Kırk haramiler!
Sadri Alışık’ ın başrolünde oynadığı unutulmaz Yeşilçam filmlerinden ‘Ali Baba ve Kırk Haramiler’ in gözü pörtleğini hatırlıyorsunuzdur.
‘Açıl susam açıl’ dediklerinde büyük bir uğultu ile açılan mağaranın içerisinde yankılanan ‘marş’ları da ilk defa izleyen çocuklar için tüyler ürperticiydi.
“Asmak kesmek kelle uçurmak hırsızlıktan altın vurmak kırk haramiler, kırk haramiler doğruluk için haram yeriz.”
Ben de çocuk yaşlardayken ilk izlediğimde, hem korkmuş hem de ‘neyse ki biz o zamanlarda yaşamıyoruz’ diye içten içe sevinmiştim… Çünkü artık dünya modernleşmiş, ‘kötüler’ filmdeki kadar kolay kılıç sallayamaz hale gelmişti. Polis var, hukuk var, mahkeme var… Kolay mı öyle ‘haramilik’, hırsızlık? Rahatlamıştım…
Şimdilerde haramilerin nesilden nesile nasıl yaşamaya devam ettiklerine tanık oldukça ‘biz büyüdük ve kirlendi dünya’ türküsünü ‘yeni’ gibi dinliyorum…
1071’den 2012’ye devreden, 2071’e devretmesinin planlarının yapıldığı ‘haramilerin saltanı’ ın kendi kendini yok edip de ‘çocukları’ rahatlatacağına dair pembe hayallerim yok olalı çok oldu. Ama gerçek yaşamda izlediğim her yeni ‘senaryo’ bana filmi yeniden hatırlatıyor, bilmenizi isterim.
Filmi ilk izlediğimde, köle pazarında satılan insanlar için geçmiş nesillere üzüldüğümü hala hatırlıyorum.
Dans ettirilen köle kadınlar eşliğinde kurulan zengin harami sofrasında hapur hupur yemekleri götüren o pörtlek gözün, ‘tarihi’ filmlere konu olacak kadar uzak tarihlerde kalması güzel olurdu…
Ancak görünen o ki, haramiler saltanatlarını ‘özü aynı şekli farklı’ halde sürdürüyor.
“O kadar da değil” diyenler olduğuna eminim…
O kadar…
Hatta daha da fazlası için, lüks restoranlarda beyefendilik taslayan işadamlarının, firmalarında nasıl ‘kırk haramilik’ yaptığını öğrenmek üzere, etrafınızdaki herhangi bir işçiye sorsanız, yeterli olacaktır.
Renkli gazete sayfalarının en güzel köşelerinde ve televizyonların en çok izlenen dakikalarında onların firmalarının reklamları var… ‘Devlet büyükleri’ ile düzenlenen yemekli toplantılarda, ‘pörtlek göz’den daha modern ve yakışıklı, daha çağdaş ve beyefendi göründüklerine bakmayın; hapur hupur götürdükleri ile filmdeki haramileri çoktan geride bırakmış durumdalar.
İşçinin sigortasını yatırmayan mı dersin, 2-3 ay gecikmiş maaşını isteyene küfür eden mi? Ağır çalışma koşullarında parmakları kopan işçiyi hastaneye otobüs bileti vererek gönderen; işten atacağı işçiye zorla ve kaba kuvvetle ‘hiçbir alacağım kalmamıştır’ kağıdı imzalatmaya çalışan; sendikalaşan işçinin eşini telefonla arayarak ‘eşini işten atarsak hasta çocuğunun ilaçlarını nasıl alacaksınız? söyle de sendikadan istifa etsin’ diyen patronlar ‘modern Türkiye’nin çağdaş yüzleri’ değil mi?
İhracat kriterlerine uymak için patron eliyle kurdurulan sözde sendikaların, fabrikalarda ‘HAK’ , ‘hukuk’, ‘İŞ’lerini nasıl yürüttüğünü, temsilcilerin nasıl kısa sürede lüks arabalara binmeye başladığını, gıkını çıkaran işçilerin kendisine ‘sendikacıyım’ diyenler tarafından patrona ispiyonlanarak nasıl işten atıldığını, Kayseri’nin her yıl ihracat rekoru kıran üç dört firmasında çalışan işçilere sorun! ‘Modern kırk haramiler’ in hak için nasıl haram yediğini göreceksiniz!Bakmayın siz onların vergiden düşürerek ‘hayır’ adı altında okul yaptırıp, üstüne de adını yazdırdıklarına… ‘Hayırseverlik’ hikayesine üretim sürecinde neler olup bittiğini gören hiç kimse inanmıyor. ‘Modern haramiler’ i ‘hayırsever’ lik ile allayıp pullayanlara hemen inanmak yerine, ‘Ali Baba ve Kırk Haramiler’ in yeni versiyonunu izlemek üzere fabrikalarda neler olup bittiğine, işçilerin neler çektiğine şöyle bir yakından bakmanızı öneririm…
Yıl 2012! Ne yazık ki, ‘Ali Baba ve Kırk Haramiler’ yeni versiyonlarıyla vizyonda kalmaya devam ediyor. Ne yazık ki, haramiler doğruluk ‘ayağına’ haram yemeye, ‘modern’ köleler de neredeyse pazarda satılmaktan beter edilmeye devam ediyor!
Hedef 2023! “O kadar da değil!” O kadar...
Evrensel'i Takip Et