Hükümetin yarın sunacağı teklif öncesi kamu emekçileri iş yerinde birlik istiyor
Hükümetin kamu emekçilerine sunacağı teklif öncesi, emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını bir okulda yardımcı hizmetler sınıfında çalışan A.Ö. ile konuştuk.
![Hükümetin yarın sunacağı teklif öncesi kamu emekçileri iş yerinde birlik istiyor](https://www.evrensel.net/upload/dosya/143883.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Buse VURDU
Ankara
Milyonlarca kamu emekçisini ve emekliyi ilgilendiren 5. dönem toplusözleşme görüşmelerinde hükümetin yarın zam teklifini açıklaması bekleniyor. Yarınki görüşme öncesi, kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını bu kez bir okulda yardımcı hizmetler sınıfında çalışan A.Ö. ile konuştuk. “Devlete kapağı atmış diyorlar ama göründüğü gibi değil” diyen A.Ö. toplusözleşme görüşmelerine ilişkin ise “Herkes iş yerlerinde birlik istiyor” dedi.
A.Ö. kamu emekçisi olduğu için isminin açık şekilde yayımlanmasını istemiyor. Evli ve üç çocuk babası olan A.Ö’nün çocuklarından biri askerde, biri üniversite sınavına hazırlanıyor, diğeri ise üniversite öğrencisi. Eşi ise asgari ücretle, sözleşmeli olarak çalışıyor ama ekonomik kriz koşullarında 5 kişilik bir ailenin geçinmesi oldukça zor. Görevli olduğu ilkokulda görüştüğümüz Eğitim-İş üyesi A.Ö, 3 bin 900 lira maaş ile temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadıklarını söylüyor. Meyve sebze fiyatlarından elektrik zamlarına, çocukların okul masraflarından evin diğer giderlerine her şey ince ince hesaplanmak durumunda kalınıyor. A.Ö. durumu şöyle anlatıyor: “Bugün ayakkabı alsak çorap alamıyoruz, çorap alsak ayakkabı. Pazarda 5 liradan aşağı meyve yok. Sebze desen keza öyle. Her gün yeni bir zamla karşılaşıyoruz. Hastaneye bile gidemiyoruz. 5 kişilik bir ailede herkes ayda birkaç kere hastaneye gitse 250 lira para gidiyor. Bundan bile ödün vermek durumunda kalıyoruz. Evde iyileşmeyi bekliyoruz.”
"HERKESİN KAFASI DALGIN"
Hükümetin ülke ekonomisine dair çizmeye çalıştığı tabloya da değinen A.Ö, “Hükümet büyüyoruz diyor, onlar için büyüyor olabilir, biz küçülüyoruz. Bu bölgenin 14. caddesi var, işlek bir caddedir. Caddeden inelim, bakalım gülen bir insan görebilecek miyiz? Mutlu bir insan bulabilecek miyiz? Herkesin kafası dalgın. Ben de dalgınım. Kaç kişi hayatından memnun? Ekonomik koşullardan dolayı ailelerin yuvaları yıkılıyor. Bir sürü insanın psikolojisi bozuk, ilaç kullanıyor herkes. Ülkemiz iyi bir durumda olsaydı bunlarla bu kadar karşılaşır mıydık?” diyor.
"İŞ YERİNDE İNSANLAR BİRLİK İSTİYOR"
Kamu toplusözleşmelerine dair düşüncelerini sorduğumuz A.Ö, TİS süreçlerinde sendikaların yan yana gelerek emekçilerin haklarını savunması gerektiğini söylüyor: “Birlik olursak haklarımızı daha kolay alırız. Ücret de çalışma koşulları da hepimizi etkileyen sorunlar. İş yerlerinde görüyoruz, insanlar birlik istiyor. Sendika ayırmadan hakkımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Ama Memur-Sen’in verdiği teklif ortada. Hükümetin verdiğinin yarım puan üstüne imzayı atarlar. O yarım puan da halkın karşısında “Biz şunu istedik, hükümet şunu verdi, biz de ancak buna çekebildik” diyebilmek için. Göz boyama yani. Enflasyon almış başını gitmişken verdikleri teklif belli” diyor.
"YAKINLARIMIZI YA CENAZEDE YA DÜĞÜNDE GÖREBİLİYORUZ"
A.Ö, “İyi ve dengeli beslenebilmek, sosyal faaliyetlere katılabilmek ve çocukların iyi bir eğitim alabilmesi için aylık 10 bin liraya ihtiyaç var” diyor. Şu an bunların hiçbirini gerçekleştiremediklerini dile getiren A.Ö, “Tatile gidemiyoruz, sinemaya gidemiyoruz, memlekete gidemiyoruz. Yakınlarımızı ya cenaze ya düğün olursa görebiliyoruz. Çocuklardan biri üniversiteye hazırlanacak bu yıl. Para yetmediği için ancak kıytırık yerlerde dershaneye verebiliyoruz. ‘Memur olmuş, devlete kapağı atmış, bundan rahatı yok’ diye bakılıyor. Ama göründüğü gibi değil” diye anlatıyor durumlarını.
"GÖREV TANIMI NETLEŞMELİ"
Toplusözleşme sürecinde, Memur-Sen’in yardımcı hizmetler sınıfının taleplerine yer vermemesine de tepki gösteren A.Ö, görev tanımlarının netleştirilmesini ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyor. A.Ö, görev tanımlarının ve çalışma saatlerinin belli olmamasından dolayı her işe koşturulduklarını ifade ederek, “Ben kaloriferci kadrosundaydım, bekçiliğe atadılar. Şimdi yazın da halı sahaya bakıyorum. Yardımcı hizmetler diye geçtiği için görev tanımı yok, istedikleri yerde kullanıyor. İtiraz etme hakkı bırakmıyorlar” diyor.
Evrensel'i Takip Et