07 Ağustos 2019 09:23

"Otobüs yangınlarını kaza olarak görmüyoruz, yönetmelik uygulanmıyor"

Otobüs Yangılarını Önleme ve Kara Ulaşım Araçlarını Güvenli Hale Getirme Derneği, peş peşe yaşanan otobüs yangınlarının kaza olmadığını, denetimsizliğin temel sebep olduğunu vurguladı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Otobüs Yangılarını Önleme ve Kara Ulaşım Araçlarını Güvenli Hale Getirme Derneği’nin otobüs yangınları ile ilgili açıklamasında 1 Ocak 2014 yılında çıkan yönetmeliğe göre araçlarda yangın algılama ve alarm sisteminin olması gerektiği fakat yönetmeliğin uygulanmadığı belirtilerek yaşananların kaza değil ağır kusur olduğu vurgulandı.

Balıkesir'in Edremit ilçesinde 1'i çocuk 5 kişinin öldüğü, İzmir'in Çeşme ve Manisa'nın Kırkağaç ilçelerinde de faciadan dönülen otobüs yangınlarının ardından Otobüs Yangılarını Önleme ve Kara Ulaşım Araçlarını Güvenli Hale Getirme Derneği, basın toplantısı düzenledi. Dernek yöneticileri, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi benzer olayların yaşanmaması için hem kamu kurum yöneticilerini hem firma yetkililerini hem de yolcuları dikkatli olmaları yönünde uyardı.

"YAŞANANLARI KAZA OLARAK GÖRMÜYORUZ"

Dernek Başkanı Selim Gediz'in de katıldığı basın toplantısında Genel Sekreter Tarhan Aslan, yaşananları kaza olarak görmediklerini belirtti.

Tarhan Aslan, yönetmeliğe değinerek şöyle dedi: Ülkemizde her ay bir otobüs yanmaktadır. 2012 yılında çıkartılan yönetmelikle ek madde konuldu. 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren üretilen araçlarda yangın algılama ve alarm sisteminin olması gerektiğine karar verildi. Bu madde, yönetmelikten önce çıkan araçlarda da aynı sistemin monte edilmesini zorunlu kılıyor. Bu yönetmelik hâlâ uygulanmıyor. İstanbul'da halk otobüsü yandı, 4 vatandaşımız öldü, 10 vatandaşımız yaralandı. 2 Ağustos 2019 tarihinde çıkan yangında 5 vatandaşımız yanarak öldü, 15 vatandaşımız yaralandı. Eğer bu yönetmelik uygulansaydı bu vatandaşlarımız yanmadan hayatlarına devam edeceklerdi, hiçbiri bu kötü tecrübeyi yaşamayacaklardı.

"OTOBÜSLERDEKİ EN BÜYÜK YANGIN NEDENİ ISITICI"

Otobüslere takılan yangın algılama ve alarm sisteminde, belirli bölümlerde duman sensörleri konulduğunu, bunda 130 derecenin baz alındığını, sistemin burada ısı değişimini anında şoförün önündeki panoya ulaştırdığını anlatan Aslan, Türkiye'de otobüslerin üretimden çıktıktan sonra çok değiştirildiğine dikkat çekti.

Otobüslerin üretiminde Türkiye gerçeklerinin göz önünde bulundurulmadığını ifade eden Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: Bizim ülkemizde fabrikadan çıkan araçlarda, sonradan koltuk arkasına ekranlar takılıyor. Yetmedi 220 Volt prizler takıldı. Sürekli internet bağlantıları, sıcak soğuk servisleri oldu. Araçların fabrika çıkışında üzerinde yer alan elektrik tesisatı sigortası hiçbir zaman dikkate alınmadı. Otobüsler fabrikadan 24 Watt'a kadar çıkıyor. Araçlarda ise 28 Watt aletler çalıştırılıyor. Bunu yaptığınız zaman zaten yangına davetiye çıkarıyorsunuz. Araçlarda fabrika çıkışında aletlerin suyu 70 dereceye kadar ısıtacak şekilde düzenlendi. Türkiye’de sonradan 100 dereceyi geçecek şekilde ayarlanıyor. Bunun sonrasında servis elemanı içinde suyu unuttuğu zaman aletlerin otomatik sistemleri atmıyor. İçindeki plastikler yanmaya başlıyor. Son 3 yılda gördüğümüz en büyük yangın çıkışı sebebi bu ısıtıcılardan kaynaklanıyor. Araçlardaki yangınlarda en büyük problem bir bakımsızlık, iki yoğun çalışma dönemi olduğu için yaz dönemlerinde araçlar kontak kapatmıyorlar. Perona girip temizleniyor, 20 dakika sonra tekrar sefere gidiyor.

"KAMU DENETİMİ YERİNE GETİRİLMİYOR"

Genel Sekreter Tarhan Aslan ise kamu denetiminin önemine vurgu yaparak vatandaşlardan otobüs bileti satın alırken otobüste yangın alarmı ve yangın söndürme tüpü olup olmadığını sormalarını istedi.

Aslan şöyle dedi: 2012 yılından beri yönetmelik var. Bu araçlardaki yangın alarm ve algılama sistemlerinin bulunmaması ağır kusur olmalı. Ağır kusurlu araçlar muayeneden geçirilemez. Böyle olursa bir ay içerisinde aracınızı buradan çıkarmanız lazım. Kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyoruz. İnsanlarımız Kurban Bayramı'nda yollara düşecek. Onlardan ricamız bilet aldıkları firmadan araçlarda böyle bir yangın algılama ve uyarı sisteminin olup olmadığını sormaları. Araçların içerisinde yangın söndürme tüplerinin olmasını istesinler. Motor bölümlerinde otomatik yangın söndürme sistemi var. Bunların olup olmadığını sorsunlar ki firmalar üzerinde baskı olsun. Kiralık araçlarda da bu sistemin olup olmadığını tespit etsinler. Otobüs camiası çok küçük kârlılıklarla bu sistemi yürütmeye çalışıyor. Araçlarına binen yolcunun burnunun kanamasını onlar da istemiyor ama maalesef sorumlu olan kişiler, kamu denetimini yerine getirmediği için bunlar oluyor. Önemli olan buradaki kamu denetiminin sağlanması.

ÖNCEKİ HABER

Hükümet ile Türk-İş'in görüşmesinden sonuç çıkmadı: Kamu işçisinin sabrı kalmadı

SONRAKİ HABER

Ayşe Karaman'ın annesi ve avukatı: İntihar etmedi, öldürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa