Baro Başkanları Evrensel'e konuştu: Savunma baskı altında, ifade özgürlüğü yerlerde
Yeni adli yıl yarın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yapılacak törenle açılıyor. Evrensel'e konuşan Baro Başkanları, KHK hukuku, YSK ve HSK kararlarına ve tutuklu avukatların durumuna dikkat çekti.
Fotoğraf: DHA
Derya KAYA
Ankara
Yeni adli yıl yarın Saray’da (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) yapılacak törenle açılıyor. Bu yıl baroların boykotunun gölgesinde gerçekleşecek açılışa 51 baro ve 20 Yargıtay üyesi katılmayacağını açıkladı. KHK hukuku, YSK ve HSK kararlarına ve tutuklu avukatların durumuna dikkat çeken barolar, açılış öncesi uyardı. Evrensel'e konuşan Ankara, İzmir ve Diyarbakır Baro Başkanları, Saray’da yapılacak adli yıl açılışının zaten tartışmalı durumda olan yargı bağımsızlığı üzerine Fatiha okumak anlamına geldiğini söyledi.
“Adli yıl açılış töreninde bulunmamayı bir tercih değil, kutsal mesleğimizin ettiğimiz yeminle üzerimize yüklediği bir görev olarak görüyoruz” diyerek adli yıl açılışına katılmayacaklarını açıklayan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan gerekçelerini anlattı. Avukatlara yönelik baskılara ve yargının bağımsızlığı önündeki engellere dikkat çeken Sağkan, “Bunların yaşandığı bir yerde ve tüm bunu yaratan çatının altında bir adli yıla katılarak orada ifade özgürlüğü, hak, hürriyet, adalet kavramlarını alkışlamamız isteniyor bizden. Bu komedinin içerisinde yer almayacağız” dedi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun külliyedeki açılışa katılmasını doğru bulmadıklarını belirten Sağkan, Feyzioğlu’nun 2016-2017 adli yıl açılışına külliyede yapıldığı için katılmadığını hatırlattı. Sağkan, “2016-2017 adli yıl açılışına katılmama gerekçesinden bugüne ne değişti? Yargı anlamında çok daha iyiye mi gittik?” diye sordu.
"AVUKATLAR DA MÜVEKKİLİYLE BİRLİKTE SUÇLANIYOR"
Savunma mesleğini, mesleğin onuruna ve saygınlığına uygun şekilde, yapma noktasında çok ciddi baskılar olduğunu anlatan Sağkan, “Savunma makamı olan avukatların, avukatlığını yaptıkları kişilerin işledikleri suç tipi ya da örgütse eğer örgütle ilişkilendirildiğini, suçlandığını ve cezaevlerine gönderildiklerine şahit oluyoruz” dedi.
Çok önemli bir başka noktanın ifade özgürlüğü konusu olduğuna dikkat çeken Sağkan, “Artık ifade özgürlüğünden bahsetmek mümkün değil. İnsanlar attıkları tweetler ya da yazdıklarından dolayı gözaltına alınıyor. İnsanların üzerine bazı suçlar atılarak, ‘Siz suçsuzluğunuzu ispat edeceksiniz, bizim sizin suçluluğunuzu ispat etmek gibi bir derdimiz yok’ deniliyor. Bunların yaşandığı bir yerde ve tüm bunu yaratan çatının altında bir adli yıla katılarak orada ifade özgürlüğü, hak, hürriyet, adalet kavramlarını alkışlamamız isteniyor bizden. Bu komedinin içerisinde yer almayacağız” diye konuştu.
"HSK’NİN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİ"
Yargı paketinden beklentilerini sorduğumuz Sağkan, belgede yargı bağımsızlığını sağlaması için iki ana unsur olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Birincisi; HSK’nin yapısı değiştirilmeli. Tamamen seçim sisteminin değiştirilmesi ve yürütme temsilcisinin içerisinden çıkarılması gerekiyor. İkincisi; savunma üzerindeki baskının kaldırılmasına dönük ve savunmayı özgürleştirecek tedbirlerin alınması gerekiyor. 15 Temmuz sürecinden sonra KHK’ler ile getirilen savunmaya ilişkin sınırlandırmalar OHAL kalktığı halde artık olağan halde de uygulanır hale geldi. Bizim özgür savunmaya ve bağımsız yargıçlara ihtiyacımız var. O hakimlere de o gücü verecek olan bağımsız savunmadır.”
"SARAY’DA AÇILIŞ ERKLER AYRILIĞI PRENSİBİNİ ORTADAN KALDIRIR"
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Diyarbakır
Saray’daki açılışa katılmayacaklarını açıklayan Diyarbakır Barosu bütün baroları da Diyarbakır’a davet etti. Evrensel'e konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Saray’daki açılışa neden katılmadıklarını ise şöyle açıkladı: “Türkiye’de yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı meselesi örselenmiş durumda. Bir de üzerine bu olursa eğer bu ilkenin üzerine Fatiha okumak demek.”Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının evrensel bir ilke olduğunun altını çizen Aydın, “Bu ilke tartışmaya açık bir ilke değil. Bu prensibin temel ölçütleri de şu, erkler ayrılığı meselesi. Yani yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsızlığı. Yüksek yargı organlarının yürütmenin başındaki kişinin bulunduğu yere gidip orada adli yıl açılış törenine katılmasının bu prensibi tamamen ortadan kaldıracağını düşünüyorum” diye konuştu. Bu nedenle Saray’daki açılışa katılmayı doğru bulmadıklarını belirten Aydın, “Umarım 2 Eylül’de, bir kısım baro ile Türkiye’nin hukuk, insan hakları, kadın cinayetleri, çocuk istismarları ve doğa meselelerine bir bütün olarak mesaj verebiliriz” diye konuştu.
"KAYYUMLAR HİÇBİR HUKUKİ GEREKÇE İLE AÇIKLANAMAZ"
Aydın, yeni adli yıl başlarken gidişatın kaygı verici olduğunu belirtti. Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasını da değerlendiren Aydın, “Kayyum ataması bir OHAL ürünüdür ve bir KHK ile bu yasaya da eklenmiş durumda. Dolayısıyla, hukuksuzluk devam ediyor. OHAL’i kağıt üzerinde kaldırmış gibi dursa da bu uygulama olduğu gibi devam ediyor. Özellikle Kürtlere yönelik ayrımcı politikalar hız kesmeden sürüyor. Kadın cinayetleri, doğa talanları, çocuk istismarı da aynı şekilde devam ediyor. Kürt sorunundaki güvenlikçi anlayıştan da vazgeçilmiş değil. Maalesef, yargı uygulamaları da bu tür kronik meselelerin daha da ağırlaşarak yaşanmasına çanak tutuyor. Yargının mutlak suretle, sorunun bir parçası değil sorunu çözen bir yerde, meseleye tarafsız, bağımsız ve özellikle de yürütmeden bağımsız bir şekilde durması ve bu sorunlara hukuk içerisinde çözüm getirmesi gerekir” dedi.
"SİYASİ İKTİDARIN YARGIYA MÜDAHALESİ ENGELLENMELİ"
Eda AKTAŞ
İzmir
İzmir Barosı Başkanı Özkan Yücel, yargı yılının sorunlarla açıldığına dikkat çekerek, yargı bağımsızlığı için daha fazla çaba gerektiğine dikkat çekti.
Saray’da yapılacak yeni adli yıl açılışına katılmayacaklarını hatırlatan Özkan Yücel, “Yargının idare ile erkler ayrılığı ilkesine aykırı bir şekilde aynıymış, ortakmış, onun tahakkümü altındaymış gibi gösterecek her türlü girişime karşı çıkıyoruz” dedi.
Yeni adli yılın sorunlarla beraber başlayacağına dikkat çekti. Yücel, “Sorunlarda hiçbir değişiklik yok. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız sorunlar katlanarak devam ediyor. O yüzden yargı bağımsızlığının temin edilmesi için daha yoğun bir çabaya ihtiyaç var” dedi.
Yargının bağımsız olabilmesi için yürütmeden ayrılması gerektiğini ifade eden Yücel, “Siyasi iktidarın yargıdaki bütün temsilcilerinin yargıdaki yerlerinden çıkartılması lazım. Yine siyasi iktidarın yargıya müdahale etmesinin engellenmesi lazım. Yargı bağımsızlığının başka türlü işletilmesi mümkün değil. Ayrıca yalnızca şekil olarak oradan çıkartılması yetmez. Aynı zamanda müdahale ediyor olmaktan, yargı mensuplarına örtülü ya da açık talimatlar göndermekten vazgeçilmeli. O zaman yargının gerçek anlamda bağımsızlığından söz etmek mümkün olabilir” şeklinde konuştu.