14 Ağustos 2019 23:15

Denize nazır rant yangını

Bayramın ilk gününden itibaren Türkiye’nin ciğerleri yanıyor. Yangınların turizm, maden ve inşaat sektörlerinin göz diktiği yerlerde çıkması kafalarda soru işaretleri oluşturuyor.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Eylem NAZLIER
Can Deniz ERALDEMİR

Bayramın ilk gününden itibaren birçok yerde çıkan orman yangınlarıyla binlerce hektar alan kül oldu. Dün orman yangınlarını, ‘Bir günde 27 tarım alanı ve ormanda yangın çıktı” başlığıyla duyurmuştuk. Oldukça yüksek olan bu rakamın orman yangınlarının sonunu müjdelediğini sanmıştık. Ama öyle olmadı. Kütahya Tavşanlı, Balıkesir, Biga, Marmara Adası, Burgaz Ada, Gebze olmak üzere Türkiye’nin ciğerlerindeki yangın söndürülmüşken yeni yangın haberleri geldi.  Bu defa Eskişehir ve Malatya yanıyordu. Eskişehir’de yaklaşık 30 hektarlık alanda etkili olan yangında yüzlerce ağaç kül oldu. Sabaha kadar süren çalışmaların ardından yangın kontrol altına alınarak soğutma çalışmasına başlandı.

Malatya’daki ormanlık alanın büyük çoğunluğunun bulunduğu Beydağı’da çıkan yangın, itfaiye ekipleri tarafından 3 saat süren çalışmayla söndürüldü. Yangında 5 hektarlık alan kül oldu. Üst üste çıkan ve geç söndürülen yangınlar kafalarda soru işaretlerine neden oluyor. Bu soruları Prof. Beyza Üstün, Prof. Doğanay Tolunay, Çevre Mühendisi Baran Bozoğlu’ya sorduk. İşte yanıtları.

BİRÇOK YERDE KASITLI ÇIKARILIYOR

Prof. Dr. Beyza Üstün, orman yangınlarının kendiliğinden çıkan yangınların ötesine geçtiğini söyleyerek, “Bu yangınlar Kürdistan bölgesinde insansızlaştırmak, alan açmak için yapılıyor. Batıda da daha çok turizm, rüzgar, enerji santralleri ya da madenler konuşlanması için çıkarılıyor. 2014 yılında çıkan yangınları da göz önüne aldığımızda maden sahaları rahatlıkla kesim yapılmadan açılmış oluyor. Bir yığın yerde biz kasıtlı çıkarılan yangınları görüyoruz. Ekosisteme karşı açılmış bir savaş durumu bu. Sonuçta baktığınızda o boş alanların dönüştürüldüğünü görüyoruz. Oralara maden işletmeleri, oteller konuşlandırılıyor. Dolayısıyla nedeni ve sonucu arasında sıkı bir ilişki olan bir süreci yaşıyoruz” dedi.

Üstün, “Hasankeyf’te boşaltılacak alanlar yakıldı, Dersim öyle, Perisu Vadisi keza öyle. Orman yangınlarının arttığına tanıklık ediyoruz. Batıda da aynı şekilde. Daha hızlı, doğal alanları kullanıma açmak amacıyla yakılan yerler. Çok acı!  Halktan herkesin canı yanıyor. Bunun tesadüfen çıkarıldığı, sigara, cam atıldığı da çıkarıldı demek abesle intikal. Bilinerek çıkartılıyor. Siyasi amaçla çıkarılıyor. İktidar 2015’teki politikalarını hızlı bir şekilde hayata geçiriyor. Yasayla da doğal alanların kullanıma açılmasını kolaylaştırıyorlar” diye konuştu.

Beyza Üstün, “Orman konusunda da 2000’li bütün üst ölçekli planlardan önce 2B uygulamasını getirdiler. 2A, 2B diye ormanları sınıflandırmaya başladılar. Bunun amacı aslında orman alanlarında vasfını yitirenler ve yitirmeyenler gibi bir alan açmak. Dolayısıyla ‘Vasfını yitirdi’ tanımını yaptıkları yeri kullanıma açarak ‘yasal hale’ getirecekler” dedi.

EKOLOJİ BİRLİĞİ: ‘ÇIKAN YANGINLARIN DENİZ MANZARALI OLMASI TESADÜF MÜ?​’

Ekoloji Birliği son dönemde artan orman yangınları ve bu yangınlara geç müdahale edildiği iddiaları ile ilgili bir açıklama yaptı. Orman Bakanlığının açıklamasına göre bir ayda 107 orman yangını olduğuna dikkat çeken Ekoloji Birliği, “Marmara yangınında sosyal paylaşımlara düşen görüntülerde yurttaşların haber vermesine rağmen zamanında müdahalenin yapılmaması kuşkuları artırmaktadır.            Yakılan, yanan ormanlarımızın yerlerinde bir zaman sonra otellerin yükselmesi tesadüf mü? Çıkan, çıkarılan yangınların deniz manzaralı olması tesadüf mü? Rant düzeninde, ülkenin sömürüsü uğruna, endüstriyel tarım, turizm, maden ve inşaat sektörlerinin neresi sömürülecekse orada faili meçhul yangınların çıkarılarak orman vasfını yitirmesi sağlanmaktadır. Bu sektörler nereyi işaret ederse ertesi gün o ormanlar bir yangına kurban verilmekte, yaşam ve doğa yok edilmektedir” denildi.

