Mersin'de salatalık üreticileri düşük alım fiyatını protesto etti
Mersin’de salatalık hasadı başladı. Hasadın başlamasıyla fiyatların bir anda 20 kuruşa düşmesini üreticiler protesto etti.
Mersin'in Erdemli ilçesinde, salatalığın kilosunun tarlada 20 kuruşa düşmesinin ardından üreticiler satamadıkları ürünleri çöpe ve yollara dökerek fiyatları protesto etti.
Erdemli Ziraat Odası Başkanı Rasim Şahin beraberinde oda Genel Sekreteri Aydın Çiftçi ve yönetim kurulu üyesi Akif Kar ile birlikte salatalık üreticilerini ziyaret ederek, seralarında incelemelerde bulundu. Ziyaret sırasında ilçenin yüksek kesimlerinde bulunan Güzeloluk, Harfilli ve Kızılen mahallelerindeki salatalık üreticileri, salatalık fiyatlarının 20 kuruşa düşmesi ve alıcılarının olmaması nedeniyle topladıkları salatalıkları çöpe, yola ve besledikleri hayvanların önüne dökerek salatalık fiyatlarını protesto etti.
SALATALIK ALICISI KALMADI
Ziraat Odası Başkanı Şahin, "Yaz aylarında ilçemizin yüksek kesimlerinde örtü altında yaklaşık bin 200 dönüm arazi üzerinde salatalık yetiştiriciliği yapılıyor. Salatalık üreticilerimiz hasat yapmaya başlamasına karşın salatalık fiyatlarının bir anda 20 kuruşa düştü. Alıcının olmaması nedeniyle çiftçilerimiz perişan oldu. Salatalık serada kalmasın diye toplayan üreticilerimiz, satamadıklarını çöpe ve besledikleri hayvanların önüne dökerek arazilerini temizlemeye çalışıyor. Bin bir emekle yetiştirdikleri ve masraf ettikleri ürünlerinin para etmemesi nedeniyle çiftçilerimiz zor durumda. Yetkililerimizden yardım bekliyoruz" dedi.
"MASRAFI DAHİ KARŞILAYAMADIK"
Güzeloluk Mahallesi'nde 3 dönüm serası bulunan ve bu alanda salatalık üreticiliği yapan Mustafa Gülşen ise, "Salatalık yetiştirelim, ekmek paramızı çıkaralım dedik ama bırakın kâr etmeyi masrafımızı dahi çıkaramadık. Salatalığımızın hasadına yeni başladık ama şimdi alıcı dahî yok. Gübresi, ilacı, emeği her şeyi bize zarar olarak döndü. Şu salatalıkların sofralarda olması gerekirken çöpe gidiyor. Artık bu sorunların ülkemizde olmaması gerekiyor" diye konuştu.
"TÜCCAR SALATALIK TOPLAMAYIN DİYOR"
Harfilli Mahallesi'nde salatalık üreticiliği yapan Ahmet Doğaner de şikâyetlerini şu sözlerle dile getirdi: "Biz çiftçiler ürettiklerimizle ekmeğimizi çıkartıyoruz. Ama şu an salatalıklarımızı alan dahi yok. Salatalıkları sattığımız tüccarlarımız bizi arıyor ve toplamayın diyor. Salatalıkları toplamasak seralarımız mahvolacak. Bizler de toplayıp çöpe döküyoruz. İlaç, gübre, işçilik para ama salatalık para etmiyor. Biz nasıl geçineceğiz?"
