Gençliğimi çaldınız Salda’yı rahat bırakın
Bir çay bir kekin bedeli Saldivlermiş (Salda Gölü), Çanakkalelilerin içme suyuymuş, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin soluğuymuş, Denizli Seyir Tepesi'ymiş bilemedik.
Fotoğraf: DHA
Hilmi MIYNAT
Denizli
90’lı yıllarda duvar takvimlerinde manzara resmi modaydı. Ya da benim çevremde en azından. Bizim evdeki duvar takviminde ise Uzungöl fotoğrafı vardı. Babam Trabzonlu olduğundan mıdır bilemem yıllar geçse de o manzara fotoğrafı bizim duvardan inmedi. Bense çocuk aklımla bunun bir fotoğraf olmadığını takvimde ağaçların ve dağların yeşile, gölünse maviye boyandığını zanneder bunun bir fotoğraf değil resim olduğunu düşünürdüm. Bir gün ailecek Uzungöl’e doğru yola koyulduk. Nasıl heyecanlıyım ki yolda babama; “Baba takvimdeki yere mi gidiyoruz?” diye sordum. Tabi gittiğimizde yeşilin canlı tonunu, mavinin büyüleyici yansısını gördüm, etkilendim. 15 yıl sonra tekrar gittim. Maalesef! Gitmesem iyiymiş… İmara açılan Uzungöl’de ne o göl eski göl, ne de ağaçların yeşili eski yeşil. Ağaç da pek kalmamış aslında… Adına deyiverin siz “Millet Bahçesi!”
AKP’nin seçim vaadi Millet Bahçesi ile zamanında çok alay edildi, yazıldı, çizildi. Ciddiye bile alınmadı. Acaba ondan mı doğaya böylesine bir öfkeyle acımazsızca saldırıyorlar, bu düşmanca tutum o yüzden midir diye düşünmekteyim şu aralar. Vaadi ilk duyduğumuzda “Ne güzel ya çayımızı, kekimizi (üstelik ücretsiz he hey) yiyerek çimlerde yuvarlanacağız” diye gülüp geçmiştik. Derken bir de baktık ki yine fena taklaya gelmişiz. Bir çay bir kekin bedeli Saldivlermiş (Salda Gölü), Çanakkalelilerin içme suyuymuş, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin soluğuymuş, Denizli Seyir Tepesiymiş bilemedik.
BELKİ BİRAZ DA BAROK!
Yalanın ve talanın partisi AKP Salda Gölü’nü katlederken diyecek ki; “Yok efendim biz dokuya zarar vermeyeceğiz, küçük tatlı dokunuşlarla orayı güzelleştireceğiz, hatta belki gölün çok çok uzağına barok mimarisi ekleriz!” Salda Gölü’ne ne olacağını görmek için kılavuza ihtiyacımız yok. Trabzon’daki Uzungöl’ün son halini, Denizli’deki ‘Seyir Tepesi’ projesini görmek yeterli. Denizli pek yeşil bir kent olmasa da Seyir Tepesi az buçuk ağaçları olan, arkadaşların, sevgililerin arada çıkıp şehri seyrettiği kendi halinde bir tepeydi. AKP’li Pamukkale Belediyesi buraya Millet Bahçesi yapacağız diyerek kazma kürekle bir girişti tepeye ki gerisinde enkaz halinde bir şantiye ve 130 milyon civarı borç bıraktı. Son halini görmeseniz daha iyi. Bir de Millet Bahçesi yapacakken ‘Millet’e sorulmama durumu var ki o da AKP’nin Gönül Belediyeciliği’nin demokratik ve şeffaf yüzüdür.
Uzungöl’de çocukluğum, Seyir Tepesi’nde gençliğim kaldı. Şimdi bana “Gençliğimi geri verin” demenin somut karşılığı kalmadı. Fakat bugünün ve yarının gençleri için Salda Gölü’nü koruyabiliriz. Buna dur demek bizim elimizde. Somut karşılığı ise birleşik örgütlü mücadelede. Ne kadar çok arkadaş çevresinde bu meseleyi tartışır, birbirinin #SaldayaDokunma gönderisini beğenir paylaşırsa o kadar geniş bir kamuoyu oluşur. Daha da önemlisi ne kadar çok arkadaş “Çanakkale, YTÜ, Seyir Tepesi, Salda hangi birine yetişeyim” bireyciliğinde yorulup kaybolmak yerine birleşik örgütlü bir mücadeleden yana tercih yaparsa işte o zaman Salda’ya kimse dokunamaz.