"Suriye sorunu halkların eşitliği, mülteci sorunu emek mücadelesi ile çözülür"
Adana’da Suriye’deki gelişmeler üzerine Anadolu Hakları Derneği tarafından panel düzenledi. Panele Emek Partisi Üyesi Tugay Bek ile Gazeteci Ömer Ödemiş katıldı.
Fotoğraf: Evrensel
Anadolu Hakları Derneği Adana’da Suriye’deki gelişmeler üzerine panel düzenledi. Mithat Miroğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen panele konuşmacı olarak Adana Barosu Cezaevi Komisyonu Başkanı ve Emek Partisi Üyesi Tugay Bek ile Gazeteci Ömer Ödemiş katıldı. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen panel konusu ile ilgili farklı düşünen iki konuşmacı olması ve soru cevap kısmının katılımcıların katkı ve soruları ile dinamik bir panel oldu. Konu Suriye olunca İdlip’teki gelişmelerden, mülteci sorununa, Arap Baharı’na kadar pek çok konu konuşuldu.
Her iki konuşmacı da ABD’nin Türkiye üzerinden cihatçı güçlerle Suriye’ye müdahalede bulunduğunu vurguladı. Türkiye’nin İdlip ve Rojava konusunda istediğini elde edecek konumda olmadığına dikkat çeken panelistler mülteci sorunu konusunda ve Rusya’nın Suriye’deki konumu konusunda farklı yaklaşımlar ortaya koydu. Ömer Ödemiş, emperyalist güç olarak yalnızca ABD ve etrafındaki güçlerden bahsederken Türkiye’de bulunan Suriyelilerin Suriye’ye ihanet ettiğini savunarak onların mülteci olmadığını söylerken, mültecilerin Türkiye’de ucuz emek olarak görüldüğünü ve emek mücadelesine kazanılması gerektiğini vurgulayan Tugay Bek ise, Suriye’de çözüm konusunda halkların eşitliği temelinde bir çözüm olması gerektiğini dile getirdi.
ÖDEMİŞ, “SURİYE’DE EMPERYALİST MÜDAHALE VAR”
Dernek panelin başlığını “Emperyalizmin Suriye Yenilgisi ve Sonuçları” olarak belirlemiş. Başlığın belirlenmesinde etkili olan Emperyalizm çözümlemesi panelin açılışını yapan Mithat Miroğlu’nun konuşmasında ifade edildi. Miroğlu konuşmasında savaş öncesi Suriye’nin demokratik, laik bir ülke olduğunu belirtip Rusya desteği ile cihatçıları gerileten Suriye’nin, cihatçıları destekleyen Türkiye’nin de içinde olduğu ABD etrafındaki bloğu da geriletmesi üzerinden bir konuşma gerçekleştirdi. İlk konuşmacı olan Ömer Ödemiş, Rusya’yı Suriye’nin çağırdığını ifade ederek yalnızca ABD müdahalesi üzerinden bir emperyalizm tahlili yaptı. Miroğlu’nun “Mezhep savaşı diyorlar, iç savaş diyorlar, diktatörlük diyorlar. Suriye’de yaşanmakta olan nedir?” sorusuna Ödemiş, iç savaşın kendi dinamikleri olduğunu belirterek “Ya mezhepsel, ya sınıfsal, ya etnik bir temele dayanır. Suriye’de bunların hiçbiri yaşanmadı. Emperyalist gerici bir saldırı sonucu yaşanan bir savaş olduğunu 9 yıldır anlatmaya çalışıyorum” yanıtını verdi. Ödemiş, savaş öncesi Suriye’yi dış borcu bulunmayan, doların, ekmeğin, mazotun fiyatının 25 yıldır artmadığı, sağlığın, eğitimin tamamen ücretsiz olduğu, Arap dünyasının tek laik ülkesi olarak tanımladı.
“ABD’NİN TAPELERİNİ DAVUTOĞLU İLETMİŞTİ”
Tunus, Mısır, Libya’da başlayan halk ayaklanmalarını değerlendiren Ödemiş, emperyalizmin Suriye’nin Tunus, Mısır, Libya’dan sonra Suriye’ye yöneldiğini söyledi. ABD’nin hazırladığı İran ile yapılan güvenlik işbirliği anlaşmasından çıkması, Irak ve Filistin halkına verilen desteklerin kesilmesi, Müslüman Kardeşler’in meclise girmesinin sağlanması gibi 11 maddenin dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından Esad’a iletildiğini ifade eden Ödemiş, 11 maddenin kabul edilmemesi üzerine Hatay, Antep hattı boyunca Türkiye sınırından Nusra gibi cihatçı güçlerin Suriye’ye geçmesinin sağlandığını dile getirdi.
“SAVAŞ SURİYE’NİN BİR KAÇ AYDA DÜŞECEĞİ BEKLENTİSİ İLE BAŞLADI”
Türkiye'nin dış politikasını tarif ederken “komşularının toprak bütünlüğüne saygı” dediğini ifade eden Tugay Bek, Cumhuriyet tarihi boyunca Irak ve Suriye’nin emperyalist saldırıya uğradığını belirterek Irak’ta Özal’ın “Bir koyup üç alacağız” dediğini, mevcut hükümetin “Irak’ta emperyalist ülkelere destek verilseydi bugün ekonomimiz çok farklı olurdu” diyerek o dönemki politikayı eleştirip Suriye’de de işgalcilerin yanında yer aldığını hatırlattı. Hükümetin Ahmet Davutoğlu’nun önderliğinde "eski Osmanlı topraklarını alma özlemleri" olduğunu dile getiren Bek, “Suriye’nin Libya gibi birkaç içerisinde düşeceği, Irak’ta, Cezair’de Müslüman kardeşler iktidarları kurulması öngörüsüne dayanılıyordu. Ancak Emevi Cami’sinde namaz kılma hayalleri Suriye gerçekleri ile örtüşmedi” dedi.
“RUSYA VE ÇİN DESTEĞİ”
Buna ek olarak BM kapsamında Suriye’ye Çin ve Rusya’nın hem siyasal olarak, hem askeri olarak destek olmasının geçilemeyeceğini ifade eden Bek, “Rojava’da Kürtlerin yaratığı bir bölgenin ortaya çıkması AKP’nin savaşa yaklaşımında bir değişikliğe neden oldu. Savaşın en başında seküler Suriye yönetimini ortadan kaldırmayı hedef edinen, emperyalist müdahaleyi destekleyen AKP, Rojava’da ortaya çıkan Kürt yönetimi karşısında birden yaklaşımında değişim içerisine girdi. ABD ile arasında makas açıldı. ABD ile olan ilişkisinde değişikliğe gitti, Rusya ile yakınlaştı” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI İDLİP VE GÜVENLİ BÖLGEDE SIKIŞTI”
Çekya Başbakanı ile yaptığı basın açıklamasında Erdoğan’ın “ABD güvenli bölge noktasında bize verdiği sözleri yerine getirmiyor. Ne yazık ki İdlip yok olacak” şeklindeki sözlerini hatıratan Bek, şunları söyledi: “Ne Rojava bölgesinde ne de İdlip’te işler istediği gibi gitmiyor. Bu noktada filmin son noktasına yaklaşıldığı söylenebilir. Suriye savaşında aşama aşama Halep’ten, Hama’dan yeşil otobüslerle taşınan cihatçılar büyük oranda İdlip’e sıkışmış durumda. İdlip çözülme aşamasında olduğu düşüncesindeyim”
Cilvegözü sınır kapısına gelip askeri tartaklayan cihatçı grubun AKP’ye ve Erdoğan’a “Bizi Rusya’ya karşı sattınız. Bu politikanızdan geri dönün. Bize vaad ettiğiniz toprakları geri verin” dediğini dile getiren Bek, “Türkiye’ye göç olabilir ama şimdiye kadarki göçlerden farklı bir göç de olabilir. Şimdiye kadar göç edenler büyük oranda AKP’nin kendilerini koruyan bir iktidar olduğu düşüncesiyle geldi. Ama şimdi AKP’nin kendilerini sattığını düşünerek hareket eden yüz binlerce cihatçı var” dedi.
