Dersim’de “Yerel Yönetimler Ve Kooperatifçilik” paneli

19. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Dersim’in Hozat ilçesinde “Yerel Yönetimler ve Kooperatifçilik” konulu panel düzenlendi. Panele Hozat Belediye Başkanı Seyfi Geyik, Hozat Dernek Başkanı Ali Haydar Çavuş, Çiftçi-Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yöneticisi Murat Kapıkıran, Tüm Köy-Sen Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak ve Mut Eski Belediye Başkan Adayı Devrim Şimşek katıldı.

31 Mart seçimlerinden önce bir dayatma politikasının hakim olduğunu söyleyen Seyfi Geyik, “31 Mart seçimlerinin ardından sandıkta çalınamayan oylar YSK eliyle çalındı ancak buna rağmen bizler birlik olarak bu saldırıları geri püskürttük ve seçimleri kazandık. Seçimlerin ardındaki süreçte şeffaf, hesap verebilir, katılımcı bir belediyecilik anlayışını oturtmaya çalışıyoruz. Eğer bunları yaparsak gerçek bir belediyecilik anlayışını ortaya koymuş oluruz” dedi. 

Abdullah Aysu da “İnsanların aldığı sebzeler öyle görünse de aslında kimyasal kullanılarak yetiştirilmiş sebzelerdir. Sizlere verilen kimyasallara ilaç deseler de bunlar ilaç değil. İnsanlar bunlar yüzünden zehirleniyorlar. Türkiye’de Tarım Bakanlığı özelleştiriliyor, koca bir holdinge dönüşüyorlar. Buna karşı biri üretici diğeri tüketici kooperatifi olmak üzere iki kooperatif kurmak gerekiyor. Arada bulunan yedi aracıyı kaldırmak lazım. Üreten kooperatif ürünlerini doğrudan tüketicilere ulaştırmalıdır. Ayrıca bu kooperatifler üreticiye kar payı vermelidir” dedi.

Üretim fazlasının insanlar arasındaki farklılaşmanın sebebi olduğunu vurgulayan İnsanların klasik yerel yönetim anlayışını değiştirmesini gerektiğini belirten Ali Haydar Çavuş, “Fatsa’da, Diyarbakır’da, Ovacık’ta halkçı belediyecilik örneklerini gördük. Halkçı belediyecilik için ise halk meclisleri kurulmalıdır. Halk bu meclislerde hem karar alma hem denetleme hem de uygulama alanlarında görev alır. Ancak bu olduğu sürece halkçı bir belediyeciliği inşa edebiliriz” diye konuştu. 

Murat Kapıkıran, “Evren tüm canlıların kolektif mülkiyetidir. Zenginleşme ve mülkiyetin yarattığı hegomanya diğer insanlar üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmaya başlandı. Toplumların kendi ihtiyaçlarını karşılamalarının yolu kendi örgütlenmeleri ve kendi faaliyetidir” dedi. 

Sedat Başkavak da, “Güçlü bir örgütlenmeye ve mücadeleye ihtiyacımız var. İşçinin, patronun sendikası var. Üretici köylülerin de sendikası olmalı. Çiftçi-Sen ve Tüm Köy-Sen üretici güçlerin mücadele etmesi için kurulmuş sendikalardır. Hiçbir şey sadece bizim yaşadığımız alanla ilgili değil. Tüm ülke ve tüm dünya bu sorunlar yaşıyor. Bundan kurtuluş yolu da en geniş birliği sağlamaktan geçiyor” dedi. (Dersim/EVRENSEL)