14. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri verildi
Haber takibi yaparken gözaltına alınan ve dövülerek öldürülen Muhabirimiz Metin Göktepe adına düzenlenen Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu. 14 yıldır olduğu gibi bu yıl da Metin Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan'da verilen ödüller, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Salonu’nda
KATİLLER SERBEST GAZETECİLER TUTUKLU
“Son görünüş” adlı fotoğrafı ile Jüri özel ödülünü alan Doğan Haber Ajansı Diyarbakır Muhabiri Cem Emir ödülünü TTB Merkez Konsey Üyesi Hüseyin Demirdizen’den aldı. Ödülünü aldıktan sonra konuşan Emir, birçok kişiyi öldüren Hizbullah üyelerinin 10 yıl sonra salıverildiğini, haber yapan gazetecilerin ise tutuklandığını dile getirdi.
ÖLEN KADINLAR İÇİN
“Bu manşet 301’lik olurdu” haberiyle bu yıl ilk kez verilen Ahmet Şık ve Nedim Şener ödülünü alan Gazetemiz Muhabiri Hilal Yağız’ın ödülünü ise Fadime Göktepe verdi. Ödülünü öldürülen kadınlara ithaf ettiğini belirten Yağız, Şık, Şener ve Göktepe’nin yolunda ilerleyeceğini söyledi. Fadime Ana ise, “Şık da Nedim de Metin gibidir benim için” diye konuştu. Yerel gazetecilik ödülünü “Siyaset Tuluma Girdi” haberiyle alan Batman Çağdaş Gazetesi Muhabiri Barış Arslan ödülünü Toplumsal Bellek Platformu Üyesi Canan Kaftancıoğlu’ndan aldı. Arslan da ödülünü tutuklu gazeteciler için aldığını dile getirdi. Fotoğraf ödülünü “Sen Yanmazsan Ben Yanmazsam” adlı fotoğrafıyla alan Hürriyet Daily News Muhabiri Selahattin Sönmez’in ödülünü KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar verdi. Çınar sürekli eylemlerde yanlarında Olan Arslan’a ödül vermenin kendisini mutlu ettiğini dile getirdi.
Görüntülü haber ödülünü CNNTürk’te yayınlanan “Hizbullah’ın Dünü Bugünü” haberiyle alan Göksel Göksu’nun ödülünü Gazeteci Umur Talu verdi. Ödülünü aldıktan sonra konuşan Göksu, törene Metin için, Fadime Ana için, Ahmet Şık ve Nedim Şener için özenerek geldiğini ifade etti. 15 yıl önce gazetecilerin öldürüldüğünü, şimdi ise tutuklanarak diri diri gömüldüğünü vurgulayan Göksu, bunlara rağmen gerçekleri yazacak gazetecilerin hâlâ olduğunu ifade etti. ŞIK VE ŞENER İÇİN Haber dalında “AİHM’de Vahim Savunma” haberiyle ödül alan Vatan Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş’ın ödülünü ise TGC Başkanı Orhan Erinç verdi. Erinç, ödülü vermeden önce yaptığı konuşmada, son olarak Şık ve Şener’in tutuklanmalarının yargının geldiği yeri gösterdiğini dile getirdi. Erinç, gazetecilerin örgütlenme ve mücadele etmekten başka yollarının olmadığını ifade etti. Göktaş ise, ikinci kez aldığı ödülün kendisi için onur verici olduğunu dile getirdi. Nedim Şener ile birlikte yaptığı çalışmaları anlatan Göktaş da, ödülünü Şık ve Şener için aldı. Ödül töreninin sonunda yakınlarını siyasi cinayetlere kurban veren aileler adına Canan Kaftancıoğlu bir açıklama yaptı. Ödül töreninin ardından düzenlenen kokteylde, Metin Göktepe’nin doğum günü pastası Göktepe ailesi ve ödül alan gazeteciler tarafından kesildi. (İstanbul/EVRENSEL) Ödül töreni öncesi düzenlenen “İleri Demokrasi’de Basın Özgürlüğü” konulu panele gazeteciler İsmail Saymaz, Ertuğrul Mavioğlu, Umur Talu ve Ragıp Zarakolu konuşmacı olarak katıldı. Panelin Moderatörlüğünü Avukat Fikret İlkiz yaptı. Panelde konuşan Umur Talu, basın üzerindeki baskıların en fazla yoğunlaştığı dönemin bu dönem olduğunu söyledi. Şık ve Şener’in tutukluluk halinin kaldırılması için gazetecilerin ortaklaşa eylem yaptığını belirten Talu, “O eylemde basının duayen isimleri de vardı. Onlar da tutuklu gazetecilerin fotoğraflarını taşıdılar. Biliyoruz ki, bu duayenler eskiden tutuklu gazeteciler için ‘bunlar teröristtir’ demişti. Basın çalışanları; üzerlerinde ordunun, patronların ve iktidarın baskılarını sonlandırmak için mutlaka örgütlenmeli” diye konuştu. Talu’nun ardından konuşan Ertuğrul Mavioğlu da Göktepe ile birlikte çalıştığını, Göktepe öldürüldüğünde şok olduğunu ifade etti. “Bu şok önceki şoklar gibi sonraki şoklar gibi son değildi. Ağır bir şoktu. Bu şoklar, bu mesleği yapanlara, mücadele etmeleri gerektiğini gösteriyor. Gerçeği göstermemizi anlatmamızı istemiyorlar. Başıma ne gelecek diye düşünmek gerçeğin ortaya çıkmasında bir engel” diyen Mavioğlu, “Bu dönem düşünme, konuşma, yazma! İşte faşizm budur” diye konuştu. Mavioğlu’nun ardından konuşan İsmail Saymaz, 14 Nisan'da Şık ve Şener için bir eylem yapılacağı bilgisini verdi. “Beni haberlerimden dolayı yargılayan ve 100 bin TL tazminat isteyen savcı, şu an tarihi eser kaçakçılığından yargılananlardan rüşvet istediğinden dolayı yargılanıyor” diyen Saymaz, gerçekleri yazmaya devam edeceğini dile getirdi. Daha sonra konuşan Ragıp Zarakolu ise, “Eskiden askerler kutsaldı, bugün polisler kutsal. Hele polisin arkasındaki gruplara dokunursan başına gelmeyen kalmaz” diye konuştu. Eskiden de baskıların olduğunu hatırlatan Zarakolu, mücadele etmekten başka yol olmadığını dile getirdi. Panelin kapanış konuşmasını yapan Ahmet Şık’ın Avukatı Fikret İlkiz, gazetecilerin örgütlenmekten başka seçenekleri olmadığını ifade etti. Son dönemde Türkiye’de ‘düşman ceza hukuku’ yaratıldığına dikkat çeken İlkiz, gerçekleri yazmanın, halka gerçekleri göstermenin önemine vurgu yaptı.