“TÜRKİYE YENİ ANAYASAYA MÜDAHALE ETMEK İÇİN ACELE EDİYOR”
Türkiye’nin bu yılın sonunda Anayasa Komitesi’nin tekrar toplanacak olması nedeniyle acelesinin olduğunu ifade eden Bek, şunları ifade etti: “Yeni Suriye’nin şekillenmesi söz konusu. Kürtlerin de statüsü belirlenecek. İkincisi cihatçı kadroların durumu ne olacak? Yeni Anayasada Kürtlerin statüsü ile ilgili kendi lehlerine sonuç doğmasını bekliyorlar. ABD ile kurduğu ilişkide Kürtlerin statüsü ile ilgili müdahalede bulunmak istiyorlar. Ancak İdlip’teki durum ve 5 km ile sınırlı kalan güvenli bölge Türkiye’nin politikasının yenilgiyle sonuçlanmamasının mümkün olmadığını gösteriyor”
“EMPERYALİZME KARŞI HALKLARIN EŞİTLİĞİ”
Ortada emperyalist bir müdahale olduğunu dile getiren Bek, halkların eşitliği temelinde bir politikanın barışın kalıcı olmasına hizmet edeceğini belirterek “Kürtlerin elde etmeye çalıştığı statü bölge halkları tarafından eşit bir halk olarak görülüp desteklenmezse Suriye’nin toprakları bölge ülkeleri emperyalist müdahalelere açık bir hal alır. Eşit haklara dayalı bir çözüm olması gerekir” dedi.
ÖDEMİŞ’TEN, “SURİYELİLERİN YÜZDE 40’I CİHATÇI” İDDİASI
Soru cevap kısmında Ödemiş’in mülteci sorunu konusundaki ifadeleri tartışma konusu oldu. Cihatçı grupların Suriye’nin değişik yerlerinde katliamlar yaptığını söyleyen Ödemiş, 60-70 bin arasında cihatçının Türkiye’den giriş yaptığını ve tanklara kadar sahip oldukları teçhizata ülkelerin yardımı olmadan sahip olamayacağını belirterek “Oradaki cihatçı güçlerin uzun soluklu olmalarında AKP çok çaba sağladı” dedi. Mültecilerle ilgili konuşan Ödemiş, 13-14 yaşına gelmiş çocukları saymadığında Türkiye’de bulunan yüzde 30-40 oranındaki Suriyeli mültecinin Suriye’de insan öldürüp geldiğini iddia etti. Suriyelilerin mülteci olmadığını savunan Ödemiş, iddiasını Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin yarıdan fazlasının Kilis, Antep, Adana, Mersin gibi Suriye sınırına yakın yerlerde yaşamasını “Savaştan korksalar daha uzak yerlere giderler” diyerek güçlendirmeye çalıştı.
“CİHATÇI ÇETELER OLARAK MI BAKACAĞIZ, İŞÇİ SINIFININ PARÇASI OLARAK MI?”
Adana’da tarımda, inşaatta, tekstilde çalışanların büyük çoğunluğunu Suriyeli mültecilerin oluşturduğunu dile getiren Tugay Bek ise, “Buralarda çalışanların cihatçı şebekelerin parçası olduğunu varsaymak olayı fazlaca abartmak olur. Mülteciler daha ucuz iş gücü olarak değerlendiriliyor. Örgütlü kesimler buna Suriyeli cihatçı çeteler olarak mı bakacak, işçilerin, emekçilerin birlikte mücadele etmesi gereken yan yana yürümesi gereken işçi olarak mı görecek? Bu örgütlü mücadele içerisinde çözülecek bir sorun. Örgütlü mücadele veren kesimlerin bu sorunları çözmesi gerekiyor. İçlerindeki cihatçı çeteleri ayıklayarak mültecilere sınıfın bir müttefiki olarak bakmak gerekiyor” dedi.(Adana/EVRENSEL)