18 Ekim 2012 13:11
Fethi Yıldırım - ODTÜ


"Usta isimlerin yeni albümlerinin eskilerine nazaran daha başarısız yahut daha yavan olacağı" yargısını büyük oranda çürüten bu yeni albümde "Hiç Canım Yanmaz", "Denize Doğru", "İstediğini Yap", "Sen Sorumlusun", "Acıtır", "Adalar", "Telefon", "Ayrıntılar", "Niçin" ve "Sen-Ben" isimli, sözleri ve müzikleri Ortaçgil'e, düzenlemeleri Baki Duyarlar'a ait on şarkı bulunuyor. Bir albüm üzerine konuşulacaksa, üstelik bu albüm bir Ortaçgil albümüyse, albüm üzerine yüzeysel sözler söylemek yerine her bir eseri tek tek değerlendirmenin doğru olacağına inanıyorum :

Hiç Canım Yanmaz : Albümün ilk şarkısında bir denizdir karşılıyor bizi. İmgelerin maviliğinden ve "tut vira tut, çek vira çek" nidalarından anlıyoruz ki, yeni albümde değişmeyen değerlerden biri de, Ortaçgil'in bize getirdiği deniz kokusu. Üstelik, şiir estetiğinde işlenmiş şarkı sözleri bir kez daha gösteriyor ki, Ortaçgil'in müzisyen kimliğinin yanı sıra "ozan" kimliğini de asla es geçmemeli :

"o muydu ondan önce
  sen miydin ondan sonra
  romanlarım öyküleşir."

   Denize Doğru :Mavi merkezli seyahati devam ediyor Ortaçgil'in "Denize Doğru" ile,sadece biraz hareketleniyoruz. "Çözdüm, her şey çok basit" diyor alaycı bir üslupla, kentin verdiği sıkkınlıkla. Gemici nidalarını bir kez daha işitip, yola devam ediyoruz : "Hey, ya!".

İstediğini Yap: "İstediğini Yap", içinde toplumsal eleştiriler ve sosyal saptamalar barındıran Kızılok-Ortaçgil şarkılarını anımsatıyor bizlere. Rekabet olgusunun, kariyerizmin, mesleklerin dönemlik popülaritesinin ve "bir yerlere gelme,büyük adam olma" fikrinin saçmalığını, naif ve "babacan" öğütlerle gözler önüne seriyor Ortaçgil. Ayrıca bu şarkıda Birsen Tezer'e  rastlıyoruz, "Ben Bunları Kimseye Anlatmadım" düetine bir düet daha ekliyor ikili "İstediğini Yap" ile.
Sen Sorumlusun :"Yaylı çalgılar (Violin,viyola,çello,c.bass) bir şarkıya ancak bu kadar yakışabilir" dedirtiyor "Sen Sorumlusun". Albümü ilk dinleyişimde sıralamayı es geçip ikinci kez dinlediğim ilk şarkı olarak kayda geçiyor keza. "Anlatılmaz, dinlenir" dedirtiyor, fazla söze gerek bırakmıyor.

Acıtır :Albümün, yer yer keskin yer yer yumuşak akor geçişleri ve akılda kalıcı ara nağmeler barındıran, aynı neticeye sebebiyet veren farklı durumlardan bahseden; kısacası Ortaçgil üslubunu en iyi yansıtan şarkısı "Acıtır". Bu şarkıda da yaylı enstrümanlara dikkat çekmek istiyorum.
Adalar :"Adalar"ı tek cümleyle özetlemek mümkün :"Adalar insanlar gibi, su altından tutuşmuş elleri". (Bu arada, Barlas Tan Özemek'in ellerine sağlık, elektro gitarına da.)

Telefon :"Milenyum" çağının en ağır götürülerinden biri olan bir türlü yalnız kalamama halini, kişinin sürekli bir "mobilize sorgulanma" halinde oluşunu Ortaçgil'in kendi lügatından dinlediğimiz şarkı "Telefon" : "Artık özelin yok".
Ayrıntılar: Bir kez daha yaylı çalgılara hayran oluyoruz "Ayrıntılar"ı dinlerken. Barlas Tan Özemek'in elektro gitar performansı eşliğiyle daha da anlam kazanan bir Ortaçgil sorgulayışı, özeleştirisi. "Sen", bir film olsaydı, şüphesiz en can alıcı sahne olurdu "Ayrıntılar".

Niçin: Bu şarkı Ortaçgil'in yirmi yaşında yazdığı bir şarkı, bu sebepten albümde "Niçin(1969)" ismiyle geçiyor. Nedendir, şarkının sözlerinde "niçin" kelimesi yer almıyor. Dinlerken insana Cat Stevens'ın ve Bob Dylan'ın şarkılarını anımsatıyor, ayrıca albümün en neşeli şarkısı. "Ayrıntılar" ve "Niçin" arasındaki müzikal uçurum, "1969" ibaresine dair bir ipucu sunuyor : "Hadi yürüyelim, açık havada".

Sen-Ben: "Sen-Ben"in tek mühendisi Bülent Ortaçgil. Şarkıda hiçbir enstrüman yer almıyor, yalnızca parmak şıkırdısı eşlik ediyor Ortaçgil'in sözlerine. Albümün son şarkısında bize veda etmeyi de unutmuyor Ortaçgil : "Hoşçakalın !.."

Bize de, "umarız bu veda kalıcı bir veda olmaz" diyip, bu enfes Ortaçgil albümünü dinlemek düşüyor..        

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et