İşsizlik Fonu’nda krizin tablosu: Patronlar hortumu işçi fonuna bağlamış
4 aydır açıklamayan İŞKUR işsizlik sigortası bülteni açıklandı. Devletin ve patronların İşsizlik Fonu yağması açığa çıktı. Patronlar verdiklerinden fazlasını teşvik olarak geri almış.
Fotoğraf: DHA
Sinan OK
İstihdam Uzmanı
SGK, 4 aydır açıklamadığı İŞKUR işsizlik sigortası bültenini bu hafta açıkladı. İşsizlik sigortasına ilişkin açıklanan 3 aylık veriler, ekonomik krizin boyutlarına dair önemli sonuçlar da ortaya koyuyor. İşsizlik ödeneğine başvuranların yüzde 40’ı reddediliyor. İŞKUR temmuz ayı bültenine göre işsizlik ödeneği alan işsiz sayısı sadece 657 bin kişi olarak görünüyor. Halbuki Türkiye’deki işsiz sayısı İŞKUR kayıtlarına göre 4 milyon 39 bin kişidir. Yani İŞKUR kendine kayıtlı olan işsizlerin sadece yüzde 16’sına işsizlik ödeneği veriyor. TÜİK kayıtlarına göre de işsiz sayısı daha da çoktur. İşsizlerin yüzde 80-85’i işçilerin primleri ile biriken fondan yararlanamamaktadır. Bunun nedeni fonun yararlanma şartı olan son 3 yılda toplam 600 gün prim ödenmesi şartı ile son 120 günün hizmet akdine bağlı olma şartıdır. Türkiye’de kayıt dışılık oranları yüzde 34’lerdeyken bu iki şartın bir arada gerçekleşme olasılığı çok düşüktür. AKP politikaları kayıt dışılığı desteklemektedir ve bu durum en çok işçi ve işsizleri mağdur etmektedir.
2018 yılı ağustos ayında yaşanan kur krizinden itibaren işsizlik ödeneği alan kişi sayısındaki artış 2019 nisan dönemine kadar devam etmiştir. Bu aydan sonra yararlanıcı sayısında bir azalış yaşanmamıştır. Yaşanan ekonomik krizin boyutu kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) verisinde daha net bir şekilde açığa çıkmaktadır. 2009 krizinde 190 bin kişiye kadar yükselen bu sayı, 2010 yılında 27 bin kişiye düşmüş ve 2011-2017 yılları arasında yüzlerle ifade edilen aylık rakamlara kadar inmişti. Ancak 2018 yılının aralık ayından bu yana yeniden bir yükseliş gösteren KÇÖ ödemeleri bazı aylarda 35 bin bandını aşmıştır. 2005-2019 yılları arasında toplam 295 bin kişi KÇÖ ödeneği almışsa bunun 190 bini 2009 krizi için geriye kalan 90 bini de 2018 yılı ağustos sonrası için ödenmiş olacaktır. KÇÖ, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde “Çalışılmayan süreler için çalışanlara” üç ayı geçmemek üzere ödenmektedir.
Krizin başka bir göstergesi de Ücret Garanti Fonu ödemeleridir. İşverenlerin, konkordato ilan etmesi, aciz vesikası alması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile “Ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde” çalışanlarının hizmet akdinden kaynaklanan ve ödenmeyen “üç aylık ücret” alacakları Ücret Garanti Fonu’ndan ödenmektedir. 2011-2017 yılları arasında ortalama 500’ün altında olan bu sayı 2019 yılı başında 7 bin 394’e kadar yükselmiş ve aylık 1400’ün altına düşmemiştir.
İŞSİZLİK FONU REEL OLARAK AZALMAKTADIR
İşçilerin maaşlarından 2000 yılından bu yana yapılan kesintiler ile biriken işsizlik Fonu, temmuz bültenine göre 130 milyar 192 milyon TL olmuştur. Türkiye’de ortalama 15 milyon çalışan her ay bu fona katkı sunmaya devam etmektedir. Ancak fonun giderleri ve fonun değerlendirme yöntemleri işçilerin birikimi olan bu varlığın korunmadığını göstermektedir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun getirisi yıllardır enflasyon oranlarının altında kalmaktadır. Fonun son bir yıllık getirisi yüzde 12.78 oranında gerçekleşirken, enflasyon oranları yüzde 20 bandının üzerinde gerçekleşmiştir. 2010 yılında yurt içi ÜFE yüzde 33.64 oranında iken fon getirisi yüzde 10.57’de kalmıştır. Yani fon reel olarak erimektedir.
Yıllar içerisinde fonun mevduat oranı azalırken döviz tevdiat hesapları ortadan kaldırılmıştır. Fon zaman içerisinde kamu bankalarının ve kamunun “ucuz borç bulma” yoluna döndürülmüştür. 2009 yılında yüzde 58’i tahvilde duran fonun 2019’da yüzde 92’si tahvildedir. Fondan kamu bankalarına sermaye aktarımı ise kamu açıklarının kapatılmasını amaçlamaktadır.
İŞSİZLİK FONU GİDERLERİ, GELİRİ AŞTI
İşsizlik Fonu’nun giderleri gelirlerini aşmaya başlamıştır. 2019 yılı içerisinde açıklanan 7 aylık veriye göre İşsizlik Fonu nisan, mayıs ve temmuz aylarında açık vermiştir. İşsizlik Fonu tarihinde bir yıl içerisinde daha önce bu şekilde 3 aylık açık durumu yaşanmamıştır. Ekonomik kriz nedeniyle sigortalı çalışan sayısının azalması fonun prim gelirlerini azaltırken, fondan amaç dışı kullanım giderlerinin artması da fonda açık oluşmasının temel nedenleridir.
HER SEÇİMDE YAĞMALANDI
İşsizlik Fonu AKP iktidarının seçim dönemlerinde seçim ekonomisi aracı olarak kullandığı bir aparata dönüştürülmüştür. Seçim vaadi olarak verilen “işe alma sözleri” İşsizlik Sigortası Fonu ile fonlanan toplum yararına programlar (TYP) ve işbaşı eğitim programları (İEP) gibi geçici istihdam şekilleriyle yerine getirilmektedir. 2014-2019 “seçim maratonunda” en az 2 milyon kişi bu şekilde istihdam edilerek işsizlik fonundan yararlandırılmıştır. Ancak işlerin geçici olması, çoğunlukla bir meslek kazandırmaması ve süre sonunda yeniden işsiz kalınması nedeniyle fon amacına uygun kullanılmamış oluyor. Ayrıca yararlanıcı seçiminde objektif bir seçim yapıldığı da tartışmaya açıktır.
FONUN YÜZDE 71’İ BAŞKA YERLERE HARCANDI
2019 yılı içerisinde İşsizlik Fonu giderlerinin yüzde 71’i işsizlik ödeneği dışındaki başlıklara harcanmıştır. Özellikle belirtmek gerekir ki işsizlere verilen ödenek işverenlere verilen teşvik ve desteğin altındadır. Bu durum bu yıla özgü değil İşsizlik Fonu’nun 2008-2019 yılları arası tüm gerçekleşmelerinde bu şekildedir.
2002-2019 yılları arasında İşsizlik Fonu’ndan işsizlik ödeneğine harcanan miktar toplam 28 milyar TL iken sadece 2018 yılında 11 milyar TL teşvik ve destek verilmiş ve 12 milyar TL’de kamu bankalarına sermaye olarak aktarılmıştır. Yine GAP idaresine fondan 2012 yılında verilen 11.5 milyar TL’lik borç tahsil edilememiştir.
AKTÜERYAL BİLANÇO DENETİM RAPORLARI YAYIMLANMIYOR
2007-2015 yılları arasında düzenli bir şekilde yayımlanan işsizlik sigortası aktüeryal bilanço denetim raporları 2016 yılından itibaren yayımlanmamaktadır. Fonun gelir-gider senaryolarını ve geleceğini görmek açısından önemli olan bu raporlar fonun amaç dışı kullanımı ve öngörülmeyen giderleri nedeniyle yayımlanmamaktadır. HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan’ın Meclis gündemine soru önergesiyle taşıdığı bu sorun 8 aydır bakanlık tarafından yanıtlanmamıştır.
2019 yılının 9 aylık süreci için “Bağımsız Denetim Raporları” da henüz yayımlanmamıştır. Kanun gereği bu raporların en az 3’er aylık süreçlerde açıklanması gereklidir. Nitekim 2018 yılı sonuna kadar yayımlanan bu raporlar 2019 yılı için henüz yayımlanmamıştır.
Sonuç olarak işsizlik fonu işçilerin primleri ile birikmekte ancak ne yönetimi ne de kullanımında, işçilerin ve işsizlerin bir etkisi bulunmaktadır. Uygulamada sermaye ve kamu kesimlerinin açıklarını yamamakta kullanılan bir aparat halini almış olan fon, Türkiye’deki fon sömürge teamülünün sürdüğünü de gösteriyor. Bu durum sadece işsizlik fonu için geçerli değil, başta zorunlu BES ve diğer kesintiler için de bu şekildedir. Ödemeyi, primi, vergiyi yani tüm türlerde kesintiyi yurttaşlardan, yapmakta ancak yararlanıcılar siyasi iktidarın süzgeciyle belirlenmektedir.
PATRONLAR ÖDEDİĞİNDEN DAHA FAZLA TEŞVİK ALDI
OCAK-temmuz döneminde fonun gelirleri 22.4 milyar lira olurken, toplam harcamaları 19.9 milyar olarak gerçekleşti. İlk 7 aylık verilerine bakıldığında patronların İşsizlik Fonu’na yaptığı katkıdan daha çok teşvik aldığı ortaya çıkıyor.
Ocak-temmuz döneminde işçi ve işverenden 9 milyar 257 milyon prim kesilirken bunun 6 milyar 172 milyon lirası patrona ait. Patron fona ödediğinden yaklaşık 1 milyar lira daha fazlasını aldı. Teşvik ve destek adı altında patronlara fondan 7.1 milyar lira aktarıldı.
Fondan ayrıca, aktif iş gücü programlarına 4.9 milyar, eğitim programına 7.1 milyar TL aktarıldı.