Eskişehir’de, Anadolu’nun 5 bin yıllık ilk şehir yapılanması ortaya çıkarıldı
Eskişehir Seyitgazi'deki Küllüoba Höyüğü’nde yapılan kazılarda MÖ 3 bin yıllarına dayanan Anadolu’nun ilk şehir yapılanması gün yüzüne çıkarıldı.
Fotoğraf: Engin Özmen/DHA
Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Küllüoba Höyüğü’nde yapılan arkeolojik kazılarda, milattan önce 3 bin yıllarına dayanan Anadolu’nun ilk şehir yapılanması gün yüzüne çıkarıldı. Yaklaşık 5 bin yıllık insan ve hayvan iskeletlerinin de bulunduğu kazılarda, yerleşme planının ortaya çıkarıldığını ifade eden Kazı Başkanı Doç. Dr. Murat Türkteki, “5 bin yıl önce ilk şehirciliğin başladığı yerlerden birisi. Kazılarda, hayvan ve insan iskeletlerinin yanı sıra bir çömlekte yaklaşık 2.5 milyon tane zarife otu tohumu tespit ettik. Zarife otu, bugün tıp alanında, aromatik olarak hâlâ kullanılan bir bitki. Ayrıca 4 ve 14 yaşlarında 2 insan iskeleti daha çıkarıldı” dedi.
Kazı çalışmalarında milattan önce 3200’e tarihlenen tabakalanma olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Doç. Dr. Türkteki, “Burada 1300 yıl boyunca, milattan önce 3200-1950 yılları arasında yaşamın izlerini takip etmemiz mümkün. Yaklaşık 10 metrelik bir kültür dolgusu var. 350 metreye, 250 metre boyutlarında bir yerleşmeyi kazıyoruz. Yerleşme, sadece bu ovanın ürününün depolandığı yer değil, aynı zamanda Mezopotamya’dan Balkanlar’a uzanan bir ticaret hattının da ortasında yer alıyor. Höyüğün yüksekliğini 10 metre olarak söyleyebiliriz. Yerleşme bu bölgenin merkezi konumunda olduğu için oldukça büyük ve önem arz ediyor. 5 bin yıl önce ilk şehirciliğin başladığı yerlerden birisi. Bugüne kadarki çalışmalarla yerleşme planını ortaya çıkarmış vaziyetteyiz” diye konuştu.
YÖNETİCİ SINIF BÜYÜK EVLERDE YAŞIYORDU
Küllüoba Höyüğü Kazı Başkanı Doç. Dr. Murat Türkteki, bitişik nizam evlerden oluşan şehir yapılanmasında yönetici sınıfın ayrı ve daha büyük evlerde oturduğunun tespit edildiğini kaydederek şunları söyledi: “Burada avluya bakan, dış taraflarında savunma niteliği olan birbirine bitişik yapılardan bahsedebiliriz. Bu yapılar, kamusal yapıları da içeriyor. Dolayısıyla biz burayı, ‘Yukarı Şehir’ olarak adlandırıyoruz. Aşağı kısımda ise daha çok konut yapıları bulunuyor. Bu da aslında, sosyal organizasyonun, sınıflaşmanın ve bir yönetici sınıfın burada var olduğunu gösteriyor. Şehirleşmeyle birlikte artık sınıflar ortaya çıkmaya başlıyor. Bu sınıfların bir organizasyonu var. Burada biz özellikle yöneticilere ait bazı yapılar ortaya çıkardık. Bunlardan bir tanesi, 31 metre uzunluğunda ve 24 metre genişliğinde yönetici yapısı. O dönem için oldukça büyük ve anıtsal bir yapı.”
5 BİN YILLIK İNSAN İSKELETLERİ BULUNDU
İlk Tunç Çağı’na ilişkin yürütülen kazı çalışmalarında 20’ye yakın mezar bulundu. Mezarlarda hayvan kemiklerinin yanı sıra insan iskeletleri ortaya çıkarıldı. Çıkarılan iskeletler DNA incelemesine alınırken, sonuçlarının en az 1 yıl sonra alınacağı belirtildi. Kazı alanında bulunan 2 insan iskeletinin ardından çömlek mezar içerisinde 2-4 yaşlarında ve 13-14 yaşlarında iki iskelet daha bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Murat Türkteki, şöyle konuştu: Alanın geri kalan kısmında ise daha çok, bizim küp mezar dediğimiz çömlek mezarlar ortaya çıkarıldı. Mezarlığın bu kesimi daha çok, kadınların ve çocukların olduğu, biraz daha mezarlık alanının etrafındaymışız gibi görünüyor. Mezarlığın tam olarak merkezini kazmadık. Çocuk gömülerinde ve diğer gömülerde ölü hediyelerine de rastladık. Bunlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyeleri bizlerle birlikte çalışıyor. Yine ortaya çıkardığımız iskeletlerden biri, çömlek mezar içerisinde. Aslında bir taş sandukanın içine oturtulmuş. Üzerini açtıktan sonra içerisinde 13-14 yaşlarında bir çocuğa ait kemiklere rastladık. Yine alanın kuzey kısmında, hemen aşağısında 2-4 yaşlarında bir bebeğe rastladık. Yine yanında hediyesiyle ve kaplarıyla birlikte. Özellikle gömülüş pozisyonlarında, bizim anne karnındaki fetüs pozisyonu görüyoruz.
2 BUÇUK MİLYON ZARİFE OTU BULUNDU
Çalışmalarda sadece mimari bulguları, çanak-çömleği veya iskeletleri değerlendirmediklerini anlatan Doç. Dr. Türkteki, hâlâ tıp alanında kullanılan zarife otundan 2.5 milyon adet bulduklarını belirterek, “İki katlı yangın geçirmiş bir bina içerisindeki bir çömlekte yaklaşık 2.5 milyon tane zarife otu tohumu tespit ettik. Zarife otu bugün tıp alanında, aromatik olarak hâlâ kullanılan bir bitki” dedi. (Eskişehir/DHA)