Kızılen Mahallesi’nde salatalık üreticisi olan Veli Gök, üretici olarak sabırlarının kalmadığını vurgulayarak, "Ürettiğini dahi satamaz duruma geldi. Gübre 350 TL, bir kilo ilaç 200 TL ama salatalık 20 kuruş. 7 kilo salatalık satacaksın bir çay içeceksin. Böyle bir durum olabilir mi? Seramızın masrafını dahi çıkartamıyoruz. Tarım sulama suyumuzun elektrik parasını ödeyemez duruma geldik. Artık yeter bu soruna çözüm bulunsun" dedi. (Mersin/DHA)
"TARIMDA FİYAT BELİRLEME MEKANİZMASI OLUŞTURULMALI"
Tüm Köy Sen Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, “Tarım ürünlerinde üretici köylü kendi satış fiyatını belirleyemezse bu sorunlar hep olacaktır” dedi. Devlet tarafından üretici lehine fiyat belirleme mekanizmasının oluşturulması gerektiğini söyleyen Başkavak, “Üretici örgütlerinin, üretici köylüler onların kooperatiflerinin oturup, ‘Bu ürünün maliyeti şudur. Fiyatı da şu olması gerekir’ demesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Tarım ürünleri hariç bütün üretilen ürünlerin fiyatını üretenlerin belirlediğini hatırlatan Başkavak şöyle konuştu: Dünyada ürettiği ürünün fiyatını belirleyemeyen tek kitle köylüler. Dolayısıyla bu fiyatı belirlemenin yol ve yöntemlerinden biri ürünler için taban fiyat açıklanmasıdır. Fakat hükümetler işverenlerin temsilcileri durumunda olduğu için burjuva siyasi iktidarlar köylüler lehine kararlar almıyor. Salatalığın hasat döneminde ‘hasat çok’ diyerek aracılar, tüccarlar fiyat baskısı kurarak köylülerden topluyor. Ama götürüyor diğer tarafa daha pahalı fiyata satıyor. Bunu denetleyen, ‘Üreticiden kaça alındığı, markette kaça satıldığı’ yönünde bir kontrol mekanizması yok. Pek çok büyük market de köylülere sözleşmeli üretim yaptırıyor. Köylüden kaça aldıklarını da söylemiyorlar. Üreticiyi de üretici lehine denetleme yapabilecek, fiyat belirleyebilecek mekanizmaya ihtiyaç var. Bu mekanizma ancak devlet tarafından belirlenebilir. Ürün için taban fiyat ve tüketiciye kaça ulaştığına ilişkin denetim oluşturulması gerekir.
"FİYATI ÜRETİCİ BELİRLEMELİ"
Şirketler ve Tarım Bakanlığı yetkililerinden oluşan Süt Konseyinin ise, üreticinin emeği üzerinden fiyat belirlediğini söyleyen Başkavak, “Fiyat belirleme mekanizmasının değişmesi lazım. Üretici örgütleri, üretici köylüler onların kooperatifleri, örgütleri oturup, ‘Bu ürünün maliyeti şudur. Fiyatı da şu olması gerekir’ demesi gerekir. Böylesi bir mekanizma oluşmadığı sürece salatalık 45 kuruştan 20 kuruşa iner, yarın 60 kuruşa çıkar ama bu ürünün maliyeti ne kadardır? Maliyetin üzerine kâr konulması gerekir. Tüm Köy Sen ‘Maliyet+yüzde 25 kâr ve bunun üzerine refah payı konulmalıdır’ diyor. Bunlar üzerinden fiyat belirlenmediğinde geriye kalan fiyat belirlemeleri boşa düşmüş oluyor. Hükümet serbest piyasa koşulları var diyor. Sütte fiyatı 5 büyük firma belirliyor. Bu tüccar değirmeninde köylünün hiçbir zaman sözünün geçmesi mümkün değil. Mekanizmayı devlet ve tarım bakanlığı kurabilir ancak Tarım Bakanlığı da şirketler lehine çalışıyor” dedi.
"TARIM DESTEKLENMİYOR"
AKP’nin Türkiye tarımını desteklemediğini belirten Başkavak, “Tarımı üretici köylüler destekliyor. Üreticinin büyük çoğunluğu toprağından göçüp gidemiyor. ‘Kalayım belki düzelir, gelecek sene daha iyi fiyata satarız’ diyor. Tarıma gerçek anlamda destek verilmesi lazım. AKP’nin, 2006 yılında çıkarttığı Tarım Kanunu diyor ki: ‘Milli gelirin en az yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilir.’ Fakat 2006’dan bu yana AKP tarıma yüzde 1 oranında bile destek vermedi. Problem desteğin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesidir” diye konuştu.
TÜM KÖY SEN KURULTAYLAR DÜZENLEYECEK
“TZOB’nin ise yaptığı açıklama iyidir fakat yalnızca bunu yapıyor” diyen Başkavak, sözlerini şöyle sonlandırdı: 2 buçuk milyon üyesi olan bir kuruluş olarak sen ne yapıyorsun? Üretici bunu 20 kuruşa satarken senin söylemen gereken bir şey var. Tespiti yapıp geriye çekilen bir istatistik kurumu haline geldi. Üretici köylünün gerçek anlamda örgütlenmeye ihtiyacı var. Eylül ayından itibaren Türkiye genelinde yapabildiğimiz her yerde üretici köylü- tarım ve çevre kurultayları yaparak bütün bu sorunları konuşup, ülke köylüsünün örgütlenerek kendi geleceğine, emeğine, toprağına suyuna sahip çıkacağı geniş bir mücadele örgütü olma ve köylüyü birleştirme çabası içindeyiz. (EKONOMİ SERVİSİ)