Haziran ayı başında “Turizm sektörü; rant mekanı belirlediği bir çok orman alanını gerek etkisini kullanıp yasa düzenleyerek, gerekse yakmak yoluyla, orman vasfından çıkarıp kendine alan açmaktadır” diye bir açıklama yaptıklarını hatırlatan Ekoloji Birliği şunları dile getirdi; “Haziran ayındaki önerilerimizi yineliyoruz: Gerek merkezi iktidar gerekse yerel yönetimler şimdiden kendi sınırları içindeki ormanların korunması için, ekipman ve çalışanlarına bu yönlü eğitimler vererek yangınlara hazırlıklı olmalı. Olası yangınların hızlı ve etkin bir biçimde söndürülebilmesi için karayolları bölge bakım merkezlerine benzer, orman yangınlarına yerel (bölgesel) müdahale birimleri oluşturulmalı ve buralarda en az bir yangın helikopteri veya uçağının bulundurulması sağlanmalıdır. Orman Bakanlığı bir ayda 107 yangın oldu diyor ama bir tane sorumlu bulunmuyor. Gereğini yapmayan yetkililer yargılanmalı, istifa etmeliler. Yanan ormanların imara açılmasına izin verilmemeli, soğutma işleminden sonra yeniden orman vasfına sahip olması için çalışmalar başlatılmalıdır.”

ORMAN YANGINLARI KADER DEĞİL

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Orman Genel Müdürlüğünün, yangınların yüzde 95’inin insan kaynaklı olduğunu açıkladığını hatırlatarak, “Dolayısıyla bu bizim kaderimiz değil. Orman yangınları engellenebilir, önlenebilir. Öncelikle orman yangınlarına müdahaleden ziyade kaç tane helikopter, kaç tane personelden ziyade bu yangınların nasıl önlenebileceğini konuşmak daha önemli. Önleyici faaliyetin yeterince uygulanmadığını görüyoruz” dedi.

Devletin alması gereken önlemleri yeterince almadığına da dikkat çeken Bozoğlu, “Örneğin sıcak günlerde ve rüzgarın yoğun, nemin az olduğu dönemlerde yangın riski fazla olur. Böyle dönemlerde orman alanlarının korunması, denetimlerin artırılması, bu bölgedeki insanların ateş yakma gibi faaliyetlerinin önlenmesi gerekiyor. Erken uyarı sistemlerinin de geliştirilmesi gerekiyor. Orman yangınlarına müdahale edilmesi konusunda da artık daha etkin olunması gerekiyor. İklim değişikliği sorunu orman yangınları riskini artıracak” dedi.

Orman alanlarının yapılaşmaya açılması için orman yangınlarının çıkarıldığının söylenmesinin doğruyu yansıtmadığını söyleyen Bozoğlu, “Ama artık yeni kanunlarımızda ormanlık alanlarımız madencilik faaliyetlerinde, turizm alanlarına açılmasında bir engel yok. Kamu yararı ifadesi kullanılarak zaten turizm alanları ve maden alanlarına açılabiliyor. Dolayısıyla yangın çıkarma ihtiyacı duyulmadan var olan orman alanları bu kanunlar kapsamında zaten yapılaşmaya açılıyor. Yangın çıkarmaya ihtiyaç duyulmadan zaten ormanlarımız artık tahrip ediliyor” diye konuştu.

YANGINA MEVSİMLİK DEĞİL 12 AY DÜZENLİ ÇALIŞAN İŞÇİ MÜDAHALE ETMELİ

Orman yangınlarının yarısının ihmallerden çıktığını belirten İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, ihmallere dikkat çekerek şunları söyledi: “İnsanların ormanın içine daha fazla girmeye başlaması yangınlarda artışa sebep oldu. Son dönemde orman içinde çok sayıda tesis var. Çöplükler var. Çöplüklerden çıkan ateşler var. Örneğin yine Datça yangınında olduğu gibi, resmi kaynaklarda açıklandı bu da, orman içindeki telefon şebekesinin tesisinde baz istasyonundan çıkan kıvılcımlardan, ormandan geçen elektrik nakil hatlarının birbirlerine çarpmasıyla çıkan kıvılcımlar sebebiyle çıkan yangınlar var”. Tolunay, “Her yangına uçakla veya helikopterle müdahale edilecek diye bir şey yok. Orman yangınlarını söndürülmesi için en önemli şey yerden müdahaledir. İnsan gücüyle müdahaledir. Helikopter ve uçaklar yangının ilerlemesini yavaşlatır ama son noktayı koymak için mutlaka yerden insan gücüyle yangına müdahale ekipleriyle müdahale edilmesi gerekir. Bu konuda orman genel müdürlüğünün eksikleri olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu yangın müdahale ekiplerindekiler mevsimlik işçi olarak adlandırılıyor. Sadece yaklaşık beş altı ay gibi bir süre için iş veriliyor. Sonra çıkarılıyor işten. Bana göre yangın müdahale ekiplerinin 12 ay görevlendirilmesi gerekiyor.  Eğitimlerinin verilmesi gerekiyor. Hem fiziksel güçlerini artırmak için antrenmanların yapılması, hem de plan programlarla yerden müdahalede kullanılacak aletlerin kullanımı ile ilgili eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Bunların çok fazla yapıldığını söyleyemeyiz.

ÖNCEKİ HABER

İşçi ressam, yol çalışmalarını tuvale aktardı

SONRAKİ HABER

İlk Türk Kadın Opera Sanatçısı: Semiha Berksoy

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa