28 Temmuz 2019 16:04

Dersim Kadın Platformu: Yaşamımızı özgürce sürdürmemiz mümkün!

Dersim Kadın Platformu, kentte son dönemde yaşanan kadın cinayetlerine, tacize, şiddete dikkat çekmek ve sömürünün son bulması talebiyle bir açıklama yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Dersim Kadın Platformu, son dönemde kentte yaşanan kadın cinayetlerine, tacize, şiddete dikkat çekmek, daha yaşanabilir kentler için sömürünün son bulduğu yaşam talebiyle Seyit Rıza Meydanı'nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya HDP milletvekilleri Remziye Tosun, Dilşad Canbaz ve çok sayıda kadın destek verdi.

"YAŞAM ALANLARIMIZ İÇİN BARIŞ İSTİYORUZ"

"Maalesef festivalimizi kadın ve çocuk katliamlarının arttığı bir atmosferde karşılıyoruz" diyen Fatoş Argın Taşkale, "Savaş politikaları, yasasızlıkları, haksız tahrik indirimleri gibi kadını yok sayan, kadınlar adına karar almayı kendilerine hak gören kadın politikaları, her geçen gün bir kadını ya da bir çocuğu daha bizlerden koparıyor. Bu katliamlara dur demek, sesimizi yükseltmek için bu yıl festivalimizi Nupelda ve Ayaz çocuklarımız nezdinde katledilen tüm çocuklara ve kadınlara adadık. Nupelda ve Ayaz çocuklarımızın ölümüne sebebiyet veren patlayıcının türü, adli soruşturma sonucunda açıklığa kavuşturulacaktır, kavuşturulmalıdır. Dersim'deki emek ve demokrasi güçlerinin patlamanın olduğu bölgede yaptığı inceleme kamuoyu ile paylaşılmış, çocukların ellerinde oynayabildiği serbest bir patlayıcının ölümlerine sebebiyet verdiği ihtimalinin yüksek olduğu belirtilmişti. Çocuklarımızın ölüm sebebi her ne olursa olsun kabul edilemezdir ve bölgede sürdürülen savaş politikalarının bir sonucudur. Dersim, resmi rakamlara göre sınır illeri hariç en fazla mayının bulunduğu ildir maalesef. Daha fazla ölüm ve acı yaşamamak için, ülkemizin de taraf olduğu anti-personel mayınların imhasına dair Ottowa Sözleşmesi hükümleri yerine getirilerek ilgili alanlar tekrar taranmalı ve anti-personel mayınları imha edilmeli. Gerek sözleşmeden ve gerekse hukukumuzdan kaynaklı gerekli tedbirler alınmalıdır.  1938'den 90'lara, 90'lardan günümüze bölgede yürütülen savaş politikalarının en ağır bedelini hayatlarımızla ödemeyi reddediyoruz" ifadelerini kullandı.

Bu politikaların yaşam alanlarını da tahrip ettiğini belirten Taşkale, her yaz Dersim'de çıkan orman yangınlarının canlı türlerini yok ettiğini vurguladı. "Yaşamlarımız, yaşam alanlarımız ve tüm canlılar için barış istiyoruz" diyen Taşkale, "Çünkü bizler biliyoruz ki eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün, ayrımcılığın olmadığı, kadınların özgürce ve barış içinde yaşamlarını sürdürdüğü bir gelecek mümkün" ifadelerini kullandı.

"KATLİAMA VE TACİZE DAHA ÇOK RASTLIYORUZ"

Tek adam, tek Parti yönetimi altında demokrasi, kadın hakları, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, laiklik, barış gibi evrensel değerlerin tanınmaz hale getirildiği bir dönemde olunduğunu belirten Taşkale, "Kadınların büyük mücadeleler ve emeklerle elde ettiği yasal düzenlemeler büyük bir keyfiyetle askıya alınıyor. Kadınlar lehine imzalanan ulusal ve uluslararası sözleşmelere uyulmadığı gibi, cezasızlık ve haksız tahrik indirimi gibi cezai uygulamalar, kadına yönelik her türlü şiddet taciz tecavüzde erkek egemen zihniyeti güçlendiriyor. Maalesef kadın katliamları ve taciz olaylarına şehrimizde de daha sık rastlar olduk. Son günlerde sosyal medya ve basında yer alan haberlerde, Munzur Üniversitesinde görevli bir memur hakkında, kamu görevlilerinin öğrenciler ile not, para vb. şeyler karşılığında yakınlaşmasına aracılık ettiğine dair ciddi iddialar bulunmaktadır. Üniversite yönetimini soruşturmanın bütün yönlerini kamuoyuyla paylaşmaya çağırıyoruz" dedi.

"TEKSTİL ATÖLYELERİ SÖMÜRÜ CEHENNEMİ"

Tekstil atölyelerinin Dersimli kadınlar için sömürü cehennemi durumuna geldiğini belirten Taşkale, "Devlet teşviklerinden yararlanarak açılan, işçilerin büyük bir kısmını iş kur üzerinden çalıştıran, işçi maaliyetlerinin ciddi kısmını da bu teşviklerle karşılayan sömürü atölyeleri, ünlü markalara ürettikleri malların kârlarından çok cüzi miktarını kadın emeğine ayırarak, kadınları belli bir süre çalıştırdıktan sonra bir kısmını tazminatsız işten çıkarmaktadırlar. Emeğimizin böylesine yok sayılmasını, sömürülmeyi, yok sayılmayı reddediyoruz. Eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün, ayrımcılığın olmadığı, kadınların özgürce yaşamlarını sürdürdüğü bir gelecek mümkün ve bu gelecek kadınların örgütlü ellerinin üzerinde yükselecektir" ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı. (Dersim/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Munzur festivalinde "Hukuk, insan hakları ve Dersim" paneli

SONRAKİ HABER

Hayatını kaybeden Cabbar Demirci, yoldaşları tarafından anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa