08 Eylül 2019 09:07

Muhammet'in ölümünde verilen 15 bin lira ceza bir de 24 taksite bölünmüş

5 yaşındaki Muhammet Emir Karabakan’ın ölümünde sorumluluğu bulunan işyeri sahibi Taha Süleyman B.’ye verilen 15 bin 200 lira para cezasının bir de 24 taksite bölündüğü ortaya çıktı.

Muhammet Emir Karabakan, sökülüp kaldırıma bırakılan reklam panosunun üzerine devrilmesi sonucu yaşamını yitirdi. | Fotoğraflar: DHA

Paylaş

Tolga YANIK

Konya'da sökülüp kaldırıma bırakılan reklam panosunun üzerine devrilmesi sonucu yaşamını yitiren Muhammet Emir Karabakan’ın (5), ölümüyle ilgili işyeri sahibi Taha Süleyman B.’ye verilen 15 bin 200 lira para cezasının, aylık 633 lira olmak üzere 24 taksite bölündüğü ortaya çıktı. Ailenin avukatı Recep Bademci, "Karar her türlü hukuka aykırı bir durum. Hâkim neye göre karar verdi anlamış değiliz. Aldığı ceza, 15 bin 200 lira adli para cezasına çevrildi. Daha komiği ise bunu da 24 eşit taksite bölmüş. Sanık aylık 633 lira ödeyecek. Bir canın bedeli buysa artık diyecek bir şey yok" dedi.

Olay, geçen yıl 30 Ocak günü merkez Karatay ilçesine bağlı Büyük Sinan Mahallesi Gündüz Sokak'ta meydana geldi. İkiz kardeşi Ömer Faruk, ağabeyi İsmail (13), ablası Zeynep (11) ve annesi Sakine Karabakan (40) ile markete giden Muhammet Emir Karabakan'ın üzerine kaldırıma bırakılan reklam panosu devrildi. 500 kilogram ağırlığındaki panonun altından ağır yaralı kurtarılan Muhammet Emir, hastaneye kaldırıldı ancak 16 gün sonra hayatını kaybetti.

İŞ YERİ SAHİBİ BİRİNCİ, BELEDİYE İKİNCİ DERECEDE KUSURLU

Acı olaydan sonra başlatılan soruşturma kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda iş yeri sahibi Taha Süleyman B.'nin, 'Büyükşehir Belediyesi Kanunu' kapsamında çıkarılan 'Şehir Estetiği Yönetmeliği' gereği işletmesinin önüne diktiği tabelasından sorumluğu olduğu, yerinden sökülen tabelayı zarar vermeyecek şekilde yerinden kaldırmadığı ve gerekli tedbirleri almadığı gerekçesiyle 'Birinci derecede asli kusurlu' bulundu.

Konya Büyükşehir Belediyesi ve Karatay Belediyesi de 'Belediye Zabıta Yönetmeliği' gereği, tabela söküldükten sonra denetim sorumluluğunu yerine getirilmedikleri, uygulanan kararların sonuçlarını takip etmedikleri gerekçesiyle 'ikinci derecede asli kusurlu' sayıldı.

Bilirkişi raporunda Muhammet Emir'in, sökük ve açıkta olan panonun oluşturacağı tehlikeleri idrak etme yaşında olmadığı bildirilerek kusursuz olduğu kaydedildi. Mahkeme tarafından ikinci kez istenen bilirkişi raporunda da işyeri sahibi yine asli, belediyeler tali kusurlu bulundu.

HÂKİMDEN ACILI BABAYA: NE YAPALIM, ADAMLARI ASALIM MI?

Konya 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 5 Eylül'de görülen karar duruşmasına tutuksuz sanıklar zabıta memurları Hüseyin Ö. (60), Abdullah F. (59) ve Mehmet Ö. (53) ile kazada hayatını kaybeden Muhammet Emir'in babası Cemalettin Karabakan ve avukatlar katıldı. Zabıta memurlarının olayda kusurları bulunmadığı gerekçesiyle beraatlarını talep ettiği duruşmada baba Cemalettin Karabakan, "Mahkemenin acımızı dindirecek bir karar vermesini istiyoruz. Sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istiyorum" dedi. Bunun üzerine hâkimin ise baba Karabakan'a, ''Ne yapalım, adamları asalım mı?'' demesi dikkat çekti.

Mahkeme son savunmaların ardından tutuksuz sanık Taha Süleyman B.'yi "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı 15 bin 200 lira para cezasına çevirdi. Sanık zabıta memurlarını da 1'er yıl 8'er ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Bu cezalar da 12 bin 100'er lira para cezasına çevrildi.

"OĞLUMUN CANI 15 BİN LİRA MI?"

Kararın ardından büyük üzüntü yaşayan baba Cemalettin Karabakan, "Oğlumuzun acısı halen içimizde tazeyken bir de böyle bir karar çıkması bizi daha da üzdü. Oğlumun canının bedeli 15 bin lira mıydı? Bir üst mahkeme giderek itiraz edeceğiz" dedi.

