10 Ağustos 2019 04:46

"Kaz Dağları’nda kamu yararı araştırması yapılmadı"

Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, Kaz Dağları’nda Kanadalı Alamos Gold şirketinin yapması planlanan altın madeni projesi için kamu yararı araştırması yapılmadığını söyledi.

"Kaz Dağları’nda kamu yararı araştırması yapılmadı"

Fotoğraf: Evrensel

Burcu YILDIRIM
Ankara

Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, Kaz Dağları’nda Kanadalı Alamos Gold şirketinin yapması planlanan altın madeni işletmesini ve gelinen noktayı gazetemize anlattı. Bir heyetle araştırma yaptıklarını ve ön rapor açıklayacaklarını ifade eden Yüksel, maden projesi için kamu yararı araştırması yapılmadığını söyledi. Yüksel “Kamu yararı, Türkiye’de hiçbir projede gözetilmemektedir. Turizmci bir yönetim geliyor, her yeri turizme çeviriyor, madenci bir yönetim geliyor bilinçsizce maden yapıyor, inşaat sektörü yine öyle” diye konuştu.

"ÇED DEĞİL TÜRKİYE’NİN STANDARTLARI PROBLEMLİ"

Kaz Dağları’ndaki durumu, bir komisyon kurarak incelemeye gittiklerini anlatan Yüksel, hem saha hem de evrak araştırması yaparak öncelikli riskleri araştırdıklarını söyledi. Yüksel, “Madencilikte yer altı ve açık işletme olmak üzere iki ana üretim şekli vardır. Buranın işletmesini yapacak şirket çıkacak cevherin jeolojik ve fiziksel yapısı ile açık işletme kullandıklarını, yine tank liçi ve yığın liçi yönteminden maddenin yapısına göre yığın liçi kullanacaklarını söylediler. Yaptıkları işlemlerin hepsi ÇED raporunda mevcut, izinlerde bir problem yok ama Türkiye’de denetim anlamında sıkıntılar var, güvensizlik hakim. Türkiye’nin standartları da nihai standartlar değil” dedi.

Maden arama çalışmalarında değil ayrıştırma kısmında siyanürün kullanıldığını ve dünyadaki işletmelerin yüzde 83’ün de de siyanür kullanıldığını belirten Yüksel, “Bir takım dolaşan yanlış bilgiler yüzünden kamuoyu oldukça tedirgin. Tabii buna daha önce yapılan maden çalışmalarının eski haline dönüştürülmeden öylece bırakılıp giderilmesi ve yöre halkının mağdur olması da söz konusu. Bu çalışmaların yapılmasında esas nokta kamu yararının gözetilmesi. Devlet ise bu noktada ne yazık ki güven vermiyor” dedi.

"AYNI EKOSİSTEMİN OLUŞMASI ÇOK ZOR"

Yüksel, “Devlet taahhüt ettiği gibi maden çalışması sonrası orman ve işçilik parasını almasına rağmen alanı eski haline çevirmiyor. Tepki de buradan doğuyor. Elbette aynı ekosistemin oluşturulması çok zor. Orayı terk eden canlılar tekrar gelecek mi, ağaçlar ne kadar sürede orman oluşturacak bunlar hep soru işareti” diye belirtti.

1980 yılından itibaren uygulanan neoliberal politikalar, özelleştirme ve denetimsizleştirmeyle Türkiye’nin tüm alanlarda yabancı sermayeye açıldığını söyleyen Yüksel, “Bu altın madeninde uluslararası sermaye bizim kaynaklarımızı kullanarak zengin olacak. Belki buradan birkaç kişi yararlanacak ama devletin, kamunun bir yararı olmayacak. Yabancı sermayenin gelip Türkiye’yi kalkındırmasının beklenmesi saflık olur. Trajikomik ama bu ülkede Yabancı Sermaye Derneği kuruldu. Türkiye bu hale geldi ve olacağı buydu. Şu an halkın verdiği tepkiler anlaşılır ama tüm bunlar yapılan özelleştirmelerin ve o dönemde sessiz kalmanın sonucu” dedi.

"HİÇBİR PROJEDE KAMU YARARI GÖZETİLMİYOR"

Her ekonomik faaliyetin kamu yararına olması gerektiğini Yüksel, “Kaz Dağları’nda tarım, turizm, madencilik, santral her şey var. Bu planda belli sınıf ve zümrenin değil, toplumun çıkarları gözetilmeli. Yaşam alnının ortasına maden, tarım alanının ortasına turizm yapılmaması gerekiyorsa yapılmayacak. Şu an da Kaz Dağları’nda yapılan çalışmanın kamu yararı araştırması yapılmadı. Civarda 7 tane köy var, bu köyün geçim kaynakları demografik yapısının incelenmesi gerekir. Kamu yararı Türkiye’de hiçbir projede gözetilmemektedir. Turizmci bir yönetim geliyor, her yeri turizme çeviriyor, madenci bir yönetim geliyor bilinçsizce maden yapıyor, inşaat sektörü yine öyle” diye konuştu.

"YANDAŞA VE YABANCIYA VERİLEN ÜLKE KAYNAKLARI HEBA EDİLİYOR"

Kaz Dağları’nın arkasına yapılan turizm alanının maden alanlarından çok daha fazla olduğunu ve ormanların turizme sonuna kadar açıldığına dikkat çeken Yüksel, “Buradaki yaşamın, ekosistemin etkilenip etkilenmeyeceğinin çevre bilimcileri ile değerlendirilmesi gerekiyordu. Eğer ekosisteme zarar veriyorsa ne madenciliğe ne sanayiye ne de turizme izin verilmemesi gerekiyor” dedi.

Mühendislik alanlarının bilim ve teknik ile maden alanında yaşanacak sorunları çözebileceğini ifade eden Yüksel, “Ancak bu çalışmalar bilimsel normlara göre yapılmalı, bilim de toplumun yararı ve refahına göre kullanılmalı. Yandaşa ve yabancıya verilen ülke kaynakları heba ediliyor” ifadelerini kullandı.

Evrensel'i Takip Et