12 Eylül 2019 01:31

Canan Kaftancıoğlu: Beni hapse attıklarında düşüncelerimi sınırlayamayacaklar

9 yıl 8 ay hapis cezası verilen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu: Hapse atılmam teferruat olur. Beni hapse attıklarında düşüncelerimi sınırlayamayacaklar.

ARŞİV | Fotoğraf: CHP Basın Bürosu

Paylaş

6 yıl önce attığı tweetlerden dolayı hakkında 9 yıl 8 ay hapis cezası verilen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, üst mahkemenin cezasını onaması halinde siyasi yasaklı olma riskiyle karşı karşıya. 

Gazete Duvar’dan İrfan Aktan’a konuşan Kaftancıoğlu, “Hapse atılmam teferruat olur. Beni hapse attıklarında düşüncelerimi sınırlayamayacaklar” diye konuştu. 

Kaftancıoğlu, Matrix filmindeki Trinity karakterine benzetilmesini de şöyle yorumladı: Toplumun kahramanlar yaratmak zorunda bırakılmasına üzülüyorum. Kahraman yarattıkça normalden uzaklaşıyoruz. Üzgünüm ama uçamıyorum, uçan tekme atamıyorum. Aslında olağan koşullarda, olması gerekeni yapıyorum.

Tweetleriniz ne zaman ve nasıl gündeme geldi? Altı yıl önceki yazılar hakkında soruşturma ne zaman başlatıldı?
 

13 Ocak 2018 tarihinde il başkanı seçildim. 15 Ocak’ta benim bu tweetlerimle ilgili birden bire soruşturma başlatıldı. Ama il başkanı adayı olacağımı açıkladığım hafta, yani 13 Ocak’tan bir hafta önce, bana ait olan veya olmayan tweetlerle ilgili bir karalama kampanyası zaten başlatılmıştı.

Kimler başlattı bu kampanyayı?

Hem parti içinde bana muhalif olanlar hem de parti dışındaki bazı çevreler başlattı. Bu karalama kampanyasına rağmen 13 Ocak 2018 tarihinde seçildim ve iki gün sonra da soruşturma açıldı. Fakat tesadüfe bakın ki aynı gün Cumhurbaşkanı da avukatı aracılığıyla benden şikâyetçi oluyor ve bu da hızlı bir biçimde dosyaya dâhil ediliyor. Fakat bu soruşturma dosyası, 24 Haziran 2018’deki seçimlere kadar herhangi bir ekleme yapılmadan rafta tutuluyor. Seçimlerden çok kısa süre önce, 22 Mayıs’ta soruşturma izni veriliyor ve ardından yine rafta bekletiliyor. İstanbul seçimleri iptal edildikten sonra, 22 Mayıs 2019’da iddianame oluşturuluyor. Biz o sırada 23 Haziran seçimlerine hazırlanıyorduk ve iddianameyi de basından duyduk. İddianame jet hızıyla, beş gün sonra kabul edildi ve 28 Haziran’a, yani İstanbul seçiminden bir hafta sonrasına ilk duruşma tarihi verildi. İlk duruşmadan bir gün önce, 27 Haziran’da Ekrem İmamoğlu mazbatayı almıştı. Yani ben mazbatadan sonra ilk duruşmaya gittim. Üçüncü ve son duruşma da 6 Eylül’deydi ve hapis kararı çıktı. Olayın özeti böyle.

“ALIŞTIKLARI PROFİLDE OLMADIĞIM İÇİN HEDEF SEÇİLDİM”

Erdoğan’ın tweetlerinizden dolayı size yönelik tepkisi ne zaman başladı?

İl başkanı seçilmemden sonraki ilk grup toplantısında, yani 16 Ocak 2018 salı günü Erdoğan, Meclis’te yaptığı konuşmanın tamamını bana ayırmıştı. Benim olan ve olmayan tweetleri, slayt gösterisi eşliğinde yorumlamıştı. Bu konuşmasını da “bedelini ödeyeceksiniz” şeklinde bitirmişti.

Fakat Ocak 2018’de, bir yıl sonra yapılacak yerel seçimin kaderini belirleyeceğinize, İstanbul’u İmamoğlu’na kazandıracağınıza dair herhangi bir emare yoktu. Buna rağmen neden il başkanı olduğunuz günden itibaren iktidarın hedefi haline geldiniz?

