10 Eylül 2019 19:46

Mehmetalan Köyü Muhtarı: Bu topraklar bizim, bizim olanı onlara vermeyelim

Kaz Dağları Dosyası | Mehmetalan Köyü Muhtarı Nergis Aldemir ve TÜMAD madenciliğin Şahinli’deki altın madeninde çalışan bir işçi Kaz Dağlarındaki maden çalışmalarını ve direnişi değerlendirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Biga yarımadasında, Kaz Dağı ve çevresinde, 1987’lerden bu yana gerek yabancı-yerli şirketler, gerekse de MTA tarafından altın madenciliği arama faaliyetleri yoğun bir şekilde sürdürülüyor. MTA’nın ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2005 yılında yerli ve yabancı yatırımcıları Türkiye’ye davet edip Çanakkale’de gerçekleştirilen bir toplantıda maden rezervleri hakkında bilgi vermesi ve yatırımcıları davet etmesi üzerine de yüzlerce maden alanı ihale ediliyor ve yüzlerce arama ve onlarca işletme ruhsatları dağıtılıyor.

Şimdi de Çanakkale Valiliği’nden Gayri Sıhhi Müessese İznini almış olan Alamos Gold Firması Kirazlı’da 195 bin ağacı keserek ve ormanı yok ederek faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Firmanın aynı bölgede daha büyük ölçekli Ağı Dağı Projesi ve ayrıca Çamyurt Projesi var. Konuyla ilgili Mehmetalan Köyü Muhtarı Nergis Aldemir’le görüştük.

Kaz Dağları ve çevresini oluşturan ekosistemin talan edilmesine yönelik faaliyetler olarak değerlendirilen maden çalışmaları, RES’ler, barajlar, HES’ler, termik santraller vb. çalışmalar hakkında neler düşünüyorsunuz?

Ben size sorayım. Bir insan çocukluğundan, gençliğinden, yaşlılığından, huzurundan nasıl vazgeçer? Bunları altınla ya da başka bir maddi şeyle alabilir misiniz? Yoktur bunların değeri. Değer biçilemez ki hatıralara. Ya bize verdiği huzur, güven hissi? Bizler dağa gittiğimizde ilk tepkimiz ‘Ohh dünya varmış’ deriz ki bizler doğanın kucağına oturmuşuz. Ama Kaz Dağları başkadır, hiç bitmeyen aşktır bizim için. Şimdi diyorlar ki ‘derelerinde yüzdüğünüz, dağdan gelen çayların derelerin üzerine barajlar yapacağız. Dağlarınızda maden ocakları kuracağız. Bu ocaklar yetmeyecek, toprağınızı da zehirleyeceğiz’ Bizler ne deriz bu duruma biliyor musunuz? Bu dağa giremezsiniz! Bu suya set vuramazsınız. Ve bunun için ne gerekiyorsa yaparız.

Ağaç katliamına karşı başlayan ve sesini Türkiye’ye ve Dünyaya duyuran “Su ve Vicdan Nöbeti” hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu haklı bir mücadele ve direniş. İnsanlar aslında vatan toprağına sahip çıkıyorlar. 18 Ağustos’taki Fazıl say konseri bunun bir kanıtı değil miydi? İstanbul, Muğla, Adana, Mersin’den çok sayıda insan geldi. Bu gerçekten müthişti. Umarım direnişin sonunda kazanan taraf biz oluruz. Ama düşünmeden de edemiyorum. Bu kadar kesim olurken oradaki köylüler neredeydi? Ya sivil toplum kuruluşları? Kim kesti bu ormanı, kim çalıştı bu maden ocağında?

Mücadelenin başarıya ulaşması için ne yapmak gerekir? Ne önerirsiniz?

Yılmadan direnmek. Kesilen ağaçların yerine yeni fidanlar dikmek. Onlar kessinler biz 1 ağacın yerine 3 tane dikelim. Mesela STK’ler böyle bir eylem planı düzenleyebilir.

Bu topraklar bizim. Bizim olanı onlara vermeyelim.


"OKSİTLİ TOZ YÜZÜNDEN NEFES ALAMIYORUZ"

Çanakkale Lâpseki’de Nurol Holding şirketine bağlı TÜMAD madenciliğin Şahinli’deki altın madeninde çalışan ve ismini vermek istemeyen bir işçinin anlattıkları ise şöyle oldu:

Kirazlı ’da altın çıkarılması en az bir seneyi bulur. Önce sahayı çalışma yapmak üzere ağaçlardan ve bitki örtüsünden temizliyorlar. Sonra tesis ve katı atık barajı kuracaklar. Kirazlı’daki şirket 6.5 sene çalışacak. Şahinli’deki şirket ise 15 sene kalacak.

Bu bölge madenler bölgesi. Cengiz Holdingin Umurbey’in arka tarafında kurşun/çinko tesisi var. Eczabaşı’nın Şahinlide başlayacak bir projesi var.

TÜMAD’ın tesislerinde iki bölümde beş yüz civarı işçi çalışıyor. Birincisi maden sahasında ve ikinci olarak da Ana firmada çalışan işçiler var. İki vardiya olarak çalışılan iş yerinde gündüz cevher çekimi yapılıyor. Bu nedenle gündüz çalışma koşulları daha zor.

İşçiler yer altına girerek madenin damarını bularak, tünel çalışması yapıyorlar. Siyanürlü toprağın içinde çalışılıyor. Buldukları cevheri suyla yıkadıktan sonra posasını katı atık barajına atıyorlar.

Patronlar, yapılan işlemin çevreye, doğaya ve insana zararı olmadığını söylüyor. Ancak maden sahasındaki oksitli toz nedeniyle işçilerde çeşitli göğüs hastalıkları, örneğin nefes darlığı ve KOAH başladı.

Bu kötü çalışma koşullarına rağmen işsizlikten dolayı işçiler burada çalışmak zorunda kalıyorlar. Madende 2 bin liradan aşağı ücret yok. Şoförler 3 bin civarı, operatörler 4 bin lira maaş alıyorlar. Pazar günleri mesai ücretleri 1'e, 1.5 olarak ödeniyor. Maaşlar düzenli yatıyor. Bu nedenle işçiler memnun görünüyor.

ÖNCEKİ HABER

MLSA, deneyimli gazetecilerle mesleki farkındalık atölyesi düzenliyor

SONRAKİ HABER

İstanbul'un göbeğinde tabureli eğitim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa