İşçilerden kayyumlara, kadın cinayetlerine ve doğa katliamlarına karşı eylem
Genel-İş'in çağrısıyla Kadıköy-Beşiktaş İskelesi'nde bir araya gelen belediye işçileri kadın cinayetlerini, kayyumları ve doğa katliamlarını protesto etti.
Vedat YALVAÇ
İstanbul
DİSK'e bağlı Genel-İş İstanbul 1 No'lu Şubenin çağrısıyla Kadıköy Beşiktaş İskelesi'nde bir araya gelen belediye işçileri kadın cinayetlerini, kayyumları ve doğa katliamlarını protesto etti. Açıklamaya sendika ve siyasi parti temsilcileri ile HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.
Açıklama öncesi konuşan Genel-İş İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Arıkan, ülke gündeminin çok sık değişmesi nedeniyle ayak uydurmakta zorluk çektiklerini belirterek tüm antidemokratik uygulamalara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.
"SON BİR AYDA 'YENİ TÜRKİYE' REJİMİNİN ADETA BİR FRAGMANINI YAŞADIK"
Arıkan'ın konuşmasının ardından basın açıklamasını Kadıköy Belediyesi İşyeri Temsilcisi Eylem Çevik yaptı. Son bir ayda demokrasinin askıya alındığı, hiçbir hak tanınmadan kâr güdüsüyle emekçinin açlığa ve yoksulluğa, erkek egemen sistemle kadınının ölüme mahkûm edildiği "Yeni Türkiye" rejiminin adeta bir fragmanının yaşandığını söyleyen Çevik şöyle devam etti:
"Tüm bu yaşananlara karşı bir ses olabilmek için bugün buraya toplandık. Dört ay önce halkın sandığa giderek seçtiği Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyum atanması demokrasiye, adalete, seçme ve seçilme hakkına yönelik yeni bir darbe olarak tarihe geçti. Yoksul, emekçi halkın kaynaklarını belediye binalarında kendilerine küçük saraylar inşa etmek için harcayanlar 31 Mart 2019’da halkın oylarıyla sandığa gömülmüş ancak 19 Ağustos 2019’da İçişleri Bakanlığı atamasıyla yeniden yönetime getirilmiştir. Dört ay önce aday olmalarında hukuki bir engel bulunmayan ve halkın ezici bir çoğunlukla seçtiği belediye başkanlarının, herhangi bir yargı kararına dahi dayanmadan bir gecede görevden alınabildiği bir ülkede, hiçbir hakkımızın güvence altında olmadığı ortadadır. OHAL döneminde de yüze yakın belediyeye kayyum atanmış, bu belediyelerde çalışan sendikamız DİSK/Genel-İş üyesi 3 bine yakın işçi arkadaşımız haksız-hukuksuz bir biçimde işlerinden edilmişlerdi. Halkın iradesine karşı atanan kayyumlar, işçilerin iradesi üzerine de baskı kurmayı, üyelerimizi yandaş sendikalara geçirmeyi görev bilmişlerdi. Haksız hukuksuz biçimde işten atılan arkadaşlarımızın mağduriyetleri giderilmezken yeni mağduriyetler yaratılması, halkın seçme ve seçilme hakkına, işçilerin işine, ekmeğine el uzatılması kabul edilemez. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden itibaren, seçme ve seçilme hakkına yönelik ardı ardına gelen müdahalelerin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır. Seçimle gelenler, seçimle gitmelidir."
"KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR"
Her geçen gün artan kadın cinayetlerine de dikkat Çevik, "Bu noktada son günlerde iyice artan kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzlerin bu politikadan bağımsız tartışılamayacağını düşünmekteyiz. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri tekil durumlar değil iktidarın ve erkek egemen sistemin yarattığı politikaların bir sonucudur. Hükümetin sık sık kadınlara ve cinsel yönelimlere yönelik ayrımcı bir dille politika geliştirmesi, ülkemizde demokrasiden ve insan haklarından uzaklaşılıp otoriter bir dikta rejiminin kurulmasının sonucudur. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan, İstanbul Sözleşmesini, 6284 sayılı Yasa’yı uygulamayan, kadını korumayan, katillere iyi hal, haksız tahrik indirimi uygulayan, kadının nafaka hakkına göz diken, boşanmayı zorlaştıran siyasi iktidar, yandaşları ve kanun uygulayıcıları kadın cinayetlerinin ortağıdır" diye konuştu.
"DOĞAMIZ VE TARİHİMİZ KÂR İÇİN TALAN EDİLİYOR"
Kaz dağlarında, Hasankeyf'te, Munzur'da yaşanan doğa katliamlarına da dikkat çeken Çevik, şöyle konuştu:
"Ülkemizde demokrasiden, insan haklarından, işçi haklarından ve kadın haklarından bahsedilmediği, otoriter bir rejimin oluşturulduğu bir ortamda doğanın ve tarihimizin kâr için talanı da ortaya çıkan bir sonuç olmaktadır. En son Hasankeyf, Kaz Dağları ve Munzur Vadisi ile doğanın talanı ve katliamının geldiği nokta tekrardan kamuoyunun gündemine oturmuş bulunmaktadır. Aslında son bir aydır ortaya çıkan gündemlerin tamamı “Yeni Türkiye” olarak adlandırılan dönemin bir fotoğrafıdır. Bu fotoğraf ülkede yaratılan yeni rejimin, doğaya, halklara, işçilere, emekçilere, kadınlara yaklaşımını ortaya koymaktadır. Önemli olan bu ülkenin gerçek sahiplerinin yani emekçilerinin, gençlerinin, kadınlarının 'Artık yeter' diyerek kayyum politikaları ve diktaya karşı demokrasiyi, erkek egemenliğine karşı kadın özgürlüğünü, doğa katliamlarına karşı ekolojiyi savunarak mücadeleyi yükseltmesi gerekmektedir."
"BİRLİKTE MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM"
Birlikte mücadeleyi büyütme çağrısında bulunan Çevik, "Ülkemizi, geleceğimizi, demokrasiyi, adaleti ve toplumsal barışı savunmak hepimizin görevidir. Demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve adaletin hâkim olduğu bir ülke ve dünyayı hep birlikte kuralım" diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)