğünün tanımına ve kapsamına dair kararlara yer verdi.

3 Temmuz’da tekrar görüşen Birinci Bölüm, toplantıda, “başvurucuların cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edilip edilmediğini” ele aldı. Üyeler, verilecek kararın “benzer şekildeki diğer barış akademisyenleri için emsal niteliği taşıyacağını, bu nedenle kararın tüm üyelerin katılımıyla verilmesi gerektiğini” belirterek ve dosyanın Genel Kurul’a gönderilmesine karar vermişti.

Cezası ertelenmeyen akademisyenlerin isimleri şöyle:
Ayşe Erzan, Özdemir Aktan, Nesrin Sungur Çakmak, Füsun Üstel, Büşra Ersanlı, Lütfiye Bozdağ, Şebnem Korur Fincancı, Özgür Müftüoğlu, Yonca Demir, Gençay Gürsoy, M.A., Alper Akyüz, Ahmet Bekmen, Nihan Aksakallı, Hülya Kirmanoğlu, İsmet Akça, Haydar Durak, İlkay Özkuralpli, Öznur Yaşar Diner, Remzi Orkun Güner, Esra Kaliber, Eda Aslı Şeran, Aysuda Kölemen, İlkay Yılmaz, Zeynep Tül Süalp, L.N., S.A., Gevher Gökçe, Çare Olgun Çalışkan, Nevin Zeynep Yelçe, Ali Kerem Saysel, Koray Çalışkan, S.I. Süreyya Topaloğlu, Ayşe Gül Altınay, Noemi Levy Aksu.

‘AYM, HUKUKSUZLUĞA SON VERMELİ’

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye 2016’da imza atan akademisyenlerle ilgili davalar Anayasa Mahkemesinin (AYM) kararını beklerken, 'Anayasa Mahkemesine Çağrı: Davalar düşsün, İfade Özgürlüğü kazansın' başlıklı imza kampanyası başlatmıştı. Kampanya duyurusunda “Hak ve özgürlüklerin ceza tehdidi ile baskı altında tutulmasının önüne geçme görevi AYM önünde duruyor” denmişti. Kampanyada imza sayısı 6 bini geçerken, açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
“Hiçbir uygulama, hiçbir yargı kararı Anayasaya, kanunlara ve insan hakları alanındaki hukuksal normlara aykırı olamaz. Yüksek Mahkeme, akademisyenlerin başvurusunu derhal karara bağlamalı; akademisyenleri ve destekçilerini adliye koridorlarında yalnızlaştırmaya çalışan, tek tipleştirilmiş iddianamelerle, tek tip mahkumiyet kararlarıyla karşı karşıya bırakan hukuksuzluklara son vermelidir. İfade özgürlüğü ve akademik özgürlük ihlalleri ile sonuçlanan adli ve idari süreçlerin son bulması, temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayacak adımların atılması için AYM’yi harekete geçmeye çağırıyoruz.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Atasoy: Kadınların talepleri ve temsiliyeti masada yer almalı

SONRAKİ HABER

1766'da imzalanan ilk toplusözleşme: Kütahya belgesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa