SETA raporunu yazan İsmail Çağlar, Basın İlan Kurumu (BİK) temsilciliğine atandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na atanan temsilciler arasında, SETA raporunu hazırlayan Takvim Yazarı İsmail Çağlar da bulunuyor.
Basın İlan Kurumu logosu
Derya KAYA
Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla, Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Kurulu’na 12 kişiden oluşan temsilci atandı. Atama kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Erdoğan’ın atadığı isimlerden biri de yabancı medya kurumlarında çalışan gazetecileri fişleyen SETA raporunu hazırlayan Takvim Yazarı İsmail Çağlar.
ERDOĞAN’IN BAŞDANIŞMANLARI DA ATANDI
Resmi ilanları dağıtmak ile görevli BİK Genel Kurul temsilcileri arasında bulunan Fecir Alptekin, Saadet Oruç, Mehmet Akarca, Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, Hamdi Kılıç halen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanları arasında yer alıyor.
Kurulda dikkat çeken isimlerden biri de gazetecileri fişleyen SETA Vakfı raporunu yazan, Takvim gazetesi yazarı İsmail Çağlar.
SETA Vakfı için çalışan bir diğer isim ise Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Zahid Sobacı. Kurulda ayrıca, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Rektör Vekili ve eski AKP Milletvekili Prof. Dr. Edibe Sözen, İbn Haldun Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mehmet Emin Babacan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya İlişkileri Koordinatörü Mücahid Eker ve Marmara Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güran Yiğitbaşı yer alıyor.
BASIN İLAN KURUMU GENEL KURULU NE YAPAR?
27 Mayıs 1960 sonrası kurulan Basın İlan Kurumunun internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Bİk Genel Kurulu ‘Basın’, ‘Hükümet’ temsilcileri ile ‘tarafsız’ olarak adlandırılan temsilcilerden oluşuyor. Kurumun kuruluş amacı ise resmi ilanların ‘adaletsiz davranıldığı gerekçesiyle hükümet ile gazeteleri karşı karşıya getiren uygulamaya son vermek’ olarak tanımlanıyor. Genel Kurul 36 üyeden oluşuyor.
Kurumdan resmi ilan alma hakkı bulunan Türkiye genelinde bin 90 gazete (Ocak 2019 itibariyle) bulunuyor. Kurumun yetki alanı dışında kalan yerlerde ise görevi valiler üstleniyor.
Kurum zaman zaman basın ve yayın kuruluşlarına reklam kesme cezası veriyor. 19 Aralık operasyonu ile ilgili haberleri nedeniyle Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün başvurusu üzerine Radikal gazetesine iki kez reklam kesme cezası verilmesi de tepkiyle karşılanmıştı.
TGS BAŞKANI GÖKHAN DURMUŞ: ATAMALAR BİR AN ÖNCE İPTAL EDİLMELİ
Atama kararını Evrensel'e değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGS’nin 2013 yılında BİK Genel Kurulundan çıkarıldığını hatırlattı. O günden bu yana ilanların dağıtılması konusunda ciddi tartışmalar yaşandığına dikkat çeken Durmuş, “Basın İlan Kurumu kurulduğu günden beri hem basılı medyanın desteklenmesi hem de kamu ihalelerinin eşitlik ilkesi ile duyurulmasını amaçlayan bir kurumdu. İlanların adil dağıtılması için hem meslek örgütlerinin hem de medya kuruluşlarının temsilini mümkün olduğunca sağlamaya çalıştı. Ancak 2013 yılında yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile Türkiye'nin en köklü meslek örgütlerinden biri olan Türkiye Gazeteciler Sendikası temsilcileri Genel Kuruldan çıkartıldı. Önce sektöre ilişkin bilgisi olmayan bir sendika daha sonra da iktidara yakın sendika kurula dahil edildi. O günden sonra ilanların adil dağıtılması konusunda tartışma yaratan olaylara şahit olduk. Son olarak Genel Müdür olarak SETA'nın Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın kardeşi Rıdvan Duran atandı. Tam da SETA’nın gazetecileri fişleyen raporunun hemen arkasından. Şimdi ise Genel Kurula yapılan atamalar ile Basın İlan Kurumu tarafsızlığını ve bağımsızlığını tamamen yitirdi” diye konuştu.
“AKP’nin kamu kurumlarını çiftliğe çeviren anlayışı ülke demokrasisine ciddi zararlar vermektedir” diyen Durmuş, “Gazeteciye, gazeteciliğe düşman bir anlayış ile hareket eden iktidar, muhalif medya kuruluşlarının nefes borularını tıkayarak halkın haber almasının önüne geçmeye çalışmaktadır. Bu atamalar bir an önce iptal edilmeli; tarafsız meslek ve medya kuruluşlarının temsilcilerinin katılımı ile bir Basın İlan Kurumu oluşturulmalıdır” ifadelerini kullandı.
GERÇEK GAZETECİLİĞİN KUŞATILMASI
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Can Güleryüzlü, son dönemde basın kamu kurum ve kuruluşlarında yeniden düzenleme süreci işletildiğine dikkat çekerek, basın kartları yönetmeliği, basın kartları komisyonuna atamalar, RTÜK’teki uygulamalar ve son olarak Basın İlan Kurumuna atamalarla bu konuda sistematik bir karar alındığının görüldüğünü söyledi. Güleryüzlü, “AKP iktidarının basın ile ilgili uygulamaları 17 yıl içerisinde kademe kademe bağımlı bir basın oluşturma ve kurumların Cumhurbaşkanlığı güdümünde işletilmesi amacını gütmektedir” dedi. Basın İlan Kurumunun kritik önemde olduğunu belirten Güleryüzlü, “Son dönemde özellikle ilanların dağıtımında, halkın haber alma hakkını savunan kurumlar devre dışı bırakılırken ve yandaş medyanın palazlandığı ortadayken son atamalar gerçek gazeteciliğin ekonomik olarak da kuşatılmak istendiğinin göstergesi” diye konuştu.
Atama yapılan isimlerin Cumhurbaşkanı’nın ekibinden ve ona yakın isimler olduğuna dikkat çeken Güleryüzlü, “Bu ilanların yandaş basına aktarımının genişletilmek istendiğinin göstergesi. Büyükşehirlerde yönetimi kaybeden iktidar yandaş basına yıllardır aktardığı kaynaklardan mahrum kalmış olacak ki böyle bir düzenleme yapma ihtiyacı hissetti. Bu sadece ekonomik değil, basının bağımsızlığının yok edilmesi, tek tip basın yaratma inşa sürecidir” diye konuştu.
ÇAKIRÖZER: HEDEF 450 MİLYON LİRALIK İLAN PASTASI
CHP Milletvekili Utku Çakırözer de 450 milyon liralık bir ilan pastasını yöneten Basın İlan Kurumu’nun sorumluluğunun bu pastayı tarafsız ve adil bir şekilde dağıtmak olduğunu söyledi. Çakırözer, “Bu atamalar kurumun yönetiminde yapılacak bir değişikliğe dair ipuçları da veriyor. Amaç 450 milyon TL’lik ilan pastasını tek yanlı bakış açısı ile yönetebilmek. Basının en önemli gelir kaynağını yöneterek yeni bir baskı aracı oluşturmak. Basın ve ifade özgürlüğüne inanmayan; gazetecileri, basını düşman gören bu SETA anlayışının Kurum Genel Kurulu’nda temsil edilmesi, tarafsızlığını bu denli yitirmesi basın ve ifade özgürlüğüne baskının son örneği” diye konuştu. İktidarın her türlü ekonomik baskısı muhalif basın üzerindeyken Basın İlan Kurumu’nun iktidara yakın profili ile görevini adalet ve eşitlik içerisinde yerine getiremeyeceğini, ilanları adil bir şekilde dağıtamayacağını vurgulayan Çakırözer, atamaların acilen iptal edilmesini istedi.
RSF: LİYAKATLA ALAKASI OLMAYAN İŞLEMLER
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ise, "Bu tür idari atamalar, liyakat ve uzmanlıkla alakası olmayan, dar çevreyle makam ihtiyaçlarının karşılandığı açıkça gösteren işlemlerdir. Türkiye’nin, medya sektörü düzenlemesiyle artık demokrasiyle bir alakası kalmadı." dedi.