DURUŞMALARDA ANNEYİ SUÇLADILAR

Ailenin avukatı Recep Bademci, sanığa takdir indirimi kullanılmasının yanlış bir karar olduğunu belirterek şunları söyledi:

''TCK'nın 85/1 'taksirle öldürme' maddesinde 2 yıldan 6 yıla kadar bir ceza ön görülmüş. Sanığa alt sınırdan biraz uzaklaşarak 2 yıl 6 ay ceza verildi. Daha önce aldırdığımız iki farklı raporda da sanık Taha Süleyman B.'nin 'asli kusurlu' olduğu belirtildi. İki raporda da asli kusurlu olduğu için alt sınırdan biraz uzaklaşıldı ama çok sembolik olarak bir ceza verildi. Hâkim sanığın buradaki kusurunu net bir şekilde kavrayamamış. Burada TCK'nın 61'inci 'cezanın belirlenmesi' maddesini uygulayarak takdir indirimini kullanarak cezayı 2 yıl 1 aya indirdi. Takdir indirimi kullanabilmesi için bazı şartların oluşması gerekiyor. Bu şartlardan biri, sanığın geçmişi önemli. Sanığın geçmişine baktığınızda iki farklı suçtan hüküm kurulmuş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş. Adli sicil kaydında iki tane suç gözüküyor ve bunu hâkim de görüyor. Sanığın geçmişi temiz değil. İkincisi fiilden sonraki yargılama sürecindeki davranışları. Fiilden sonra etkin pişmanlık göstermediler. Davada ölen çocuğun annesini suçladılar. Annenin kusurlu olduğunu, annenin çocuklara bakmadığını, annenin çocukla ilgilenmediği, çocukların elinden tutması gerektiği ve çocuğun levhayla oynadığı gibi tutarsız ve gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulundular. Anneyi suçlayıp savunmalarını bu şekilde yaptılar. Etkin pişmanlık göstermediler. Yargılama sürecinde sanık ilk olarak avukatları aracılığıyla bu şirketin kendisine ait olmadığını, babasına ait olduğunu söyledi. Duruşmaya çağrılan babası ise şirketin oğluna ait olduğunu söyledi. Mahkemeyi kandırmaya çalıştılar. Sanık zaten duruşmaya hiç katılmadı. İfadesi talimatla alındı. Yani sanığın 61'inci maddede belirtilen kriterleri hak edecek davranışları bulunmamaktadır. Biz zaten mahkemeye takdir indirimi verilmemesi yönünde beyanda bulunmuştuk.’ dedi.

"BİR CANIN BEDELİ BUYSA ARTIK DİYECEK BİR ŞEY YOK"

Bademci, sanık Taha Süleyman B.'ye verilen 15 bin lira para cezası ile zabıta memurlarına verilen 12 bin 100'er lira para cezasının 24 taksite bölündüğünü kaydetti.

Bademci, "Cezayı belirledikten sonra TCK 52'nci 'adli para cezası' maddesinin 3'üncü fıkrasını göre şartlar oluşursa cezayı adli paraya çevirme durumu var. Hâkim kararı verirken sanığın şahsi hali ve ekonomik durumu göz önüne alındı, demiş. Burada şahsi halini nasıl değerlendirdiniz? Hâkim şahsı hiç görmedi. Hâkim sanığı hiç görmemesine rağmen şahsi hali üzerinde bir kanaat getirip bu cezayı adil para çevirmesi doğru değil. Neyi dikkate alarak adli para cezasına çevirdiniz? Kriterim bu demiş ve karar vermiş. Bize göre komik bir durum ve komik bir gerekçe. Duruşmadaki halleri, mahkemeye karşı tutumunu görmeden nasıl karar verdiniz? Onun haricinde adli para cezasının günlük olarak en az 20 lira en fazla 100 lira oluyor. Hâkim, 760 günü adli para cezasına çevirdi. 20 lira üzerinden hesaplayarak 15 bin 200 lira para cezasına çevirmiş. Bunu da en alt sınırdan uyguladı. Daha da komiği bunu da 24 taksite bölmüş. Tabi bu da sanığın işine geldi. Sanık, aylık 633 lira ödeyecek. Ödemede de zorluk çekmeyecek. Müvekkil mağduriyetiyle ortada kalacak. Gerekli ceza verilmemiş olacak. Aylık 633 lira ödeyecek. Bir canın bedeli buysa artık diyecek bir şey yok. Aylık 633 lira ödemesi halinde böyle bir suç işleyebileceğini görüyoruz" diye konuştu.

"BU KARAR HER YÖNÜYLE HUKUKA AYKIRI"

Tabelanın 7 ay boyunca orada durduğunu ve burada da büyük bir ihmal olduğunu belirten Recep Bademci, “7 ay boyunca tabela orda durmuş. 500 kilo ağırlığındaki bir tabeladan bahsediyoruz. Kimse önlem almamış, dengesiz bir şekilde kaldırımda durmuş. Zabıtaya da bildirilmemiş. Büyük ihmallerin sonucunda böyle bir olay meydana gelmiş. O tabelanın birinin üzerine düşeceği, birinin ölümüne ya da yaralanmasına sebep olabileceği ön görülebilir bir durumdu. Aslında kriterler oluşmamasına rağmen şartlar oluşmamasına rağmen hapis cezasını adli para cezasına çevirdi. Buda kararın bir başka hatalı yönü. Biz bu olayda sanığın ‘bilinçli taksirde ölüme sebebiyet vermesi’ nedeniyle cezalandırılmasını istedik. Bu davada ‘bilinçli taksir’ uygulanması gerekiyordu. Bundan da bahsettik ancak ‘bilinçli taksirde’ uygulanmadı. Karar her yönüyle hukuka aykırı bir karar. İstinaf mahkemesine ilk başvurumuzu yaptık” şeklinde konuştu. (Konya/DHA)

 

ÖNCEKİ HABER

Hem suçlu hem güçlü: JES şirketi direnen Efeler halkına tazminat davası açıyor

SONRAKİ HABER

Renault ve TOFAŞ işçileri TİS taslağından memnun değil

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa