22 Ağustos 2019 02:22

Mercedes Müzesi: Emeğin tarihine yolculuk

Ali Çarman, dünyaca ünlü otomobil fabrikası Mercedes’in Stuttgart’taki spiral şeklinde dizayn edilmiş 8 katlı müzesinin, 16 bin 500 metrekarelik sergi alanını yazdı.

Fotoğraf: Ali Çarman/EVRENSEL

Paylaş

Ali ÇARMAN
Stuttgart

Stuttgart’ta yalnız Almanya’da değil bütün dünyada tanınan bir otomobil fabrikası ve tabii müzesi var. Şehir merkezinde, tren istasyonu kulesinin tepesinde sürekli dönen kocaman Mercedes amblemi dikkatinizi çekmediyse, kamuya ait kurumlarda dağıtılan broşürlerde karşınıza çıkar Mercedes Müzesi.

2006 mayısında büyük bir törenle açılan müze kısa bir sürede Stuttgart’ın en tanınan yerlerden biri oldu. Spiral şeklinde dizayn edilmiş 8 katlı müzenin 16 bin 500 metrekarelik sergi alanı var. Gruplar halinde asansörle yukarı çıkarken motor sesleriyle adeta büyüleniyorsunuz. Müzeyi, her yıl 800 bin ile bir milyon arası kişi ziyaret ediyor. 

ATLA YARIŞAN İNSAN

Çalıştırdığı on binlerce işçi sayesinde her yıl rekor karlara imza atan Mercedes patronları, müzenin konforu için bonkör davranmış. Kapıdan içeri adım atar atmaz bu hissediliyor. Sekizinci katta başlayan turda ziyaretçileri içi doldurulmuş bir atın ayakları arasına asılmış, İmparator 2. Wilhelm’in ‘‘Ben atlara inanıyorum. Otomobil, geçici bir hevesten başka bir şey değil’’ sözü karşılıyor. Dünyanın dört bir tarafından gelmiş insanlarla emeğin tarihine yolculuğa başlıyoruz.

İlk otomobil, daha doğrusu ilk motorlu bisiklet de denebilir, 1885 yapımı. Bu araç 0.5 beygir gücünde. Sonra giderek gücü artan üç ve dört tekerlekli lüks paytonları çağrıştıran araçlar ile otomobilin tarihi gelişimine yukardan aşağıya adım adım yol alıyoruz.  Müzede; Carl Benz, Gottlieb Daimler ve Wilhelm Maybach tarafında geliştirilen motorlu araçların gelişim seyrine göre dizayn edilmiş fotoğraf panolarında 1900’lü yıllarda işçi sınıfının ağır çalışma koşulları da görülüyor. 

ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK İSTEYEN KADINLAR

Eyfel Kulesi’nin açılışı, röntgen filminin bulunuşu, seçim hakkı için yürüyüş yapan kadın panosu gibi çeşitli panolar var. Einstein panosunu inceledikten sonra karşımıza ilk modern otomobil çıkıyor. 1902 yılında Tüccar Emil Jellinek’in kızı Mercedes’in ismi marka olarak tescil edildiği bir başka panoda gösterilmiş. Müzenin her katında değişik tarihlerde üretilmiş itfaiye arabası, otobüs, kamyon, taksi ve envai türden araçlar yüzlerce kişinin ilgi odağı oluyor.

FAŞİZM SEMBOLÜ İLE İÇ İÇE GEÇMİŞ, MERCEDES SEMBOLİ 

İşsizliğin en üst boyutlarda olduğu İkinci Dünya Savaşı yıllarında Hitler otomobil tekelleri ve kendi gelecek planları için görülmedik biçimde yol yapımını başlatır.  Hitler’in büyük bir kalabalığa konuşma yaptığı miting fotoğraflarının yer aldığı panoda 1936’lardan itibaren fabrikaların nasıl silah üreten yerlere dönüştüğünü gösteriyor. Müzede, Mercedes sembolü ile faşizm sembolünün iç içe geçtiğini gösteren objeler yanında Charlie Chaplin’nin Modern Zamanlar film çalışmaları, toplama kamplarından belgeler, Normandiya Çıkarması ve daha nice konuları bulmak mümkün.

1970’LERDE MERCEDES’TE ÇALIŞAN HER DÖRT İŞÇİDEN BİRİ ‘MİSAFİR’ İŞÇİDİR

Faşizm yenilmiş İkinci Dünya Savaşı sona ermiştir. Şimdi yaraları sarma zamanı. Alman sermayesinin ucuz iş gücüne ihtiyacı var.  1955’te İtalya, peşinden Yugoslavya, Yunanistan ve ekim 1961’de Türkiye’den binlerce işçinin Münih üzerinden otobüslerle getirilişi... 1970’lerde Mercedes’te çalışan her dört işçiden biri ‘misafir’ işçidir. İşyeri işçi temsilciliği seçim göstergeleri, altı dilde yayımlanmış dikkat uyarı afişleri ve gazete haberlerine baktıkça zamanın nasıl aktığını fark etmiyorsunuz.

1964’te dünya boks şampiyonu olan Muhammed Ali Clay, 1968 gençlik hareketi ve aya ilk çıkış panoları. 1973 dünya petrol krizi, 1977 RAF eylemleri, sıkılı yumruğu ile özgürlüğü kazanan Mandela... Sanki Mercedes Müzesi değil emeğin tarihi müzesinde geziniyoruz.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDAN VE EKİM DEVRİMİ'NE

Müzede tarihsel birçok olay, fotoğraflarla yansıtılmış. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı fotoğraflarının hemen bir iki adım ötesinde tarihi konuşmasını yapan Lenin ve Ekim Devrimi’ni yansıtan, yanında 1920’lerde Amerika’daki alkol yasağı dönemi, eldeki balyoz ile koca viski varillerinin parçalanmasını gösteren fotoğraflar. Ve daha Birinci Dünya Savaşı’nın yaraları sarılmadan 1923’te fark edilmekte olan ekonomik krizin belirtileri; bir litre sütün 1500 mark olduğu kriz ve savaş zamanlarını yansıtan fotoğraflar. Yaldızlı harflerle duvara nakşedilen Mercedes yazısı, bu bölüme ilgi yoğun, otomobillerin önünde fotoğraf çeken çekene.

UÇAKLA YARIŞAN OTOMOBİLLER

Sürat otomobilleri ve büyük araçların sergilendiği son durağa yani birinci kata iniyoruz. Uçakla yarışabilecek ve hızı 600 kilometreyi bulan otomobilin zarafeti hayranlık uyandırıyor. Bad Cannstat’ta bulunan müze günün her saatinde oldukça yoğun ilgi görüyor. Mercedes’in hava, kara ve denizler için ürettiği tüm ürünlerden örnekler görmek mümkün. Etkileyici bir yer olan Mercedes Müzesi’ni gezdikten sonra insan düşünmeden edemiyor; dünyanın her yerinde yıldız olan Mercedes’in bu parıltısı on binlerce işçinin gece gündüz verdiği emekte saklı. Yine de kolektif emeğin üretkenliğinin güzelliklerini ve sonuçlarını görmek isteyen herkesin görmesini öneririm.

 

ÖNCEKİ HABER

Adana'dan kayyum tepkisi: Kayyum atayacaklarına önce ekonomiyi düzeltsinler

SONRAKİ HABER

Emek Gençliğinden Emniyetin üniversitede dağıttığı ‘terör’ broşürüne tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa