27 Ağustos 2019 01:00

Konut kredisinde faiz indirimi satışları etkilemedi, gerileme sürüyor

İnşaat sektöründe yaşanan kriz inşaat işçilerini vururken, geçen sene kredi çekenler bu sene hacizlik oluyor. Aylardır işsiz kalan işçiler borçla geçinmeye çalışıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Konut kredilerinde aylık faiz oranları yüzde 0.79 ila 0.99’a kadar indirildi. Ancak satışlar hâlâ geçtiğimiz yıla oranla yüzde 17.5 geride. İnşaattaki kriz işçilere işsizlik ve yoksullaşma olarak yansıdı. Aylardır işsiz gezince borçları da artan işçiler borçla geçiniyor. Adana’da görüştüğümüz inşaat işçileri “Geçen sene kredi çeken işçilerin hepsi bu sene hacizlik” diyor. İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt ise faiz oranlarının düşürülmesini toprağa can suyu vermek olarak değerlendirerek, “Can suyu veriliyor ama toprak kurak. Genel ekonomi iyileşmeden, inşaatta üretim olmadan stoku tüketmeye yönelik yapılan bu müdahaleler kalıcı bir sonuç vermez” dedi.

Kalıpçılık yapan Recai Gerçe yaklaşık 8 aydır işsiz. Krizin faturasını çok ağır olarak ödediklerini ifade eden Gerçe, 20 yıllık meslek hayatında bu krizde olduğu kadar uzun süre işsiz kalmadığını söylüyor. Ülkenin iyi yönetilmediğini ifade eden Gerçe, dış politikadaki yanlışların da kendi hayatlarına olumsuz etkileri olduğunu belirterek, “Eskiden kriz olduğunda yurt dışına giden inşaat işçileri vardı. Türkiye’den en çok Suriye’ye, Arap ülkelerine işçi gidiyordu. Şimdi bunların hepsi ile düşmansınız. Türk Cumhuriyetleri var ama o da önceki gibi yoğun değil. İnşaat işçileri açısından yurt dışı kapıları da kapandı” diyor.

"İŞÇİNİN BU SÜRECE MÜDAHALE ETMEKTEN BAŞKA ÇARESİ YOK"

Krizin faturasının işçilere çıkarıldığını ifade eden Gerçe, “Pazara gidiyorsun, fiyatlar biraz düşmüş görünüyor ama bu bir politikanın sonucu değil. Talep olmayınca fiyatlar da düşüyor. Ancak cebinde para olmaza fiyatların düşmesi neye yarayacak?​” diyor. Krizde de kazananın patronlar olduğunu ifade eden Gerçe, “Eskiden Adana fabrikalarla doluydu. Büyük kamu fabrikaları kapatıldı, BOSSA fabrikaları küçüldü. Şimdi patronlar borsadan, dövizden para kazanıyor. İşçinin böyle bir şansı yok. İşçi bu sürece müdahale etmeden krizden çıkma şansı yok” diyor.

"İŞ İÇİN NEREYE GİTSEN BOŞ DÜKKANI GÖSTERİYOR"

İnşaatlarda taşeron olarak PVC kapı, pencere işi yapan Mazlum Zeyrek krize bağlı olarak yeni inşaatlar yapılmayınca yanında çalışan 8-9 işçi ile işsiz kalmış. Kapı kapı iş aramaktan bir sonuç alamayınca ne iş olsa yaparım mantığı ile İŞKUR’a kayıt yaptırmış. İŞKUR çıkışında konuştuğumuz Zeyrek, son bir yılda yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor: “1 senedir işsizim. Kendi mesleğimizden vazgeçtik. Ne iş olsa yapacaktık. Ama inşaattan hayvancılığına kadar iş yok. Kaynak, mekanik bölümü, mobilyacı olsun, buraları gezdik. Kimin yanına gitsen boş dükkanı gösteriyorlar. Biz de İŞKUR’a gittik. İş için başvuru yaptık. Eşten, dosttan borç alarak geçiniyoruz. Evliyim, 2 çocuğum var. Ailemle birlikte yaşıyorum. Elimizdeki avucumuzdakini yiyorduk, o da bitiyor. Biriktirdiğimiz altınları bozdurduk. Arabayı sattık. Marketlerden borçla alışveriş yapıyoruz” dedi.

"İŞÇİ MECBUREN ELİNDE OLANI SATIYOR"

Son bir yılda en fazla 4 ay çalışan 38 yaşındaki Halil Can, Merkez Bankasındaki yedek akçenin bütçeye aktarılmasına bakarak ekonominin kötüye gideceğini düşünüyor. Kendilerinin yedek akçesi olmadığını dile getiren Can, bebeğinin dünyaya gelmesi ile birlikte yıllarca emek verip aldığı arabasını da satacağını söylüyor. İşçilerin düşünülmediğini ifade eden Can, bir kısmı inşaat şirketlerinin borcu için ayrılan yedek akçenin kendilerine bir faydası olmayacağını düşünüyor. Kendilerine zam gelirken zenginlere teşvikler getirildiğini dile getiren Can, “Bize zam geliyor. Zenginlere de teşvikler geliyor. Zamlarla, kıdem tazminatının fona devri ile olan işçiye oluyor. İşçi borçla geçinmek zorunda kalıyor. Borcu olan zenginler borçlarını ertelemek için konkordato ilan ediyor. İşçi nasıl konkordato ilan etsin?​’ diye konuştu.

"EMEKLİLİK HAYAL, AİLEDE 65’İ GÖREN OLMADI"

Gelecekle ilgili güvencelerinin de olmadığını dile getiren Can, “Emekliliğimiz için 65’i bekliyoruz. Ama ailede 65’i gören yok. Babam, amcam hepsi kalp krizinden gittiği için kimse 65’i görmedi. Sigorta çalıştığımız gün kadar yatırılıyor. Kendi isteği ile ayrılmış gösterdiği için işsizlik parası da alamıyoruz. Meslek hayatım boyunca işsizlik parası hiç almadım. Kıdem zaten alamıyoruz, sigortamızı yatırırlarsa yeter diyoruz” diye konuştu. 

"ÇOĞU İNŞAAT İŞÇİSİ HACİZLİK"

Gerçek enflasyonu görmek için sadece yakıt ve enerjideki artışa bakmanın yeterli olduğunu ifade eden Can, “Yüzde 60-70’i buldu. 5 kuruş iniyor, 30 kuruş yükseliyor. Devlet fabrika yapması gerekirken inşaat sektörüne girdi. Geçen sene kredi alan şu anda hacizlik olmuş. En az bin kişi var. İş var diye kredi ile almış. İş olmadığı için işsiz kaldığı için bankalar haciz koyuyor. Çoğu inşaat işçisi bu durumda.  Bundan sonra inşaatı bırakacağız. Başka sektöre gitmemiz lazım. İnşaata kalırsak aç kalırız. İnşaatta çalışsan da nakit gelmez” dedi. 

"FAİZLERİN DÜŞMESİ ÇÖZÜM OLMAYACAK"

Sıvacı Doğan Temur ağır iş raporu ile çalışıp aslında daha fazla ücret almalarına rağmen ücretleri asgari ücret üzerinden yatırıldığı için emekli olunca 1400 lira aylık bağlanmasından şikayetçi. Emekli maaşının masraflarının çok azını karşılayabildiğini ifade eden Temur, bu yüzden emekli olmasına rağmen inşaatta çalışmaya devam ediyor. Yapılan evler eskisi gibi satılmadığı için inşaatların durduğunu, devam eden inşaatlarda da işçi sayısının azalığını ifade eden Temur, “Sıva, alçıda 20 kişi çalışıyordu, şimdi 7 kişi çalışıyor. Çünkü müteahhidin elinde kalmış yavaş yavaş yaptırıyor. Normalde bu inşaat 3-4 aya biterdi, 1 senedir devam ediyor” dedi. Yevmiyelerin geçen sene ile aynı olduğunu ifade eden Temur, “Gerçekte yüzde 50 enflasyon var. Biz kabala çalışıyoruz. Sıvanın metrajını geçen sene 15 liraya yapıyorduk. Bu sene 10 lira, 8 lira. Alçı içerisinde dış cephe ile birlikte 305 bin liralık işi 200 bin liraya aldık” dedi. Faizlerin düşmesinin çözüm olmadığını dile getiren Temur, “İnsanlar daha fazla borçlanacak, kriz daha da kötü olacak” dedi.


ZEKERİYA TURANBAYBURT: CAN SUYU VERİYORLAR AMA TOPRAK KURAK

Faizi indirmediği gerekçesiyle Merkez Bankası Başkanı değiştirildi, faiz oranları düşürüldü. Kamu bankaları Ziraat Bankası, Vakıf Bank ve Halkbank konut kredisi faizlerini yüzde 1’in altına çekti, vadeleri 180 aya çıkardı. Vakıf Bank, anlaşmalı firmalardan alınacak konutlar için aylık yüzde 0.79 faiz oranı belirledi. Ancak konut piyasasındaki yavaşlama durmadı. TÜİK’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı verilere göre Türkiye genelinde konut satışları temmuz ayında bir önceki aya göre 40 bin 881, mayıs ayına göre 10 bin 299 artsa da yılın aynı ayına göre yüzde 17.5 oranında azalarak 102 bin 236 oldu.

"SADECE FAİZLERİ DÜŞÜRMEK ÇÖZÜM DEĞİL"

Konut piyasasındaki hareketlenmeyi geçici bir hareketlenme olarak değerlendiren İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, inşaatta maliyetlerin arttığını, üretimin durduğunu belirterek konut stokunu eritmeye yönelik hamlelerin çözüm olmadığını ifade etti. Yüksek enflasyon ve işsizlik altında ezilen düşük gelirli vatandaşın krizi aşıp ev alamayacağını dile getiren Turanbayburt, “Müteahhitler işi yürütebilmek için bankadan kredi alıyorlar. Borçlular. Borçlarını ödemek için daire satmaları gerekiyor. Faizler yüksek olduğu için satışlar çok düşmüştü. Şimdi faizler düştü. Müşteri arıyorlar ama aylık yüzde 0.79 faiz oranı ve 180 ay vade ile 150 bin kredi çeken biri aylık 1564 lira öder. Gelir kaynağı asgari ücret olan ya da yüzde 15-30 fazlası alan vatandaş kriz koşullarında ancak kendi yaşamlarını idame ettirir. 5-6 in lira alan biri gözünü karartırsa ev alabilir. Görünen artış faizlerin düşmesini bekleyen orta gelirlilerin sağladığı geçici bir artış. Kriz devam ettiği, ücretler enflasyon karşısında eridiği, işsizlik artmaya devam ettiği sürece sadece faizleri düşürerek sektörde satışları ancak geçici olarak canlandırabilirsiniz ki bu da geçen yılın da altında” dedi. 

"SATILMAMIŞ STOKUN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU HÂLÂ DURUYOR"

Mevcut iktidarın geçmişte inşaat üzerinden daha fazla sermaye hareketini sağladığını ifade eden Tuanbayburt, “Şimdi bundan geri adım atmak zorunda kaldı. Çünkü dışarıdan aldığı kredileri ödeyemez hale geldi. Şehir hastanesi yapıyorsunuz, birine veriyorsunuz, geri dönüş parasını müteahhide ödemek için hastaneye gitmeyen hastanın da parasını ödüyorsunuz. Köprüde de aynı, geçmeyen aracın parasını ödüyorsunuz. Yaptığınız yatırımın karşılığında gerekli geliri elde edemeyince kasanızdan ödeme yapıyorsunuz” dedi. Türkiye’nin genel ekonomisinin kötü olduğunu ifade eden Turanbayburt, “Genel politikaya bakınca inşaat sektöründen uzaklaşıyor. TOKİ ev yapmıyor mesela. Büyük yatırımlı projeler yok. Yapı stokunun eritilmesi için çözüm üretmek istiyorlar ama bu çözüm karşılamıyor. 1 milyon satılmamış konut stoku var. 100 bin satılırsa yüzde 90’ı hâlâ duruyor. Bu sayı Adana’daki müteahhitleri bile kurtarmaz” dedi. 

"YAPILAN BİNA SAYISI YÜZDE 60 DÜŞTÜ"

İnşaat maliyeti geçen yıla göre arttı. TÜİK’te yer alan verilere göre maliyet endeksi 2019 yılı haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0.79 düştü, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21.10 arttı. 2019’un ilk 6 ayında belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatı üzerinden hazırlanan yapı izin istatistiklerine göre bir önceki yıla göre bina sayısı yüzde 60, daire sayısı yüzde 66.3, yüzölçümü yüzde 60.1 azalmıştı. 2017’nin ilk 6 ayında yapılan bina sayısı 77 bin 331, 2018’de 56 bin 222 iken bu rakam 2019 yılında 22 bin 485’e kadar geriledi. Tek başına konut satışının bir şey ifade etmediğini dile getiren Turanbayburt, inşaat sektörünün kendisi ile birlikte 200-250 kalemi hareket ettirdiğini belirterek “Bu hareket alanlarında canlanma olması için üretimin yoğun olması gerekiyor. Adana’ya bakılırsa inşaat sektöründe hareketlilik yok. Çünkü müteahhitler zorda. Adana’da müteahhitlerin çoğu konkordato ilan etti, çoğu iflas etti, bunun için intihar edenler bile oldu. Bankalar kredi ödeyemeyen insanlar için ipotek koyuyor. Bankaların sattığı ev oranı emlakçılarınkinden daha fazla. Adana’daki müteahhitlerin binalarına, araçlarına çoğu bankalara olan borçlarından el konuluyor, kendi problemlerini çözmeden yeniden üretime geçmeyecekler” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Saran: Söyleyecek sözünüz varsa, gelin birlikte söyleyelim

SONRAKİ HABER

Kütahya'da özel maden ocağında göçük: 1 ölü, 1 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa