Jeoloji Mühendisleri Odası: Kaz Dağları’nda altın madenciliği yapılamaz
TMMOB’ye bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası, Kaz Dağları’nda altın madeni işletmeciliğinin yapılamayacağını belirtti.
Fotoğraf: Evrensel/Meltem Akyol
TMMOB’ye bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası, Kaz Dağları’nda devam eden ağaç katliamı ve maden faaliyetine ilişkin açıklama yaptı. “Her yerde, herşeye ve halka rağmen” maden işletmeciliği yapılmasının doğru olmadığı belirtilen açıklamada, Biga bölgesinde oluşan mevcut durum ve tepkilere rağmen Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün Kaz Dağları’nda yeni ruhsat ihalelerine çıkmasının insanı, çevreyi yok sayan, “Ben bilirim” anlayışı olduğu vurgulandı.
Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yapılan yazılı açıklamada, altın madeni işletmeciliğinin tenöre bağlı kazı miktarı, alanının büyüklüğü ve siyanürün işletme süreçlerinde kullanılmasından dolayı diğer madenlerden farklı bir konumda bulunduğu vurgulandı.
"KAZ DAĞLARI’NDA ALTIN MADENCİLİĞİ YAPILAMAZ"
Açıklamada, Kaz Dağları’nda neden altın madenciliği yapılamayacağı ve altın madenciliğinin riskleri şöyle sıralandı: “Tonda birkaç gram tenörlü altın için, çok geniş bir alanda onbinlerce ağacın kesilmesi, onmilyonlarca ton cevherli kaya ile buna ulaşabilmek için kaldırılması gereken bir o kadar ekonomik olmayan kayanın kazılıp alınması, bunun sonucunda derinlikleri yüz metreyi geçen yüzlerce dönümlük büyük çukurların oluşması, ocaktan kazılıp çıkarılan, öğütülüp siyanürlü sularla yıkanan on milyonlarca ton liç yığınının kalacak olması, işletme sırasında kullanılacak olan siyanürün bir kısmının gazlaşıp çevreye yayılma olasılığı, pasa depolama sahalarından sızabilecek, ağır metallerle yüklü asit kaya drenajı olma ihtimali, milyonlarca ton su tüketiminin olması, hava, toprak ve suyun kirletilmesi gibi ciddi riskler Kaz Dağlarında altın madeni işletmeciliğini mümkün kılmamaktadır”.
YENİ İHALELERE ÇIKILIYOR
Kirazlı yöresinde gündeme gelen şirketin önümüzdeki süreçte Ağı Dağı ve mücaviri diğer ruhsatlarda da gündeme geleceği belirtilen açıklamada, bölgenin mevcut durumu ve tepkilere rağmen Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün yeni ruhsat ihalelerine çıkmasının insanı, çevreyi yok sayan, “Ben bilirim” anlayışı olduğu ifade edildi.
"ÇED MEVZUATI DEĞİŞMELİ"
Kaz Dağları’ndaki altın madeni işletmeciliğinde ÇED süreçlerinin tartışmalı durumuna da dikkat çekilen açıklamada, ÇED mevzuatının yeniden düzenlenmesinin gerekliliği vurgulandı. Açıklamada, “ÇED raporlarının proje sahibinin ücretini ödeyerek hazırlattığı projenin her koşulda yapılmasına yol gösteren bir nitelikten kurtarılarak, ücretinin Bakanlık fonundan karşılandığı bağımsız kuruluşlar eliyle hazırlanmasının ve proje sonrası izleme, kontrol ve denetiminin de kamu eliyle yapılmasının önemini bir kez daha ortaya koymuştur” ifadelerine yer verildi.
"YENİ DEĞİŞİKLİKLE KENDİLERİ KİRLETİYOR, KENDİLERİ DENETLİYOR"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 07 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ÇED Yönetmeliği ile Yeterlilik tebliğinde yaptığı değişiklerle, Anayasa ve çok sayıda yargı kararlarını hiçe saydığı belirtilen açıklamada şöyle denildi: “İzleme, kontrol ve denetim hizmetlerinin de ÇED yeterliliğine sahip firmalar vasıtasıyla yapılabileceğine ilişkin düzenlemeler yapılması, bu konuda umutlu olmamızı olanaksız hale getirmiş bulunmaktadır Çevreyi kirleten ve talan edenlerin ücretlerini kendilerinin ödeyerek ‘kendilerini izletme, kontrol ve denetlemesi’ mümkün olmadığı gibi yeni çevresel felaket ve yıkımlarla karşı karşıya kalmamıza da neden olacağı açıktır.”
"VAZGEÇİN"
Siyanürlü altın madeni işletmeciliğinin tek başına teknik bir bakış açısıyla değerlendirilmemesi gerektiği, toplumsal fayda, insani, çevresel, ekonomik faktörlerle bir bütün olarak ele alınması gerektiği vurgulanan açıklamada, Kaz Dağları ve yakın tehlike altında olan Munzur Vadisi başta olmak üzere maden işletmelerinden vazgeçilmesi istendi. (Ankara/EVRENSEL)