07 Ağustos 2019 13:51

Suruç Katliamı davasında emniyet yine 5 saatlik görüntüleri göndermedi

Suruç'ta 33 kişinin katledildiği IŞİD'in bombalı saldırısına dair dava görüldü. Emniyetin 5 saat eksik gönderdiği görüntüler mahkemenin talebine rağmen getirilmedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Urfa’nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi'nde 20 Temmuz 2015 tarihinde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) çağrısıyla bir araya gelen 33 kişinin katledilmesine ilişkin davanın 11’inci duruşması, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi Kampüsü içerisindeki mahkeme salonunda görülen duruşmayı, yaşamını yitirenlerin aileleri ve Suruç'ta yaralananların yanı sıra, Suruç Aileleri İnisiyatifi, HDP Urfa milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca ve parti yöneticileri ile CHP Urfa Milletvekili Aziz Aydınlık, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri, Suruç Belediyesi Eşbaşkanı Hatice Çevik, Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel ile Diyarbakır, Antep, İstanbul, İzmir, Van ve Urfa barolarına bağlı avukatlar izledi.

Suruç katliamında yaşamını yitirenlerin avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya, davanın tek sanığı Yakup Şahin, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma öncesinde mahkeme salonunu ve cezaevi çevresini ablukaya alan askerler, salona girenlerin üstlerini arayıp cep telefonlarının kapatılmasını istedi.

Patlama anı, öncesi ve sonrasına ait gelen görüntülerdeki 5 saatlik görüntü kaybını bir önceki duruşma emniyete müzekkere yazarak talep eden mahkeme heyeti, görüntülerin eksik kısımlarının gönderilmediğini kaydetti.

"IŞİD'LİLER YERİNE BİZ TEHDİT GÖRÜLÜYORUZ"

Kimlik tespitlerinin ardından duruşma müşteki ifadeleri ile başladı. Patlamada yaralanan müşteki Çağla Seven davanın sadece kendilerine ait olmadığını, bu davanın toplumsal bir dava olduğunu söyledi. Geçtiğimiz günlerde Suruç'ta anma etkinliklerinde şiddet gördüklerini hatırlatan Seven, “Kolluk kuvvetleri IŞİD militanları yerine halen bizi tehdit olarak görüyorlar. Oysaki bizler IŞİD tarafından yakılan yerlerin, kastedilen toplumsal barış ve huzur ortamının savunucusuyuz. 11 duruşmadır buraya geliyoruz, ancak her seferinde yeni bir keyfi uygulama ile karşılaşıyoruz. Topluma, bize ve kendinize adalet borcunuz varken, mağdur ve aileleri kriminalize etmeye çalışan yaklaşımı kabul etmiyoruz” dedi.

"IŞİD'LİLER TÜRKİYEDE RAHAT YARGILANACAKLARINI BİLİYOR"

Müşteki ifadelerinin ardından söz alan Avukat Ruken Gülağacı, yurtdışında tutuklu pek çok IŞİD üyesinin Türkiye’de yargılanmak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Sizce bu istekte mahkemenizin payı yok mu? İnterpol’ün en tehlikeli IŞİD’li olarak aranan Suriye Demokratik Güçleri'nin esir aldığı İsviçreli Daniel Demağe, ‘IŞİD’e Türkiye üzerinden geçerek katıldım. Türkiye’de yargılanmak istiyorum’ diyor. Bu ayıptır. Çünkü Yakup Şahin ve diğerleri gibi rahat rahat yargılanacaklarını biliyor. Normal şartlarda yargılama esnasında dinleyicilerin telefonları bile yanlarında olur, ancak siz bozuk paraları dahi almıyorsunuz. Biz bu dava böyle kapandıktan sonra AİHM gibi üst mahkemelere götürürüz. Bu haliyle üst mahkemelerden ihlal kararı da çıkar. Ancak biz bunu istemiyoruz. Tarafsız ve bağımsız bir mahkeme istiyoruz.” 

"YARGILAMA CİDDİYETSİZLİKLE İLERLİYOR"

Patlama esnasında halk tarafından yakalanan ve polis tarafından serbest bırakılan Abdullah Ömer Arslan’ın ifadesinin başlı başına çelişki arz ettiğini söyleyen Avukat Sevda Özbingöl ise, Aslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Ömer Aslan’ın HTS kayıtlarının gözden geçirilmesini istediklerini aktaran Özbingöl, şöyle konuştu: “Ömer Aslan'ın telefonundaki isimler incelenmelidir. Yargılamada 4’üncü yıl geçti. Artık bu davanın avukatı değil tanığıyım. Dosyanın kovuşturma aşaması ciddiyetsizlikle yürütüldü. Ardından soruşturmada ciddiyetle yürütülmedi. Bu nedenden dolayı 10 Ekim Ankara patlaması ve Antep patlaması yaşandı. Patlamadan 3 yıl sonra SEGBİS’le dinlenen Ömer Aslan’ın olayla ne kadar ilgili olduğunu gördük. Yargılama ciddiyetsizlikle ve yavaş ilerliyor. İğne ile kuyu kazar gibi adalet arıyoruz.”

"ARTIK GEREKENİ YAPIN"

Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel de dünyanın her yerindeki IŞİD'lilerin ifadelerini takip ettiklerini belirtti. Suriye Demokratik Güçleri’nin elinde tutulan IŞİD Emiri İlyas Aydın’ın basına verdiği demeçlerinin doğrudan bu yargılamanın seyrini değiştirecek nitelikte olduğunu ifade eden Öncel, şöyle devam etti: “Bu olay neden ve nasıl meydana geldi. Devlet insanlarını koruyamadı. Yargılama ağır ilerliyor. Tanık Abdullah Ömer Aslan’ın sanık olarak getirilmesini birçok defa istedik ama hala getirilmedi. Aslan’ın tanık olarak davaya getirilmesi bizde hayal kırıklığı yaşatmıştır. Sanık olması gereken Abdullah Ömer Aslan adeta ödüllendirilmiştir. Çantasında IŞİD bandanası olan, katliamı fotoğraflamasını fotoğraf hobisi olarak açıklayan, Suruç gibi bir yere gezmeye gelmeyle ifade eden bu kişi kolluk güçleri tarafından sırtı sıvazlanarak serbest bırakılmıştır. 3 hafta sonra da Ankara’ya tayin edilmiş. Avukatların zorlu mücadelesiyle ancak tanık olarak SEGBİS’le dinlenilmiştir. Bu adamı neden koruyorsunuz? Davanın başındaki soruşturma savcısı etkin bir soruşturma yürütmemiştir. Suruç patlaması ülkenin en karanlık yanıdır. Artık bizi dinlemekle kalmayın gerekeni yapın.”

"İSTİHBARAT BİLİYORDU"

IŞİD Emiri İlyas Aydın’ın Gazeteci Fehim Taştekin’e verdiği demeçte "Suruç'u patlatan Antep hücresinde istihbaratçılar vardı. Suruç'tan sonra onlarca misafirhane iki saat içerisinde istihbarat tarafından basıldı" sözlerini hatırlatan Öncel, “Patlamadan 2 saat sonra nasıl olurda IŞİD hücreleri basılır. Bu yapıldıysa patlama da önlenebilirdi. İstihbarat bu kişilerin adreslerini biliyordu” dedi. 

Avukat beyanlarından sonra konuşan sanık Şahin ise, IŞİD Emiri İlyas Aydın’ı tanıyıp tanımadığına dair sorulan soruyu “Geçen duruşmada söylemiştim. Onu tanımıyorum” diye yanıtlarken “Üzerime atılan suçları kabul etmiyorum. Benim kaybedecek hiçbir şeyim yok” dedi. 

DURUŞMA 1 KASIM'A ERTELENDİ

Beyanların ardından verilen aranın bitmesiyle başlayan duruşmada talepleri değerlendiren mahkeme heyeti tanık Abdullah Ömer Aslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, Deniz Büyükçelebi ve İlhami Balı hakkında yakalama kararının devamına, İl Emniyet Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak patlama anı öncesinde ve sonrasındaki görüntülerin kesintisiz olarak istenmesine, gönderilen görüntülerin bilirkişi heyeti tarafından incelenmesine, Abdurrahman Alagöz’ün olay günündeki hareketlerine göre alakalı olduğu şahısların tespit edilip robotlaştırılmasına, İlyas Aydın hakkındaki bilgi ve soruşturmanın emniyet müdürlüğünden talep edilmesine karar vererek duruşmayı 1 Kasım’a erteledi. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Mersin’de işsizliği konuştuk: Gençler oyunu borçla oynuyor

SONRAKİ HABER

Muğla'da orman yangını çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa