Kaz Dağları’nda ağaç katliamını on binlerce kişi protesto etti
Kaz Dağları'nda yapılan maden çalışması ve ağaç katliamına karşı Su ve Vicdan Buluşması'na katılan on binlerce yurttaş, tel örgülerle çevrilen alana girdi, "Havama, suyuma dokunma" dedi.
Fotoğraf: Önder Uygun
Seçkin SAĞLAM
Eylem NAZLIER
Çanakkale
Kaz Dağları ekosisteminin içinde yer alan, Çanakkale’nin tek ve alternatifsiz su kaynağı olan Atikhisar Barajı su toplama havzası üzerindeki maden çalışması ve ağaç katliamını protesto etmek için toplanan on binlerce yurttaş, “Havama, suyuma dokunma” dedi. 26 Temmuz’da başlatılan “Su Ve Vicdan Nöbeti” kapsamında “Büyük Su ve Vicdan Buluşması” gerçekleşti. Eyleme CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, CHP ve HDP milletvekilleri, belediye başkanları, Çanakkale’den ve çevre il ve ilçelerden çok sayıda çevre örgütü, sendika, oda ve meslek örgütü ile on binlerce yurttaş katıldı.
KAZ DAĞLARINI KORUMA EYLEMİ
Çanakkale merkezi bağlı Kirazlı Köyü Balaban Mevkii’nde, kentin tek ve alternatifsiz içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı su toplama havzası üzerinde bulunan altın madeni proje sahasında yapılan ağaç katliamı hem Kaz Dağları ekosistemini hem de kenti tehdit ediyor. 72 milyon ton toprakta, 26 milyon ton cevherin işleneceği öğrenilirken, Balaban Tepesini hedef alan 5 bin 200 ton patlayıcı kullanılacak. 19 Temmuz’da Çanakkale merkezde yapılan mitingle seslerini duyurmaya çalışan yöre halkı, maden şirketinin faaliyetlerine ara vermemesi üzerine Balaban mevkiinde “Su ve Vicdan Nöbeti”ne başladı. Çadırların kurulduğu kamp alanındaki nöbet giderek büyürken, düzenlenen “Büyük Su ve Vicdan Buluşması” için on binlerce vatandaş akın akın bölgeye geldi.
Desteğe gelenler arasında sanatçılardan Sadık Gürbüz kalabalığa seslendi. Daha sonra Şair Ataol Behramoğlu şiir okudu. Basın açıklamasının ardından Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan bir konuşma yaptı. Bölgede yaklaşık 2 bin dönümlük arazide ağaç katliamının yapıldığını ve bu eylemin Kaz Dağları’nı koruma eylemi olduğunu dile getiren Gökhan, “Kaz Dağları dünyanın en çok oksijen üreten ikinci dağıdır. Mitolojik bir tarihe sahiptir. Bu dağ altıncılar tarafından talan edilmektedir” dedi.
Çanakkale milletvekillerinin yıllardır Kaz Dağları’nı korumak amacıyla, bölgedeki altın madeni ve termik santrallere karşı mücadele ettiğini dile getiren Belediye Başkanı Gökhan, madenci şirketin hukuk kararlarına uymadığını söyledi.
Başkan Gökhan, “2007 yılından beri mücadele ediyoruz. Hatta 2007 yılında MHP’li milletvekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde maden felaketine dikkat çekmişler. Daha sonra CHP’li milletvekillerimiz bu mücadeleyi devam ettirdi. Bizler de Çanakkale’de her fırsatta mücadelenin içinde yer aldık. ‘Şimdiye kadar neredeydiniz?’ diyenlere söylüyorum. Biz işin başından beri buradayız. ÇED sürecinin başından beri Kirazlı’dayız. Mücadelemiz 12 yıldır devam ediyor. Burada hukuki kazanımlarımız da oldu. Ama, burada devlet güçleri, onların bu hukuki kararları dinlemeden kıyım yapmasına göz yumdu. Çaktırmadan, gizli gizli, ÇED iptal olmasına rağmen, ağaç kıyımı devam etti. Artık işleri kandırmaya, yalana kaldı” dedi.
ON BİNLERCE YURTTAŞ COŞKUYLA YÜRÜYÜŞE GEÇTİ
Konuşmaların ardından Çanakkale Barosu ve çevre barolardan gelen avukatlar, cüppeleriyle açıklamanın bulunduğu alana girdi. Avukatların yaptığı açıklamadan sonra on binlerce yurttaş ağaçların kesildiği şantiye alanına yürüyüşe geçti. Yurttaşlar üstlerinde "Su ve Vicdan Nöbetindeyiz" yazılı tişörtlerle “Çav Bella”, “Güzel günler göreceğiz” şarkılarını söyleyerek yürüyüşe eşlik etti. Yürüyüş sırasında sık sık, "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "Havama, suyuma, toprağıma dokunma", "Hak, hukuk, adalet" sloganı atıldı.
Yürüyüş maden alanına kadar devam etti. Madenci şirketin alanda ördüğü tel örgülü kapının açılması ile on binlerce yurttaş maden inşaat alanına girdi. Protestolarını sürdüren yurttaşlar, “Madenci şirket Kaz Dağları’nı terk et” dedi.
Tarım Orman-İş Sendikası temsilcileri de "Burada ağaç katledildi. Anayasal hakkımızı kullanıyoruz ve şantiyeye kilit vuruyoruz" diyerek şantiyenin kapısını kilitledi. Şantiyede çalışmalar durduruldu.
TANAL: ALTININ YÜZDE 96’SI KANADALI ŞİRKETE KALIYOR
Kaz Dağları için başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti’ne katılan CHP’li Mahmut Tanal, çıkarılan altının yüzde 96’sının Kanadalı Alamos Gold şirketine kaldığını belirterek, “Devlet burada ya dolandırılmış, ya kandırılmış, ya da kamu değerleri peşkeş çekilmiştir” dedi.
AKP’li siyasetçilerin “Altınlarımızın ekonomiye kazandırılması gerekiyor” şeklindeki savunmasına rağmen Kaz Dağları’nda altın arayan Kanadalı Alamos Gold şirketinin devletten kat be kat karlı çıktığına dikkat çeken Tanal, “Edindiğimiz bilgiye göre, çıkacak altının sadece yüzde 4'ü devlete kalıyor. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sözleşme bulamazsınız. Bunda kamu kararı yok. Kamu yararı, yüzde 96’yı Kanada şirketine verip, devlete yüzde 4 vermek değildir. Bu kamu hakkını özel şirketlere peşkeş çekmedir. Açıkça nispetsizlik ve orantısızlık vardır. ‘Bu sözleşme yok hükmündedir’ demek lazım. Buradan bakanlığa sesleniyorum, kamu yararı su hakkını korumaktan geçer” dedi.