02 Ağustos 2019 00:00

Enerji, yol ve demiryolu işçisi dert küpü

Farklı sektör ve işyerlerinden Evrensel'e konuşan kamu işçileri, ekonomik kriz koşulları karşısında ücretlerinin eridiğini söyledi. İşçiler, talepleri için mücadeleye kararlı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

KHK ile kadroya alınanlar dahil 500 bini aşkın kamu işçisinin gözü kamu sözleşmesinde. Yüzde 5+4 zam teklif eden hükümet, bu teklifi 1 puanlık artışla yüzde 6+4 yaptı. Ankara, Adana, Bursa... Farklı sektör ve işyerlerinden Evrensel'e konuşan işçiler, enflasyonun altında kalan zam dayatmasına ve ücretleri asgari ücrete çeken hükümete öfkeli.


ZAM KADAR KESİLEN VERGİLER DE ÖNEMLİ

Volkan PEKAL
Gökhan İMREK
Adana

TCDD işçileri yüzde 18 olarak gerçekleşen enflasyonu hatırlatarak karşısında hükümetten yüzde 1 artışla yüzde 6+4 olarak gelen teklifi yetersiz buldu. Enflasyonla ücret artışlarındaki farka dikkat çeken işçiler, “Fark hep artıyor” dedi.

TCDD Adana Garı’nda hükümetin teklifini sorduğumuz işçilerden biri gerçek enflasyonun yüzde 50’lerde olduğunu belirterek “50 liraya yaptığımız pazar alışverişinden Adana gibi tarımın yapıldığı bir yerde artık 100 lira ile çıkamıyoruz. Gerçek enflasyon yüzde 50 ama yüzde 20 ve yüzde 3’lük refah payına imzalamalarını istiyoruz. YHK’ye götürmek istiyorlar. Gidişata bakınca yüzde 7+5’e imzalarlarsa şükür diyeceğiz gibi duruyor” dedi.  3’üncü ayda yüzde 20, 5’inci ayda yüzde 27’lik vergi dilimine girdiklerini aktaran işçi, “Yüzde 27’ye girince maaşım 500 lira azalıyor. Vergi dilimini sabit yüzde 15 yapsınlar. Zam kadar kesilen vergiler de önemli” dedi.

"BU ÜLKEDE HOLDİNG SAHİBİ OLACAKSIN"

Burada söze giren bir başka işçi “Vergiyi bizden alıyorlar, büyük şirketlere teşvik veriyorlar. Büyük şirketlerin vergileri düşüyor. Bu ülkede büyük bir holdingin sahibi olacaksın, park bahçe yapacaksın, büyük bürokratların altına araba çekeceksin 400-500 milyonluk vergilerin silinecek. İşçi olursan tepene çöküyorlar” dedi. 5 yıl önce işe ilk girdiği zaman ücretinin 15 çeyrek altın yaptığını bugün 9 tane alabildiğini ifade eden işçi, “6 çeyrek kaybım var 5 senede. Pazara gittiğin zaman ekmek 50 kuruştu şimdi 1.25 lira. Cumhurbaşkanı yüzde 27 zam alıyor. Bize sefalet zammını reva görüyorlar. Ekonomi kötü ama vatandaşın ekonomisi kötü. Zenginin ekonomisi tıkırında. Ben bekar olduğum halde geçinemiyorum. Borç batağındayım. Tatile gitmek, yiyip içmek benim de ihtiyacım. Bana 1000 dolar versin sabit kalsın. 3 bin 500 alıyorum. Vergiye girince 3 bin liranın altına düşüyor. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz” dedi.

"AYRIM KALDIRILSIN"

Bir başka işçi yaşadıkları yoksullaşmayı şu benzetmeyle anlatı; “Bakarsan bizim ücretlerimiz bir asgari ücretliye göre iyi ama geçim şartlarına bakarsan kötü. Bize asgari ücretliyi gösterip bu zamma razı etmeye çalışıyorlar” dedi. Kıdem tazminatının da hedefte olduğunu hatırlatan işçi, “Fon verilecek diyorlar. İşsizlik Fonu’nu görüyoruz. O yüzden istemiyoruz” dedi. İşyerinde geçici işçi, taşeron ve kadrolular olduğunu, makinistlerde dahi memur ve işçi makinist ayrımı olduğunu dile getiren işçi, aynı işi yaptıklarını belirterek bu ayrımın da ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.


ENERJİ İŞÇİSİ DERT KÜPÜ

Hande KÖSE
Ankara

TEİAŞ’ta çalışan ve Tes-İş Sendikası üyesi işçilerle TİS sürecini konuştuk.