Daha ilk günlerde il başkanlığında başarılı olup olmayacağım öngörülemese de, geçmişten beri bir siyasi mücadelenin içinde olduğum ve bu mücadeleyi de inandığım gerçeklere göre yürüttüğüm biliniyordu. Ayrıca il başkanı seçildiğim gün yaptığım konuşmada İstanbul’u saraydan alıp halka vereceğimizi, “mış gibi” iş yapmayacağımızı, önce örgüt olacağımızı, yani iç disiplinimizi netleştirip programımızı, hedeflerimizi belirleyeceğimizi, sonra da halkla beraber yol alacağımızı söylemiştim. Seçildikten sonraki konuşmamda da “şimdi kol kola bu salondan AKP faşizmini yıkmak için çıkacağız” demiştim. Deneyimli siyasetçiler bu tür sözleri söyleyen kişinin kendi sözüne ne kadar inandığını ve bunu gerçekleştirmekte ne kadar kararlı olduğunu kestirirler. O bakımdan CHP içinden da dışından da bakıldığında, iktidarın alışageldiği bir siyasetçi profiline uymadığım ilk günden itibaren anlaşılmıştı. Hem bunların hem de bir kadın siyasetçi olmamın, bana yönelik saldırılarda belirleyici olduğunu düşünüyorum.

“HAPSE ATILMAM TEFERRUAT OLUR”

Ankara kulislerinde “Demirtaş dışarı, Kaftancıoğlu içeri” şeklinde bir hazırlık yapıldığına dair söylentilerin dolaştığı iddia ediliyor. Hapse atılacağınızı düşünüyor musunuz?

Geçenlerde biri de “Yenikapı’daki arabaları verin, Canan Kaftancıoğlu’nu verin” diye yazmış (Gülüyor). Demirtaş’ın tahliye edilmesinden müthiş bir mutluluk duyarım elbette. Öte yandan muktedirin bizimle ilgili neler düşünüp tasarladığıyla ilgilenmiyorum. Bizim ne yaptığımız, ne düşündüğümüz ve ne yapacağımız daha önemli. Muktedir, bizimle ilgili düşüncelerini hayata da geçirebilir ama bunların hepsi teferruat.

Yani hapse atılmanız da teferruat mı olur?

Evet, hapse atılmam teferruat olur. Çünkü bizler fikir ve ifade özgürlüğünün mücadelesini veriyoruz. Hem kendimizin hem de başkalarının hayatındaki duvarları yıkmakla uğraşıyoruz. Beni hapse attıklarında düşüncelerimi sınırlayamayacaklar. Yine düşüneceğim, yine üreteceğim. Zihnini tutuklayamadığınız insanı dört duvar arasına atarak esir edemezsiniz. Benim asıl üzüntüm, dışarıda olmasına rağmen zihni esaret altında olan insanlar içindir. Çocukluk yıllarımdan beri hep sanal duvarları yıkarak, kırarak var olmaya çalıştım. Ama o sanal duvarlar gibi hapishane duvarları da düşüncelerimi tutsak edemez.

“ÜZGÜNÜM AMA UÇAMIYORUM”

Sosyal medyada sıklıkla Matrix filmindeki Trinity karakterine benzetiliyorsunuz. Siz bu benzetmeyi nasıl karşılıyorsunuz?

Açıkçası toplumun kahramanlar yaratmak zorunda bırakılmasına, bu noktaya getirilmesine üzülüyorum. Kahraman yarattıkça normalden uzaklaşıyoruz. Ayrıca üzgünüm ama uçamıyorum, uçan tekme atamıyorum (Gülüyor). Aslında olağan koşullarda, olması gerekeni yapıyorum. Bir polis, bir bekçi, mahsur kalan bir kediyi kurtardığında onu hemen kahramanlaştırıyoruz. Oysa onun yaptığı kahramanlık değil, olağan bir insani gereklilik. Toplumun yemeyip içmeden koşabilen, uçabilen, uçan tekme atabilen kahramanlar beklemesine gerek duymayacağı bir normalleşmeyi sağlamak istiyoruz. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Beylikdüzü'nde öğrenci servisi devrildi: 9 yaralı

SONRAKİ HABER

Arjantin'de işçi ve emekçiler kriz ve yoksulluğu bakanlık önünde protesto etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa