29 Temmuz 2019 08:14

Munzur Milli Parkı'nda maden aramaya ruhsat verildi

Tamamı maden sahası ilan edilen Munzur Dağlarından sonra, Munzur Gözeleri'ni de içine alan Munzur Milli Parkı'nın bir bölümünde bir şirkete maden arama ruhsatı verildiği ortaya çıktı. Avukat Barış Yıldırım, verilen ruhsatın Munzur Milli Parkı'nın bir bölümünü de içine aldığını doğruladı.
 
Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan ve Mehmet Şah Oruç’un haberine göre; bitki, endemik tür, yaban hayatı, su kaynakları ve doğal güzellikleriyle zengin bir çeşitliğe ev sahipliği yapan Dersim'de 145 maden arama ruhsatı verildiği ortaya çıkarken, bu ruhsatlardan bir kısmının Munzur Gözeleri, Munzur Suyu, Mercan Vadisi, Kırk Merdiven Şelaleleri, Tülin Tepe, Tepecik ve Pulur höyüklerini içine alan 43 bin hektarlık alanda ilan edilen Munzur Milli Parkı'nın bir bölümünü içine aldığı ortaya çıktı.

“MUNZUR MİLLİ PARKINI İÇİNE ALIYOR”

Dersim sınırları içerisinde 43 bin 350 hektar alanda bir özel şirkete, 5 ayrı noktada 4'üncü grup maden arama ruhsatı verildiğini yineleyen Yıldırım, maden arama ruhsatı verilen yerleri, "Bu şirkete, Maden Kanunu'nun ifade ettiği şekliyle 4'üncü Grup Maden Ruhsatı verildi. 4'üncü grup ne demek; altın, bakır, gümüş gibi madenler bunlar. Projenin yerini tam ifade etmek gerekirse Ovacık'ta, Munzur Gözelerine yakın noktada yer alan Cevizlidere köyü birinci, Karayonca köyü ikinci, Karaoğlan köyü üçüncü, Doludibek köyü dördüncü ve Dersim'e bağlı Geyiksuyu köyü Sin mezrası ise beşinci ruhsat sahasıdır" sözleriyle açıkladı. 
 
Maden arama ruhsatı verilen sahanın Munzur Milli Parkı'nın kapsadığı alandan daha büyük olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Bu saha, toplam 42 bin hektar büyüklüğündeki Munzur Milli Parkı’ndan daha büyük sahadır. Bu saha, Munzur Milli Parkı’nın da bir bölümünü içine katıyor" ifadesini kullandı. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et