Uzun yıllar sonra sendikanın TİS sürecinde işçiler için makul bir teklif yaptığını söyleyen işyeri temsilcisi, sendikanın bile bu teklifi alamayacağını düşündüğünü kaydetti. Türk-İş’in yüzde 15 zam istediğini ama bunun alınamayacağını düşündüğünü söyleyen bir işçi de, “Hep yüzde 5 ya da yüzde 3 ile geçiştirildik. Ama doğal gaza tek kalemde yüzde 15 zam yapıyorlar” dedi.Başka bir işçi ise hükümetin taleplerinin çok altında zam teklif ettiğini belirterek şunları söyledi: “Birlik olmazsak, birbirimizin yanında olmazsak haklarımızı alamayız.” İşçi, sendikada muhatap bulamadıklarından, toplantılarda önlerine somut bir plan koyulmadığını söylüyor.EYT’li olduğunu belirten bir işçi de 3 çocuk okuttuğunu ve bu sözleşme süreciyle istedikleri zammın kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. İşçinin istese de emekli olamayacağını, çünkü emekli maaşıyla aile geçindiremeyeceğini dile getirdi.TİS sürecinde kendilerine form dağıtıldığını hatırlatan bir başka işçi, hazırlanan taslağın ise kendi talepleriyle uyuşmadığını, formların göstermelik olduğunu belirtti.TEİAŞ’ta taşeronlaşmanın yoğun olduğunu belirten bir başka işçi, yıllar boyunca ücretlerinin taşeron işçilerle eşitlendiğini ve sözleşmelerle kazandıkları hakları kaybettiklerini dile getirdi.Birkaç iş arkadaşlarını iş cinayetlerinde kaybettiklerini ve sadece isimlerinin trafo merkezlerine verilerek olayların üstünün kapatıldığını söyleyen işçiler, “Denetimin artırılması gerekir. Çünkü art arda mesailer, ağır işlere yalnızca 2 işçinin gönderilmesi can güvenliğini tehlikeye atıyor” dedi. TEİAŞ işçileri tehlikeli iş yapmalarına rağmen yıpranma payı da alamıyor.

İşçiler işyerlerindeki spor tesisleri gibi imkanlardan ne kendilerinin ne de çocuklarının yararlanabildiğini belirterek “İşçinin sosyal yaşamını bitirdiler” dedi. Grev yasağı kapsamında olan işyerinde haksızlıklara ses çıkaramaz hale geldiklerini anlatan işçiler, baskıların bir örneği olarak devletin basına bilgi verme hakkında işyerlerine gönderilen yazıyı gösterdiler. Bu yazıda işçilerin işyeri ve TİS ile ilgili herhangi bir basın organına bilgi vermemesi, vermesi halinde soruşturma açılabileceği söyleniyor.


İŞÇİ ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIR

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Yol-İş Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Muharrem Yıldız, yol işçilerinin hesabına 3 bin 500 lira yattığında aslında cebine giren paranın 2 bin 500 lira olduğunu belirterek “Köy hizmetleri, karayolları gibi işyerlerinde çalışan işçiler sabah 07.30 gibi işe gelir, evraklarını hazırlar sahaya çıkar. İçtiği çayın parasını öder, suyun parasını öder, öğlen yemeğini yolda yer, iş saatleri içerisinde günlük toplam 40 lira para harcıyor bizim işçimiz. Bu nedenle elinde net olarak kalan 2 bin500 lira” dedi. Türk-İş’in toplusözleşme için oturduğu 170 bin kişinin 100 bininin asgari ücret, kalanının da biraz üzerinde olduğu bilgisini veren Yıldız, hükümetin ekonomik politikalarını işçinin gelirini azaltıcı bir anlayış üzerinden yürüttüğünü söyledi. Bu sözleşme kapsamına alınmasa da KHK ile kadroya alınan yüz binlerce işçinin de bulunduğunu hatırlatan Yıldız, şunları söyledi: “Tüm bu işçiler de asgari ücretle çalışıyor. Bunlar hükümetin kararıyla 2020 toplusözleşmelerine dahil edilmedi. Asıl sorun da bu.” Patronları kurtarmak için bir sürü paket çıkarıldığını, krizin faturasının ise işçilere ödetildiğini dile getiren Yıldız, işçilerin artık bedel ödemek istemediğini, üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ve Türk-İş’in alacağı her türlü karara uyacağını belirtti. Hükümete seslenen Yıldız, “Biz zam oranlarının hepsinden vazgeçelim, bize sadece elektriğe yaptığı zam oranı kadar zam versin. Elektriğe zam yüzde 30’u geçti, çaya şekere yapılan zam yüzde 20’yi geçti” dedi. Çalışma bakanlarının patronların temsilcisi gibi davrandığına işaret eden Yıldız, şöyle devam etti: “89 bahar eylemlerinde bıçak kemiğe dayandı ve tabandan kendiliğinden gelişen hareketin önüne kimse geçemedi. Şimdiki süreçte buna doğru gidiyor. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde greve hazırız. Yetkili kurullar bu kararı alırsa biz hazırız. Ama karar almakta gecikirlerse bu işçi kendi kendine yine sokağa iner.”

ÖNCEKİ HABER

İşçiler kendi göbek bağını kesemeyecek mi?

SONRAKİ HABER

Edremit halkı: Demirtepe altın madenine hayır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa