1 Eylül 2019 21:13

Hediyeler, ‘huzur hakkı’ ve şirket işçileri...

"Çalışan köleler ve çalışmadan maaş alan parti taraftarları. Buna son vermenin tek yolu bu şirketlerin kapatılıp belediyenin bünyesine alınmasıdır."

Hediyeler, ‘huzur hakkı’ ve şirket işçileri...

Fotoğraf: Pixabay

Aydın TAN
Adana

Belediyelerde binlerce liralık hediyelerden sonra sıra, “huzur hakkı” adı altında ödenen milyarlarca liralık ikinci üçüncü maaşlara gelecek. Ancak asıl sorudan ısrarla kaçınılıyor. Belediye iştirakleri adı altında yapılan işler belediyenin asli işi değil mi? Su, yol, temizlik, ulaşım... Bunlar neden iştirak şirketleri aracılığıyla yapılır. Burada çalışan işçiler, hangi koşullarda çalışır? Çok değil 90'lı yılların sonuna kadar bunlar belediyenin kendi bünyesinde yürütülen hizmetlerdi ve burada çalışan işçiler kadrolu işçilerdi. Bu işçiler sendikaları aracılığıyla iyi bir yaşam talep eder, grev yapardı. Şimdi güvencesiz, bütün hayatları belediye başkanının değişmesine bağlanmış... Özelleştirmeye gidilirken hizmetlerin daha ucuza mal edileceği ileri sürülüyordu. Bu gerekçe kendi başına korkunç ancak bu gerekçenin de doğru olmadığı şu an daha net görülüyor. Oysa asıl amaç siyaseti emekçilerin etkisinden kurtarmaktı. İşte bunun başarıldığı söylenebilir.

Bir de bankamatikçi işçilerden söz ediliyor. Kurulan sistem şöyle bir sonuç ortaya çıkardı. Çalışan köleler ve çalışmadan maaş alan parti taraftarları. Buna son vermenin tek yolu bu şirketlerin kapatılıp belediyenin bünyesine alınmasıdır. İşçilerin örgütlü ve güvenceli çalıştırılmasıdır. Yolsuzluklarla mücadelenin de demokrasinin de güvencesi bu olacaktır.

Son söz. Bu konular böyle tartışılırken bu meselelerin AKP tarafından oluşturulmuş olsa da bir sistem haline geldiği görülmelidir. Buna karşı olmanın yolu da asgari düzeyde de olsa emekçilerin sınıf çıkarları çerçevesinde bakmaktan geçer. Bu arada bu tartışmalara sınıf çıkarları çerçevesinde müdahil olması gereken sendikalar ne yapıyor? Sadece soruyorum.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et